TSK'ya sızan FETÖ mensupları tarafından kurbağa yedirip, kaldırımdan bin kez özür diletip, başına silah dayadıklarını ifade eden Sertuğ Oğuz, subay olması engellendikten sonra girdiği hukuk fakültesini 3 yılda bitirdi ve avukatlık stajına başladı.

Oğuz, "Atatürkçü düşünceye sahip olduğumuz için askeri okulda bana işkence çektiren bütün komutanlar şimdi FETÖ’cü çıktı ve tutuklandı. Onların en ağır cezaları almaları için dava dosyalarına müdahil olacağım" dedi.

Maltepe Askeri Lisesi’nin ardından 45 günlük Kara Harp Okulu İntibak Kampı ve Kara Harp Okulu 1’nci sınıf ve sonrasındaki kamp döneminde FETÖ’cü subaylardan gördüğü işkencelerle bırakmak durumunda kalan Sertuğ Oğuz, maruz kaldığı fiziksel ve psikolojik olayları DHA'ya anlattı.

"BİZİM MİLLETE SİLAH DOĞRULTMAYACAĞIMIZI ANLAMIŞLAR"

Sertuğ Oğuz, Askeri okullardan ayrılma zorunda bırakılan Atatürkçü düşüncede olan kendisi ve arkadaşlarının, ‘milletin silahını, millete doğrultun’ denildiğinde bunu kesinlikle yapmayacaklarını tahmin eden FETÖ’cülerin bugünleri önceden planladıklarını söyledi. Oğuz, "O yüzden, bugünlerin olayları o günden planlanan şeylermiş, biz bunu şimdi görüyoruz, yeni yeni öğreniyoruz" dedi.

Atatürkçü ilkeli bir subay olabilmek için astsubay olan babasını da kendisine örnek alarak 2006 yılında fen lisesini kazanmasına rağmen askeri liseyi tercih eden Oğuz, Maltepe Askeri Lisesi’nden 2010’da mezun oldu, 2010-2011 yılında Kara Harp Okulu’na alındı.

Oğuz, kamp döneminde maruz kaldığı işkenceleri şöyle anlattı: "Bu intibak kampı süresince tabii ki iyi niyetli olarak, subay olabilmek idealiyle, şevkle komutanlarımızın verdiği emirleri yerine getirebilmeye çalışıyorduk. Ancak geçen süreçte her şeyin öyle olmadığını, işin içerisinde başka olayların olduğunu ve harp okullarının tamamının FETÖ’cu subaylar tarafından emir komuta edildiğini şuan ki süreçte öğrendik. İhraç listesine baktığımda benimle uğraşan FETÖ’cu subaylarla dolu olduğunu görüyorum."

"ATATÜRKÇÜ OLDUĞUMUZU BİLİYORLARDI"

Kampın ilk gününden itibaren bizim adımız onlar tarafından biliniyordu. ‘Atatürkçü, ilkeli, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik düzeninden yana’ olan subay adaylarının ayrılmaları için ellerinden geleni yapıyorlardı.

"BİZİ ŞOK MANGASINA ALDILAR"

"Kampın ilk günlerinde diğer insanlar yat yoklaması alındıktan sonra çadırlarına gidiyor, tahminime göre o yatmaya gidenler FETÖ’cu subayların bildiği kişilerdi. Bizlere ise ‘şok mangası’ eğitim mangası adı altında işkence yapılıyordu.

"KURBAĞA, BÖCEK YEMEDİĞİM İÇİN ODA HAPSİ YATTIM"

Yaşadıklarımdan birkaç örnek vermek istiyorum: Menteş Kampında, yat yoklamasından sonra gece 12.00’dan sabah 06.00’a kadar defalarca mayo ile içtima yaparak, dikenli arazide dizlerimiz, kollarımız paramparça oluncaya kadar süründürüyorlardı. Önümüze çıkan kurbağa ve böcekleri yememizi emrediyorlardı. Bir an duraksayıp ‘komutanım ne diyorsunuz’ dediğiniz zaman, emre itaatsizlikte ısrar suçundan defalarca savunmamız alındı. Buna istinaden 3-6 ve 9 günlük oda hapisleri aldım. Hepsi bunların yıldırma politikaları içerisinde fiziksel işkencelerdi.

"İÇTİĞİMİZ SUYU DAHİ KUSTUYORLARDI"

Su izni verilmiyor, 2,5 litre suyu bir dakika içerisinde kafamıza dikip, bitirtip, sonrada bir direğin etrafında daire çizerek koşturup, istifra etmemiz sağlanıyordu. Ardından, “Siz su bile içemiyorsunuz. Siz böyle adamlarsınız’ şeklinde sürekli baskılara maruz kalıyorduk.

"BAYILAN KADIN ARKADAŞLARIMIZI BOĞAZLARINA KADAR ÇUKURLARA GÖMDÜLER"

Bayılan bayan arkadaşlarımızı, daha önce kazılan çukurlara boyunlarına kadar gömdürüyorlardı, revire dahi götürmüyorlardı, bu arkadaşları ve üzerlerine uyanmaları için su döküyorlardı.

"KALDIRIMDAN BİN KEZ ÖZÜR DİLETTİLER"

Birlik eğitim alanına yürüyerek giderken biz o birliğin etrafını ördek yürüyüşü yaparak götürülüyorduk. Hatta ördek yürüyüşü yaparken bazen es kaza kaldırıma çarptığım oluyordu. Geri çevirip, “Kaldırım sana çarptığım için özür dilerim’ diye bin defa tekrarlıyorduk.

"KAFAMIZA SİLAH DAYAYIP, BOŞ TETİK DÜŞÜRÜYORLARDI"

Yine bir üsteğmen, ‘üsteğmenimiz’ demeyim, ‘FETÖ’cu vatan haini’ demem gerekir; Bu vatan haini, o dönemde bizi İzmir’deki kamp yerinin tepelerine çıkartıp sırayla şok mangasındaki insanları dizip, silahla hepimizin kafasına boş şarjör ile tetik düşürüyorlardı. ‘Sizler vatan hainisiniz, ayrılmanız gerekiyor, ayrılacaksınız’ diye baskılar uyguluyorlardı.

"SABAHA KADAR 800 SAYFALIK KİTABI ÖZETLETTİYORLARDI"

FETÖ’cu subaylar ayrılmaz isek bir bahane yaratıp okuldan atılacağımızı boşu boşuna harp okulunda vakit kaybetmemiz gerektiğini, dışarıda daha güzel meslekler yapabileceğimiz yönünde telkinlerde bulunuyorlardı. Bu telkinler sonuç vermeyince daha farklı uygulamalara başlayarak; matematik sınavlarına bir iki gece kala 700-800 sayfalık kitapları özetleyip özetlerini sabaha kadar sunmamızı istiyorlardı. Bu vesile ile devre kaybedip okuldan atılmamız sağlanmaya çalışılıyordu.

"TARAK VE MENDİL İÇİN 3 GÜN ODA HAPSİ CEZASI"

Şuan tutuklu bulunan FETÖ’cu subaylardan biri nöbet tutarken yanıma gelerek tarak ve mendil kontrolü yaptı. Tarağı sağ değil de sol cebimden çıkardığım için 3 gün oda hapis cezası aldım. Böylece disiplin puanımı eriterek okuldan atılmam sağlanmaya çalışılıyordu.

"ADALET VE HAKKANİYET DUYGUSU ŞİMDİ ONLARA LAZIM"

Bize acımadılar, hakkaniyet göstermediler. Bana o zaman lazım olan adalet ve hakkaniyet duygusu, şimdi onlara lazım. Bunları anlatırken içim yanıyor. Devrelerim şimdi 2 yıllık teğmen. Bede teğmen olabilirdim, ama bırakmak zorunda bırakıldım.

"TAZMİNATI PEŞİN YATIRDIĞIMIZ İÇİN ORTADA KALDIK"

Kendi isteğimizle okuldan ayrılmamız sağlandı. ‘Biz sizi atarsak, ömür boyu kamu alanında çalıştırılmazsınız’ diye tehdit ettiler. 50 bin lira tazminatı peşin ödeyip ayrıldım. Tazminatlarını taksitlendiren arkadaşlarımın tazminatları kararname ile kaldırıldı. Ama benim gibi devletine peşin olarak ödeyen ben ve arkadaşlarım hakkında bir düzenleme yok. Devlet büyüklerimizi bu konuda bir düzenleme yapmalarını rica ediyoruz.

"HAKSIZ YERE ATILAN ARKADAŞLARIMIZ GERİ DÖNMEK İSTİYOR"

Benim gibi ayrılan 5 bin kişi var. TSK’dan ayrılan askeri öğrenciler platformunu kurduk. Arkadaşlarımız tamamen ilkeli, Atatürkçü, vatanı milleti için gözünü kırpmadan canını verebilecek arkadaşlarım. Sayın Cumhurbaşkanımız ve devlet büyüklerimiz uygun görürlerse kendileri iadeyi itibar bekliyor ve orduya tekrar katılma niyetinde olan arkadaşlarımız var.

"SAPLA SAMANIN AYRILMASI GEREKİYOR"

Hukuk fakültesinden mezun oldum ve stajyer avukat olarak görev yapıyorum. Bu 15 Temmuz Fetullahçı Terör Örgütü soruşturmasında bu vatan hainlerinin, en ağır şekilde cezalandırılmaları için dosyaya müdahil olmayı düşünüyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın, başbakanımız da dediği gibi ‘sapla, samanının’ ayrılması gerektiğini düşünüyorum.

İçeride yatan masum arkadaşlarımız, er ve erbaş vatandaşlarımızın olduğunu düşünüyorum. ‘tatbikat’ denilerek içeriye girenler, tamamen olayın bir tatbikattan ibaret olduğunu düşünen er ve erbaşlarımızın vatan hainlerinden ayıklanarak ortaya net bir şekilde çıkması bizim en büyük idealimiz.

Kaynak: Haber Kaynağı