İstanbul Barosu, onbir Sayın Baro ile birlikte bir duyuruda bulunmuştur.

Bizler bu çağrıya karşı; sadece İstanbul Barosu ve TBB yönlerinden görüşlerimizi, basın ve kamuoyuna duyuruyoruz.

Bu çekişmedeki karşılıklı atışma, İstanbul Barosu ve TBB’ndeki statüko ve oligarşik yapılanmadaki çöküşündeki çatırdamanın sesleridir.

İddia ediyoruz : Sizler, çağrıdaki suçlamalara ortaksınız.

Tarafsız ve bağımsız yargıç ve savcılar “bir karar verirsem başıma ne gelir” endişesiyle âdil yargılama yapamaz ve tüm umutları İstanbul Barosu ve TBB iken;

Yargıç ve savcı olabilmenin yolunun, bir partinin üyesi olmaktan geçtiği dillenmişken;

Yargının giderek neredeyse bir partinin organı haline geldiği söylemleri dillerde dolanırken;

Gazetecilerin, “gazetecilik” sıfatı değiştirilerek, “terörist” veya “teröriste yardım eden” konumuna getirilirken;

Avukatlar; savcı, yargıç ve hatta kalem memurları ve icra memurları karşısında korumasız kalmış ve düzenlenen tek yanlı tutanaklarla cezalandırılırken, aynı şekilde bu sıfatı taşıyan kişilerin yaptıkları haksızlıklar ve aşağılamalar karşısında avukatlar,  delil temin etme imkânı bulamazken;

Avukatların güvenlik güçlerince şiddete maruz kalmaları sıradan bir olay haline dönüşürken;

Avukatların hareket alanları daraltılıp, mesleğimiz giderek yok olma sınırına gelmişken;

“Hukuka uygun karar verme”nin normal sayılması gerektiği halde, “övgü” nedeni haline gelmiş iken;

“Hedef Süre” ile yargıçlar, vicdanına göre karar vermesi gerekirken “karar makinası” haline getirilirken;

Dağ gibi sorunlar varken ve tüm hukuksuzluklar gözünüzün önünde olup biterken;

Hukuksuzluklarla mücadeleyi, kamuoyuna dahi yansımayan mesajlara, ses getirmeyen toplantılara indirgediniz.

Sizler, olan biteni Olimpos Dağı’ndaki “Tanrı Zeus” gibi tepeden seyrettiniz.

İstanbul Barosu Başkanı, tepeden seyretmekle de kalmadı, “tepeden” konuştu; “balkon konuşması” yaptı.

Bağımsız ve tarafsız yargı için; halkımız, meslekdaşlarımız ve yargı mensupları için son ve tek ümit İstanbul Barosu iken; insanların ümitlerini yok ettiniz. Korktunuz, korkmakla da kalmadınız.  Korkunuzu, salgın hastalık virüsü gibi Baromuzun saygın üyelerine de bulaştırmaya çalıştınız; ama başaramadınız.

“İstanbul Barosu dünyanın en büyük Barosu’dur” söylemi, Baro Başkanı sayesinde “nitelik” olarak söylemini yitirmesine neden oldu.

Avukatın baro kimliğini kullanıp, "taciz davası" yalanıyla milyonlarca lira dolandırdılar Avukatın baro kimliğini kullanıp, "taciz davası" yalanıyla milyonlarca lira dolandırdılar

Avukatlar; savcı, yargıç, kalem ve icra memurları, güvenlik güçleri karşısında korumasız ve şiddete maruz kalmış iken; seyrettiniz, sadece kamuoyuna yansıyan olaylara müdahil oldunuz.

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu :

Gerçek hukuk hocalarından hiç mi “feyz” almadınız da :

En azından;

* Erkler ayrılığı,

* Yargı, dolayısıyla HSK bağımsızlığı ve tarafsızlığı,

* Özgür ve bağımsız avukatlık,

İçermeyen düzenlemelerin, “reform” olamayacağını ancak “idare-i maslahat”çılık olacağını nasıl kavrayamazsınız?

“Siyasî ikbal” hırsı, sizi nerelere sürüklediğinin farkında mısınız?

İstanbul Barosu Başkanı :

“Kayyum tayin edilir” konusunda sadece sizler korkarsınız. İstanbul Barosu Avukatları böyle bir şeye  asla ve asla izin vermez. Bunun mücadelesini de verir.

Her iki Başkan’a da sesleniyoruz :

SEGBİS’le, avukatların yargılamayı ve yargıyı etkileme görev ve yetkisine darbe vurulmakta, giderek avukatlar adliyeden ve yargıdan tecrid edilmekte, “sanal yargılama”nın ayak sesleri duyulmaktadır. Tamamen şekle dönüştürülmek istenen mesleğimize son darbe vurulmak üzeredir.

Sizlerin buna karşı bir hazırlığınız ve mücadele gibi bir niyetiniz de olmadığını biliyoruz.

Ancak belirtelim ki; dipten gelen dalga, mesleğimize karşı yapılan tüm komploları boşa çıkaracak güce sahiptir.

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu :

İlk yapılacak seçim, sizler için “son durak”tır. Sizler “son durak”ta, “hukuk treni”nden inmek zorunda kalacaksınız.

İlk seçimlerde, gerçek anlamda mesleğimizi icra edenler gelecek; mesleğimize hukukun evrensel ilkelerine  ve İstanbul Barosu’na sahip çıkacaklardır. 

Olan biten tüm olumsuzluklar,  sizlerin ortak suçudur. Ama bizler bu suça ortak değiliz ve olmayacağız. 

Hukuk Hareketi Platformu

Adına

Avukat Burhan Öğütcü – Avukat Oktay Kök