Yeniden İstanbul Barosu Başkanı seçilen Mehmet Durakoğlu, yeni dönemde Atatürkçü çizgiden vazgeçmeyeceklerini, hiç değişmeyen gündemlerinin hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı alanında yapılacak mücadele olduğunu söyledi. En yakın rakibine 1200 oy fark atarak İstanbul Barosu Başkanı seçilen Mehmet Durakoğlu, İstanbul Barosu’nu ‘adalet tecelli merkezi’ olarak nitelendiriyor. Yeni dönemde genç meslektaşları ile ilgili projelerinin olduğuna değinen Durakoğlu, başkanlığının ilk gününde Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı.

-Seçim sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kazanacağımızdan emindik. Ancak sonuçların ifade ettiği önemli noktalardan bir tanesi İstanbul Barosu’nun dışa yansıyan yüzüdür. Bu genel kurulda bütün adayların ortak söylemi Türkiye’de bir hukuk devleti iddiasının Ankara tarafından dile getirilmemiş olması, yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı noktasında Türkiye’de çok büyük eksikliklerin bulunmasıydı. Özellikle siyasal iktidarın ya da yürütmenin yargıya ciddi baskı yapmakta olduğu tüm adaylar tarafından gündeme getirilen bir konu oldu. Biz avukatlar olarak yargının içerisinde bulunduğu adına kriz dediğimiz bu noktada bir mücadele veriyoruz. Bu mücadelede yurttaşlarımızı da yanımızda görmek istiyoruz. Yargı bağımzsızlığının, toplumsal bir sorun olduğunu ve halkın buna sahip çıkması gerektiğini söylemeye çalıştık.

Avukatlık modeli değişecek

-Genel kurulda konuşma yaptığınız sırada eleştiriye maruz kaldınız...

Avukat dediğiniz insanlar itiraz mesleği yapıyorlar. Avukat dediğiniz insanlar kamuoyu çimdiklerler. Bizim genel kurullarımız her zaman böyle olmuştur. Her zaman çok ciddi eleştiriler olur. Herkes kendi cephesi içerisinde avukatlık mesleğini tarif etmeye çalışır. Bunlar bizim zenginliklerimiz. Eleştiriden hiçbir zaman gocunmayız, rahatsız olmayız. Anlamaya çalışırız. Yapılacak şeyler varsa  yapmaya çalışırız. Zaten İstanbul Barosu genel kurullarının en büyük özeliklerinden biri budur. Son derece çetin geçer ve eleştirel gözle bakış çok fazladır.

-12 yıldır yönetimdesiniz. Mehmet Durakoğlu’nun yeni dönemde farkı ne olacak?

Yeni dönemde genç meslektaşlarımızla ilgili olan dinamiği doğru biçimde programlamamız gerekiyor. Bunu bir sinerjiye dönüştürmemiz gerekiyor. Meslektaşlarımızın örneğin İngilizce eğitimlerini alması, yüksek lisans eğitimlerinin yapılması ve UYAP okulunun açılması gibi projelerimiz var. Biz yeni bir avukatlık modelinin gelmekte olduğunu düşünüyoruz. Bugün varolan modelin yeterli olmayacağını, Endüstri 4.0, yapay zekâ ya da dijitalleşme karşında yeni bir dönüşüm geçireceğini düşünüyorum. Önümüzdeki dönem bunlar üzerine özellikle çalışacağız. Ama bizim temel bir iddiamız var. Özellikle yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti konusundaki mücadeleyi bir anlamda varlığımızın nedeni sayıyoruz. Ben Mehmet Durakoğlu kazanmadım benim arkamda bir ekip var. Bu grubunda temel bir felsefesi var. Özelikle Cumhuriyet’e, Cumhuriyet’in kurucu değerlerine, Atatürk ilkelerine onun idealine bağlı olarak bu işi yapıyoruz. Dolayısıyla niteliğimizi de öne çıkaran yaklaşımlar içerisinde olacağız. İstanbul Barosu sadece orada çalışan yöneticilerin, avukatların değil. Adalet tecelli merkezi olarak duruyor. Baroyu bu noktadaya getirdiğimiz için gururluyuz ama onun işlevini de yerine getirmemiz gerekiyor.

Kavramların içi boşaltıldı

-Meslek hayatınız boyunca yargının bu kadar güven kaybettiği bir dönemden geçtiniz mi?
32 yıllık avukatım, bu kadar adil yargılanma, masumiyet karinesi, savunma hakkı konuştuğumu hatırlamıyorum. Dolayısıyla evrensel hukukun genel kabule ulaştırıldığı bu temel kavramların içinin boşaltıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Böyle bir dönemin içerisinde otokratikleşme çok net bir biçimde kendisini gösteriyor ve yürütme, yargı üzerinde bir baskı oluşturmaya çalışıyor. Yurttaşlar bugün yargıyı avukatlar üzerinden okuyor. Belkide avukatların yargının bu kadar itibarsızlaştığı noktada avukatlar olarak itibar kazanabiliyor olmamızın nedeni bu. Bu siyasetçileri rahatsız ediyor. Bu nedenle avukatların üzerine geliyor. Bir şekilde avukatları sindirmeyi, onlar olmadan yargı planlaması yapmayı düşünüyorlar. Özellikle hâkimler üzerinde onların bağımsızlığını yok edecek şekilde yaptıkları operasyonları avukatların üzerinde yapılmasını temin etmeye çalışıyorlar. Buna teslim olmamamız gerekiyor.

-Yeni dönemde ilk gündeminiz ne olacak?

Baro olarak yapacaklarımızı önceleyeğiz. Yasal değişiklik gerektiren konuları tespit edip onların üzerine gitmeye çalışacağız. Özellikle Ankara bağlamında gitmeye çalışacağız. Ama bizim hiç değişmeyen gündemimiz hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı alanında yapılacak mücadeledir.

  • Haber görseli

‘Hukuka güven yok’

Geçerli oyların yüzde 67’sini alarak, Ankara Barosu Başkanı seçilen Demokratik Sol Avukatlar grubu adayı Erinç Sağkan, Türkiye’de yargının bağımsız olmadığını belirterek, “Bu ülkede hiç kimse hukuki güvenliğe sahip değil. Yargı baskı altında” dedi. Yeni dönemde yargının bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü konusunda iktidara ve bürokratik kanallara gerekli uyarıları yapacaklarını dile getiren Sağkan, “Ancak siyasi iktidar uyarılarımızı dikkate almazsa hukuki güvenliğin ne kadar önemli olduğunu vatandaşa anlatmak için sokağa çıkacağız” diye konuştu. Avukatlar için birçok projeleri olduğunu dile getiren Sağkan, “Mesleğin içindeki sıkıntılara çözüm odaklı yaklaşacağız” dedi. Başkentteki avukat ve vatandaşların adalete erişim noktasında çok ciddi ıkıntı yaşadığını vurgulayan Sağkan, adliyenin 7 parça olduğunu ve tek adliye sorunu olduğunu kaydetti. Baro meclisi kurarak, buraya tüm grupların temsilcilerini seçeceklerini ifade eden Sağkan, başkente tek adliye yapılması için bürokrasi kanalları ile masaya oturup çözüm üreteceklerini kaydetti. Adliye sorununa çözüm bulunmaması halinde eylemsel olarak harekete geçeceklerini ifade eden Sağkan, “Biz hukuk kurumuyuz. Eylemsel tavrımız hukuk çerçevesinde bir duruş olacak. Bu konuda baro olarak tüm yetkilerimizi kullanacağız” diye konuştu.

Avukatların ekonomik sorunlarına değinen Sağkan, işçi avukatların sorununun Avukatlık Yasası’nda yapılacak değişim ile çözüme kavuşturulması için mücadele edeceklerini kaydetti.

Yeterli eğitim verilmiyor

Hukuk eğitiminin düzeltilmesi için sürekli hukuk fakültelerinin açılmasına son verilmesini, yeterli eğitim vermeyen fakültelerin kapatılmasını istediklerini dile getiren Sağkan, “Mesleğe girişte avukatlık sınavı getirilmeli. Yargının tarafsız ve bağımsız olmasını istiyorsak nitelikli hukukçuya ihtiyacımız var. Ciddi olarak Avukatlık Yasası’nda değişiklik olmasını istiyoruz” dedi. Sağkan, 0-5 yıl kıdeme sahip avukatların baro yönetimine giremediğini anımsatarak, “Bu konuda yasal engel var. Ancak biz genç avukatlar arasında 5 temsilci seçerek baro yönetim kurulu toplantılarına katılmalarını sağlayacağız. Toplantılarda eleştirecekler, doğru bildiklerini söyleyecekler” ifadesini kullandı.

‘Mücadele edeceğiz’

Sağkan, yalnızca avukatların değil, toplumun yargıyla ilgili genel sorunlarıyla da ilgineceklerini dile getirdi. Avukatlık Yasası’nın barolara hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı, temel hak ve özgürlüklerden taraf olması konusunda görev verdiğine dikkati çeken Sağkan, şunları kaydetti:
“Bu konuda bir şeyler üretmezsek, görenizi yapmamışsınızdır.

Adliyede avukata saldırı Adliyede avukata saldırı

Biz yargı bağımsızlığının yıllardır neden gerektiğini vurgularken, 15 Temmuz süreci ile aslında yargı bağımsızlığını neden istediğimiz temel olarak anlaşılmıştır. Acı bir tecrübe ile anladık. Kumpas yargılamaları ile yargının bağımsızlığını yitirdiğini ifade etmiştik. Bizi kimse dinlemiyordu o dönem. O yargılamalarla TSK’nin ciddi anlamda geleneklerin yok edilmesiyle ortaya çıkan sonuçlar bu ülkede 15 Temmuz gibi acı bir tecrübeyi yaşatmıştır. Ancak devamında gördük ki, uyarılarımız siyasi iktidar tarafından halen dikkate alınmıyor. Yargıya girişte likayat ve başarı ölçütü dikkate alınmıyor, siyasi iktidara yakın olma ölçütü esas alınıyor. 70 puan parajı kaldırıldı. Adam kayırmacılık devam ediyor. Bütün olumsuzlukların sebebi ülkede hukuk güvenliğinin olmamasından kaynaklanıyor. Uyarılarımızı bürokratik kanallara ileteceğiz.

Uyarılarımız dikkate alınmazsa hukuki güvenliğin neden önemli olduğunu vtaandaşa anlatmak için sokağa çıkacağız. Çünkü şuanda yargı kesinlikle bağımsız değil. Bu ülkede hiçkimse hukuki güvenliğe sahip değil. Tamamen baskı altında. İçerisinde buluduğumuz avukat tutuklamaları çok fazla arttır. Bir ülkede avukatı itibarsızlaştırmanın, tutuklamanın, sindirmenin amacı vatandaşı güçsüz kılmaya çalışmaktır. Bugün savunma makamına görev düşünüyor. Baroların gücü de örgütlü avukat gücüdür. Binlerce donanımla üyenizle ortaya çıkarsa baskı grubu olursunuz. Birimiz diğerinin önünde olmadan yan yana omuz omuza mücadelimizi sürdüreceğiz... Hem mesleki hem de hukuk devleti ve yargı bağımsızlığının tesis edilmesi için mücadele başlatacağız.”

‘Devrimlere sahip çıkacağız’

İzmir Barosu ’nun başkanlığına seçilen Özkan Yücel, Atatürk ve Cumhuriyet devrimlerine sahip çıkacaklarını, ulaşabilir bir baro yaratarak meslektaşlarının sorunlarına eğileceklerini vurguladı. Çağdaş Avukatlar Grubu’nun adayı olarak pazar günü yapılan seçimlerde 5 bin 986 oyun bin 955’ini alarak rakiplerini geride bırakmayı başaran Yücel, “Atatürk ilke ve değerlerinin, laikliğin, Cumhuriyet’in korunması ve yaşatılması için yapılması gereken ne varsa, yapacağız” dedi. Yücel, sonuçların açıklanmasının ardından yaptığı konuşmada, “Bitti sanıyorsanız hiç şansınız yok. Asıl koşturmaca şimdi başlıyor, enkaz halinde bir baroyu ayağa kaldırmanın zamanı. İzmir Barosunu demokrasinin, insan haklarının, hak ve özgürlüklerin kalesi yapmak ve hukuk devletinin yeniden inşa sürecini İzmir’den başlatmanın zamanı. Onun için daha çok çalışmamız gerekecek. Siz varsanız biz varız” ifadesini kullandı.

Ayrımları kaldıracağız

Önem verdikleri konuların en başında mesleki dayanışma geldiğini vurgulayan Yücel, “Avukatların, savunmanın gerçek olarak bir değer olarak kabul edilmesi, sacayağının bir parçası olduğunun kabul edilmesi bizim önceliklerimizden. Meslektaşlarımızı hiçbir yerde, hiçbir alanda mesleklerini ifa ettikleri için karşılaştıkları engellemelerde asla yalnız bırakmayacağız. Doğrudan bizlere, yönetim kurulumuza ulaşmaları için gerekli her türlü tedbiri alacağız” dedi. Meslektaşlarının günlük sorunlarına da yanıt arayacaklarını belirten Yücel, adliyelerde hakim ve savcılar ile avukatlar arasında uygulanan çeşitli ayrımların ortadan kaldırılması için çaba harcayacaklarını söyledi.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1118945/Hukuk_devleti_icin_mucadele.html