Hatay'daki Gezi Parkı protestoları sırasında başına isabet eden biber gazı kapsülüyle yaşamını yitiren Abdullah Cömert'in ölümüyle ilgili güvenlik gerekçesiyle Balıkesir'e alınan davanın altıncı duruşması, bugün görüldü. İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gaz fişeği ve fişeğin atıldığı araçla ilgili raporun bir an önce gelmesi, rapor düzenlenmeyecekse gerekçesinin bildirilmesi için yazı yazılmasına karar verilen duruşma; 15 Ocak 2016'ya ertelendi.

Hatay'da Gezi Parkı protestoları sırasında 'Akrep' diye tabir edilen zırhlı araçtan attığı gaz fişeğiyle Abdullah Cömert'in ölümüne neden olduğu iddiasıyla 'Olası kastla öldürme' suçundan 25 yıla kadar hapis istemiyle tutuksuz yargılanan sanık polis 30 yaşındaki A.K. ile ilgili görülen davanın altıncı duruşması bugün görüldü. Sabah 09.30'da başlayan ve Balıkesir 2'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya; Hatay'da yaşayan Cömert ailesi ile avukatları Hatice Can katılmadı. Mahkemeye dilekçe gönderen avukat Hatice Can, İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan beklenen raporun hazır olmadığı gerekçesi; anne Hatice Cömert ve baba Edip Cömert de sağlık ve ulaşım sorunları nedeniyle duruşmanın ertelenmesini istedi. Tutuksuz yargılanan sanık polis A.K. ise Mersin Adliyesi'nde hazır bulundu. Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile yapılan yargılamada, Cömert ailesini 11, sanık polisi de iki avukat savundu.



TUTANAKLARIN OKUNMAMASINA ELEŞTİRİ

Müdahil avukatlar arasında yer alan İstanbul Barosu’na kayıtlı Ömer Kavili, duruşma salonunda sivillerin bulunduğunu, bu kişilerin hangi kurumlarda görev yaptığının belirlenmesi için kimlik tespiti yapılmasını istedi. Mahkeme heyetindeki değişiklikleri hatırlatıp, duruşma tutanaklarının salonda okunmasını istedi.

SANIĞIN TUTUKLANMASI TALEBİ

Tanıklar arasında yer alan ve o dönem jandarma er olarak görev yapan tanık Hamza S.'nin ifadesinin okunması da tartışmaları getirdi. Kavili, bu tanığın ifadelerinde çelişkiler olduğunu iddia edip, tanığın sorgulanması için mahkeme salonuna getirilmesini istedi. Avukat Kavili, sanık A.K.'nin özlük dosyasının da mahkemeye getirilmesini istedi. Yargılamanın bir yılan hikayesine döndüğünü belirten Kavili, dürüst yargılama ilkelerine uyulması gerektiğini söyledi. Müdahil avukatlardan Hakan Topaloğlu, sanık polis A.K.'nin tutuklanmasını istedi.

Sanığın avukatı İbrahim Uzun ise şu ana kadar dosyanın seyrini etkileyecek herhangi bir belge ya da bilginin mahkemeye sunulmadığına dikkat çekti. Sanığın suçlu olduğuna dair kesin bir kanıt da sunulamadığını öne süren Uzun, tutukluluk istemine karşı çıktı.

'SANIKLA TANIŞIKLIĞINIZ MI VAR HAKİM BEY?'

Hakim Kemal Yılmaz'ın Mersin Adliyesi'nden SEGBİS'le yargılanan sanığa ismiyle seslenmesine tepki gösteren avukat Ömer Kavili, "Sanıkla tanışıklığınız mı var hakim bey. Sanığa A.. diye hitap ettiniz" diye tepki gösterdi. Bir diyeceği olup olmadığı sorulan polis memuru ise avukatlarına katıldığını söylemekle yetindi.

TUTUKLUK İSTEMİNE YİNE RET

Mahkeme heyeti, daha önceki tutanakların mahkeme heyetince okunduğunu belirtirken; tanık Hamza S.'nin mahkemeye getirilmesi ve sanık polis A.K'nin tutuklanması istemini reddetti. Ayrıca İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gaz fişeği ve fişeğin atıldığı araçla ilgili raporun bir an önce gelmesi, rapor düzenlenmeyecekse gerekçesinin bildirilmesi için yazı yazılmasına karar verildi. Duruşma 15 Ocak 2016'ya ertelendi.

KAVİLİ'DEN SERT AÇIKLAMALAR

Müdahil Avukat Ömer Kavili meslektaşlarıyla birlikte duruşma sonrası adliye önünde açıklama yaptı. Kavili, "Bu davayı 1300 kilometre mesafeye kaçıranlar, Ankara Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nde görev yapanlar, gelsinler eserleriyle övünsünler. 20 saat gidiş, 20 saat geliş şeklinde 11 celse boyunca Hatay'dan Balıkesir'e gelip gidebilen aile hem rahatsızlıkları hem de bu mahkemede işe yararlı olamayacaklarını anladıklarından duruşmaya gelmediler. Biz burada 10 avukatız, bir avuç da insan var fakat şu ana burada bin civarında polis var. Ankara'daki muktedirler devletiniz güven içindedir ama adalet içinde değildir. Zaten sizin adalet diye bir derdiniz yok, onun için adaletinizle bin yaşayın" dedi.

AVUKAT TEPKİLİ

Tepkili olan Avukat Kavili, "Unutmayın adalet kavramı görecelidir. Adalet sadece adliyenin adaleti değildir. Ama adalet er geç tecelli eder. Adliyenin görevlileri eğer adaletli bir karar verme peşindelerse onların uymak zorunda olduğu tek şey dürüst yargılama ilkeleridir. Türkiye bu konuda çok kere mahkum olmuştur. Ama bunlar 'bir kere mahkum olursak bir şey olmaz, nasıl olsa bizi koruyanlar çıkar' diyorlarsa unutmasınlar. İstanbul'da meslektaşları gün geldi tutuklandı, içerideler. Bazı meslektaşları yurtdışına ziyarete gitti, nefes almaya gitti. Öyleyse bugünün muktedirlerine sırt dayayanlara sadece tekrar ediyoruz. Dün de haykırmıştık: Biz avukatlar size hukuktan, adaletten söz edeceğiz, halkın adalet ilkelerinden söz edeceğiz. Siz bir cephe iseniz halkın adalet cephesinden hiç kimse uzak duramaz. Siz meşru olmak, meşrulaşmak, halk içerisinde yerlerde sürünen yargının onuru denen kavramı ayağa kaldırmak istiyorsanız, adalet ilkesinden şaşmamanız gerektiğini tavsiye etmemiz yasak olduğu için sadece bilgi paylaşıyoruz. Adalet ilkelerini çiğneyecek olurlarsa ayarını bozduğunuz kantar gün gelir sizi de tartar. Yargının genel problemi, delili toplamadan, tanığı getirtmeden, kağıt üstünde yargılama yapmaya kalkışmaktır. Bunun adı yumurtasız omlet pişirmeye çalışmaktır. Ama haberleri olsun, boşuna deniyorlar. Bekar evlerinde üniversite öğrencileri dahi pişiremedi. Bekar polis memurları evlerinde dahi pişiremedi. Mahkemede yargıç olarak görev yapanlar asla beceremeyecekler, boşuna deniyorlar" dedi.

"GEZİ ŞEHİTLERİ ÖLÜMSÜZDÜR"

Adliye önünde toplanan bazı sivil toplum örgütü ve siyasi parti üyeleri ise "Abdullah Cömert onurumuzdur", "Gezi şehitleri ölümsüzdür" diye slogan attı. Açıklama sonrası topluluk ve avukatlar sessizce dağıldı.

GÜVENLİK GEREKÇESİYLE BALIKESİR'E ALINDI

Hatay'da 2 Haziran 2013 tarihindeki Gezi Parkı protestoları sırasında polis panzerinden atılan biber gazı kapsülü başına isabet eden Abdullah Cömert, yaşamını yitirdi. Adli Tıp raporunda Cömert'in, başına gaz fişeğinin isabet etmesiyle öldüğü belirlendi. Bunun üzerine savcılık tarafından başlatılan soruşturma sonrası, sanık polis memuru A.K. hakkında dava açıldı. Sanığın avukatları güvenlik gerekçesiyle davanın başka bir kente nakli için savcılığa başvurdu. Hatay Valiliği ile İl Emniyet Müdürlüğü'nün de aynı yönde görüş bildirmesi üzerine, dava geçen yıl Temmuz ayında Balıkesir'e alındı.


Hilmi DUYAR / Coşkun YAMAN - DHA