Atatürk’ten 24 Şubat’da Anıtkabir’e gelen Avukatlara...

Yine mi siz?
Devlet yönetimini ben mi cemaatlere teslim ettim? Din ve devlet işlerini ben mi birleştirdim? Yurtta ve dünyada savaş çığırtkanlığını ben mi yapıyorum? Olağanüstü hali ben mi ilan ettim? Avukatları, Gazetecileri, Akademisyenleri ben mi tutukladım? Savaşa karşı çıktıkları için doktorları, üniversite öğrencilerini ben mi gözaltına aldım? Cezaevlerinde ben mi işkence uyguluyorum? Savunmanın gücünü kırarak yargıyı bütün erkleriyle ele geçirmek isteyen ben miyim?
Neden buradasınız?...

Üzerine gideceğiniz ve hukuksuzlukların hesabını soracağınız kişi ben değilim. Beştepe sırtlarında oldukça görkemli bir Saray inşa edildiğini duydum, oraya gidin. Olmadı TBMM’ye yürüyün. Gerekirse günlerce gecelerce Savunma için Nöbet tutun. Hatırlatırım hesap soracağınız, dur diyeceğiniz insanlar hayatta, bense bir ölüyüm.
Anıtımı ağlama duvarına çevirdiğiniz yetmez mi?

Ulusal Kurtuluş günlerimizi hatırlayın…
Dünyanın en güçlü devletlerine karşı bağımsızlık savaşı verirken, yarı aç yarı tok kağnılarla malzeme taşıyan Anadolu insanı sizden daha mı güçlüydü,
Sarıkamış’ta ölüme yürüyen çocuk yaşta 20.000 asker sizden daha mı donanımlıydı,
Çanakkale Geçilmezi kanlarıyla tarihe yazdıran Mehmetçik sizden daha mı örgütlüydü,
Onlar güçlerini nereden alıyordu hiç düşündünüz mü?

Tek başına Avukat olmanın başlıbaşına bir güç olduğunu; örgütlü gücünüzü, siz teslim etmedikçe hiçbir diktatörün ele geçiremeyeceğini daha ne zaman fark edeceksiniz?

Şimdi gidin. Bir daha gelmeyin demiyorum. Yine gelin.
“Olağanüstü Hali kaldırdık demek için gelin.Ülke artık KHK’larla yönetilmiyor Meclise asli görevini teslim ettik. Öyle yasalar çıkardık k; cezaevlerinde hukuksuz tek bir tutuklu kalmadı. Bütün faili meçhul cinayetleri aydınlattık. Sav ve savunma artık eşit.Toplumsal cinsiyet eşitsizliği tarihe karıştı.
Hukuk devletini yeniden inşa ettik” demek için gelin.
Şimdi gidin…
Elinizde karanfiller özgürlük şarkıları söyleyerek halaylarla gelin…

25 Şubat 2018-Adana
Avukat Yurdagül Gündoğan