Ankara Barosu ve toplumsalhukuk.net tarafından düzenlenen AİHM'de Son Gelişmeler Işığında Tutuklu Gazeteciler İçin Türkiye'de Etkili Bir İç Hukuk Yolu Var Mı Paneli'nde konuşan Canduran, şunları söyledi:

"Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın son verisine göre; Türkiye'de bugün itibarıyla 156 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde.

Tutuklu gazeteciler konusunu tartışmadan önce bazı kavramları yerli yerine oturtmamız gerektiğini düşünüyorum.

Öncelikle bilinmelidir ki Anayasa, uluslararası sözleşmeler ve yasalarla güvence altına alınan basın özgürlüğü, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından biridir. Basını özgür olmayan bir ülkede, demokrasiden de söz edilemez.

Ama mesleklerini özgürce icra etmesi gereken gazeteciler de insandır ve hemen herkes gibi onlar da dokunulmaz değildir. Basın mensupları da tabii ki suç işleyebilirler. Gazeteciler suç işlerse devreye yargı girer ve gereğini yapar.

Gazeteciler suç işleyebilirler ama gazetecilik asla suç değildir.

Peki 156 gazeteci, gerçekten suç işlediği için mi, yoksa sadece gazetecilik yaptığı için mi cezaevinde?

Yargıya ve iktidara göre hepsi gazetecilik faaliyeti dışında işledikleri suçlar nedeniyle içerdeler. Çünkü fezlekelerde, tutuklama kararlarında ve iddianamelerde 'terör örgütü üyesi' ya da 'terör örgütüne yardım etmek' gibi suçlar yazıyor.

Aralarında bu suçları işleyen gazeteciler olabilir. Ama tutuklu gazeteciler listesine bakınca hepsinin öyle olduğuna inanmak, biraz zor.

Örneğin Mustafa Kemal Atatürk'ün isim babalığını yaptığı Cumhuriyet Gazetesi'nin tutuklu yönetici ve yazarlarının 'örgüt üyeliği' ya da 'örgüte yardım' suçlamasıyla tutuklanması, hayatın olağan akışına uymuyor. Ama onlar, 162 gündür içerdeler. Ve haklarındaki iddianame, tutuklandıktan 156 gün, yani beş ayı aşkın bir süre sonra hazırlanabildi.

Peki tutuklu gazeteciler için Türkiye'de etkili bir iç hukuk yolu var mı? Panelistlerimiz bize örnekleriyle anlatacaklar. İzin verirseniz onlardan önce ben kısaca değinmek istiyorum.

Bu konuda nadir de olsa umut verici kararlara tanık olduk. Mesela bugün bizi yalnız bırakmayan Sayın Erdem Gül, dosyasında yazdığı haberler dışında herhangi bir suç delili olmamasına rağmen aylar süren bir tutukluluk sürecinin ardından Anayasa Mahkemesi'nin yaptığı 'hak ihlali' tespitiyle serbest kalabildi.

Ama süreç, tutuklu diğer gazeteciler için benzer şekilde işlemedi.

Yanıtını aradığımız soruya ışık tutacak başka bir gelişme ise geçen hafta İstanbul'da yaşandı. FETÖ'nün medya yapılanmasına yönelik dava kapsamında tutuklu yargılanan çoğu gazeteci 21 sanık için tahliye kararı veren mahkeme heyeti, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından açığa alındı. Yani yargı bağımsızlığının en temel ilkelerinden biri olan yargıç güvencesi, bir kez daha ayaklar altına alındı."

Moderatörlüğünü toplumsalhukuk.net editörü Sercan Aran'ın üstlendiği panele, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül ve Avukat Revşan Deniz Yıldırım Çobanoğlu konuşmacı olarak katıldı.

http://www.hukukihaber.net