Olaylar

Başvurucular, murislerinin isminin ve soy isminin tapu kayıtlarında yanlış yazıldığını belirterek bu yanlışlığın düzeltilmesi istemiyle Tapu Sicil Müdürlüğüne (Müdürlük) başvuruda bulunmuştur. Müdürlükçe istemin reddine karar verilmesi üzerine başvurucular Sulh Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) tapu kaydında düzeltim davası açmıştır.

Mahkeme, Tapu Sicili Tüzüğü'nde (Tüzük) belirtilen yasal başvuru ve itiraz prosedürü izlenmeden ve Müdürlük kararına karşı on beş gün içinde Bölge Müdürlüğünde itiraz hakkı kullanılmadan doğrudan dava açıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine hükmetmiştir. Başvurucuların istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmiştir.

İddialar

Başvurucular, tapu kaydında düzeltim davasının tapu müdürlüğünden sonra üst idari merciye başvurulmadan açıldığı gerekçesiyle usulden reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Anayasa’nın 13. maddesi uyarınca temel hak ve özgürlükler, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olmaksızın Anayasa'nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu nedenle öncelikle başvurucunun mahkemeye erişim hakkına yapılan müdahalenin kanuni dayanağının bulunup bulunmadığı incelenmelidir.

Somut olaya konu olan ve Mahkemece verilen karardan kaynaklanan müdahalede, Tüzük'ün 26. maddesinin (4) numaralı fıkrası ile 75. maddesinin (4) numaralı fıkrasında yer alan hükümlerin dayanak alındığı belirlenmiştir.

Mahkemece, tapu kaydındaki yanlışlığın düzeltilmesi istemli başvurunun reddine yönelik Müdürlük cevabına karşı itiraz hakkı kullanılmadan ve bu suretle Tüzük'te belirtilen yasal başvuru ve itiraz prosedürü tamamlanmadan doğrudan dava açıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine hükmedilmiş; bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu da esastan reddedilmiştir.

Mahkemenin dayanmış olduğu Tüzük hükümlerinde; tapu kütüğündeki yazım hatalarının düzeltilmesi için müdürlüklere başvuru yapılmasının zorunlu olduğu hususuna yer verilmiş, ayrıca ret kararı üzerine tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde müdürlüğün bağlı bulunduğu bölge müdürlüğüne, bölge müdürlüğünün kararına karşı da genel müdürlüğe itiraz edilebileceği ifade edilmiştir.

Anayasa’da temel hak ve hürriyetlerin ancak kanunla sınırlanabileceği belirtilmesine karşın somut olayda kanuna dayanmayan ve tüzük hükümleriyle getirilen dava şartı uyarınca başvurucuların dava açma haklarına müdahalede bulunulmuştur.

Adli Görüşme Odalarında Gerçekleştirilecek İş ve İşlemlerde İzlenecek Usulü Düzenleyen Kuralın İptali Adli Görüşme Odalarında Gerçekleştirilecek İş ve İşlemlerde İzlenecek Usulü Düzenleyen Kuralın İptali

Mahkemenin Tüzük'te belirtilen yasal başvuru ve itiraz prosedürü tamamlanmadan dava açıldığı gerekçesiyle davayı usulden reddetmesinin kanuni dayanağının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

https://www.anayasa.gov.tr/