Olaylar

15 Temmuz darbe teşebbüsünün ardından başlatılan soruşturma sürecinde tutuklanan başvurucu Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla terör örgütü FETÖ/PDY’ye üye olma suçundan hapis cezasına çarptırılmış ve tutukluluğu devam ettirilmiştir.  

Başvurucu mahkûmiyet hükmüne karşı istinaf kanun yoluna başvurmuş, Bölge Adliye Mahkemesi davanın yeniden görülmesine karar vermiştir. Bölge Adliye Mahkemesi, tensip (duruşmaya hazırlık) tutanağında başvurucunun tutukluluğunun devamına hükmetmiş, başvurucunun bu karara yönelik itirazı reddedilmiştir.

İddialar

Başvurucu, hukuka aykırı ve keyfî bir uygulama ile tutuklandığını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Ücretli Yıllık İzin Hakkına İlişkin Devletin Yükümlülükleriyle Bağdaşmayan Kuralın Anayasa’ya Aykırı Olduğu Ücretli Yıllık İzin Hakkına İlişkin Devletin Yükümlülükleriyle Bağdaşmayan Kuralın Anayasa’ya Aykırı Olduğu

Bireysel başvurunun başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekmektedir.

Somut olayda Bölge Adliye Mahkemesinin tensip incelemesiyle birlikte tutukluluğunun devamına karar verdiği başvurucu, bu karara karşı itiraz yolunu tükettikten sonra bireysel başvuruda bulunmuştur. Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının başvurucunun tutulmasının niteliği üzerinde bir etkisinin bulunup bulunmadığını incelenmiştir.

İstinaf incelemesi kapsamında Bölge Adliye Mahkemesince davanın yeniden görülmesine ve bu çerçevede duruşma açılmasına karar verildiğinde, duruşma sonunda ya istinaf başvurusunun esastan reddine karar verileceği ya da ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden hüküm kurulacağı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 280. maddesinde belirtilmiştir.

Bu durumda ilk derece mahkemesince verilen bir hükme dair Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına karar verilmesi hâlinde duruşma sonuna kadar bu hüküm varlığını devam ettirmektedir. Bir başka ifadeyle Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf incelemesini duruşmalı olarak yapma yönündeki kararı, ilk derece mahkemesinin hükmünü kendiliğinden ortadan kaldırmamaktadır.

Bu itibarla ilk derece mahkemesince mahkûmiyet hükmüyle birlikte tutuklamaya veya tutukluluğun devamına karar verildiği takdirde bu hükme karşı yapılan istinaf incelemesinin duruşmalı olarak gerçekleştirilmesi, bu süreçteki tutulmayı suç isnadına bağlı tutmaya dönüştürmemektedir. Bu bağlamda Bölge Adliye Mahkemesince verilen davanın yeniden görülmesine ilişkin karar mahkûmiyet hükmünün ortadan kaldırılması sonucunu doğurmamaktadır. Sonuç olarak başvurucu hakkındaki tutmanın dayanağını oluşturan mahkûmiyet hükmünün istinaf incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının suç isnadına bağlı tutmaya ilişkin bireysel başvuruda bulunma süresi üzerinde bir etkisi bulunmamaktadır.

Somut olayda başvurucu tarafından bireysel başvuru formunda dile getirilen iddialar suç isnadına bağlı tutmanın hukuki olmadığına ilişkindir.

Bir suç isnadına bağlı olarak tutuklulukla ilgili şikâyetleri içeren bireysel başvurunun hükümle birlikte verilen tutukluluğun devamı kararı sonrasında yapılması hâlinde tutukluluğun devamı kararına itiraz edilmemiş ise kararın verildiğinin öğrenildiği tarihten itibaren, itiraz edilmiş ise itiraz merciince verilen kararın öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekmektedir.

Buna göre istinaf incelemesi aşamasında verilen tutukluluğa ilişkin bir karar üzerine yapılan ve suç isnadına bağlı tutmaya ilişkin iddiaların dile getirildiği başvuruda süre aşımı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle başvurunun süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.

https://www.anayasa.gov.tr/