Ücretli Yıllık İzin Hakkına İlişkin Devletin Yükümlülükleriyle Bağdaşmayan Kuralın Anayasa’ya Aykırı Olduğu Ücretli Yıllık İzin Hakkına İlişkin Devletin Yükümlülükleriyle Bağdaşmayan Kuralın Anayasa’ya Aykırı Olduğu

Olaylar

Başvurucunun eski kız arkadaşı olan müşteki; başvurucu tarafından kendisine yurt dışı kaynaklı muhtelif numaralar üzerinden şantaj, cinsel taciz, hakaret ve tehdit içerikli mesajlar, gizlice çekilmiş fotoğraf ve videolar gönderildiği iddiasıyla hakkında suç duyurusunda bulunmuştur.

Sivrihisar Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine Sivrihisar Asliye Hukuk Mahkemesi (aile mahkemesi sıfatıyla) kararı ile 8/3/2012 tarihli ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 5. maddesi uyarınca başvurucu hakkında altı ay süreyle geçerli olmak üzere tedbir kararı vermiştir. Mahkeme, müştekinin talebi üzerine başvurucunun tedbir kararına aykırı davrandığı gerekçesiyle 6284 sayılı Kanun'un 13. maddesi uyarınca başvurucu hakkında 7 gün zorlama hapsine hükmetmiştir. Başvurucunun bu karara itirazı Çifteler Asliye Hukuk Mahkemesince reddedilmiştir. Başvurucu anılan karar gereği zorlama hapsinin infazı kapsamında 7 gün ceza infaz kurumunda tutulmuştur.

İddialar 

Başvurucu, aile mahkemesince verilen zorlama hapsi kararı nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. 

Mahkemenin Değerlendirmesi

Somut olayda başvurucu hakkındaki zorlama hapsi, başvurucunun tedbir kararının gereklerine uymaması nedeniyle verilmiştir. Dolayısıyla somut olayda mahkeme kararının gereği olarak tutma hâli söz konusudur. Başvurucunun tutulmasının dayanağının 6284 sayılı Kanun'un 13. maddesi olduğu görülmektedir.

Başvurucu, zorlama hapsine yaptığı itirazda 6284 sayılı Kanun'a ilişkin Uygulama Yönetmeliği'nin 38. maddesine atıf yaparak Sivrihisar Asliye Hukuk Mahkemesinin Ankara'nın Polatlı ilçesi sınırlarında gerçekleştiği iddia olunan ihlal ile ilgili zorlama hapsi kararı verme konusunda yetkili mahkeme olmadığını belirtmiştir. Türk hukukunda somut olay açısından yer bakımından yetki kamu düzenine ilişkin bir durum olarak kabul edilmemektedir. Bu itibarla başvurucu hakkındaki zorlama hapsinin hangi yer mahkemesi tarafından verildiğinin tutmanın hukuka uygunluğu bağlamında bir etkisi yoktur. Esasen tutuklamaya karar verme yetkisine sahip olan farklı yerdeki mahkemeler arasında hâkimlik teminatı, mahkemelerin tarafsızlığı veya bağımsızlığı yönünden hiçbir farklılık bulunmamakta olup anılan hâkimler tümüyle aynı güvencelere sahiptir. Bu yönüyle başvurucunun tutulmasının kanunda öngörülen usule uygun olduğunun kabul edilmesi gerekir.

Başvurucu hakkında verilen tedbir kararında başvurucunun bu karara aykırı davranması hâlinde hakkında zorlama hapsi uygulanacağına dair ihtara yer verilmiş ve bu karar başvurucuya tebliğ edilmiştir. Dolayısıyla başvurucunun tedbir kararından ve tedbire uymamanın sonuçlarından haberdar olduğu anlaşılmaktadır.

Zorlama hapsi, tedbir kararlarının gereklerine uymaya zorlayarak şiddet mağdurunu etkin biçimde korumayı amaçlayan bir yaptırımdır. Başvurucu da bu hüküm kapsamında mağdur olduğu belirtilen kadını korumak amacıyla bir mahkeme tarafından verilen tedbir kararının gereklerine uymadığı gerekçesiyle ve mahkeme kararının yerine getirilmesini sağlamak amacıyla tutulmuştur. Dolayısıyla başvurucunun tutulmasının meşru amacı bulunmaktadır.

Derece mahkemelerinin zorlama hapsine ilişkin tespit ve değerlendirmelerinde bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan hususun bulunmadığı görülmektedir. Bu itibarla derece mahkemelerinin değerlendirmeleri ile somut olayın özellikleri dikkate alındığında başvurucu hakkında hükmedilen 7 günlük zorlama hapsi ölçülüdür.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir.

https://www.anayasa.gov.tr/