Daha ‘hukuka giriş’ dersinde verilen temel bilgilerdendir; yargı kararları tüm kişi, kurum ve kuruluşları bağlar. Hukuk devletinin temel prensiplerinden olan bu hüküm, anayasamızda da aynen yer alıyor. Fakat maalesef, binlerce taşeron işçisi için Anayasa’nın bu hükmü fiilen rafa kalkmış durumda. İsterseniz lafı uzatmadan sadede gelelim…
 
Olay nedir?
 
2002 itibariyle iktidara gelen AK Parti hükümetleri, yürürlükte olan Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı sebebiyle devlete yeterli sayıda kadrolu memur ve işçi alamıyordu. Oysa ilan edilen Acil Eylem Planı kapsamında çok sayıda ilave personele ihtiyaç vardı. İşte bu müşkülü aşmak için taşeron işçi formülü işletildi. Böylece hem IMF’nin gazabından kurtulunmuş hem de devletin işi görülmüş oluyordu. Ayrıca milletvekilleri, belediye başkanları ve teşkilat yöneticilerinin “işe adam sokma” talebi de bu yolla karşılanmış oluyordu. Fakat zamanla iş şirazesinden çıktı ve devlette bir taşeron işçi ordusu oluştu. Öyle ki, artık sadece yardımcı ve özel uzmanlık gerektiren işler değil, devletin asli işleri de taşeron işçilerine gördürülmeye başlandı.
 
Ve iş yargıya taşındı…
 

Taşeronlar üzerinden işler yürütülürken, hiç hesapta olmayan bir durum ortaya çıktı. 2009 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) başta olmak üzere, taşeron işçileri kadroya geçmek üzere dava açmaya başladılar. Bu davaların kimileri sendikalar aracılığıyla (özellikle Yol-İş Sendikası) kimileri de bireysel açıldı. Nihayet 2011 yılında Yargıtay, KGM’deki sekiz binden fazla taşeron işçisinin asıl işveren işçisi yani devletin kadrolu işçisi olması gerektiğine karar verdi. Ayrıca, daha sonra açılan geriye dönük ücret farkı davaları da işçiler lehine sonuçlandı. Kararlar verildi verilmesine fakat o gün bugündür idare, bu kararları adeta yok sayıyor. Zira bu kararlar uygulanırsa, benzer durumda olan 100 bin taşeron işçisi sırada bekliyor. Bu işçilerin de emsal göstererek açacağı dava ve ortaya çıkacak maliyet, hükümeti kara kara düşündürüyor. Çünkü iş sadece kadroya geçmekle kalmıyor. Bir de bu işçiler -haklı olarak- geriye dönük toplu iş sözleşmesi farklarını istiyorlar.
 
Anayasa madde 138
 
Anayasa’nın 138. maddesinde, “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez” denilmektedir. Anayasa’nın bu açık hükmüne rağmen, taşeron işçilerinin mahkeme kararları dört yıldır uygulanmıyor. Bundan sonra muhtemelen tazminat davaları gündeme gelecek ve belki nihayetinde 100 bin işçiden ömrü vefa edenler hakkına kavuşmuş olacak. Fakat bu işçilerin vebali, onları yıllarca asgari ücrete ve mahkeme koridorlarına mahkum edenlerin defterine geçmiş olacak.


http://www.bugun.com.tr/anayasa-uygulanirsa-100-bin-isci-sevinecek-yazisi-1461303