İçişleri Bakanlığı’nın, toplumsal olaylarda polislerin görüntülerinin kaydedilmesini yasaklayan genelgesi tartışılırken, Anayasa Mahkemesi’nden, kamera kayıtlarının önemine işaret eden bir hak ihlali kararı geldi.

Berkin Elvan’ın ölümüyle ilgili protestolar sırasında polisin kendisini darp ettiği gerekçesiyle yargıya başvuran, ancak sonuç alamayınca Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunan Şadiye Dilan Doğan, kamera kayıtlarının incelenmesi sonucunda haklı bulundu. Anayasa Mahkemesi "eziyet yasağının ihlal edildiğine" oy birliği ile karar verirken, Doğan'a 40 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti. 

HUKUKİ SÜREÇ KAMERA GÖRÜNTÜLERİ ÜZERİNDEN İŞLEDİ

Şadiye Dilan Doğan, Berkin Elvan’ın kafasına isabet eden gaz fişeği ile komaya girmesi ve aylar sonra yaşamını yitirmesi ile ilgili düzenlenen protesto gösterileri sırasında polisin kendisini darp ettiğini, zırhlı polis aracının üzerinden geçtiğini iddia edip kamera görüntüleri sunarak polislerden şikayetçi oldu.

Kamera görüntüleri; polislerin savunmasına, bilirkişi raporuna, iddianameye, idare mahkemesi kararlarına, İçişleri Bakanlığı’nın Anayasa Mahkemesi’ne gönderdiği savunmaya girdi. Görüntüleri inceleyen Anayasa Mahkemesi, Doğan hakkında eziyet yasağının ihlal edildiğine oy birliği ile karar verdi.

Anayasa Mahkemesi kararında olayların seyri, iddia ve yanıtlarla karar hakkında bilgiler açıklandı.

Buna göre Şadiye Dilan Doğan, Gezi Parkı protestoları sırasında yaralanan Berkin Elvan'ın hayatını kaybettiği 11 Mart 2014 tarihinde, İstanbul İstiklal Caddesi yakınlarında yürürken Berkin Elvan'ın ölümü nedeniyle protesto gösterisi düzenlendiğini fark etti. Doğan, başvurusunda; protestolara yönelik polis müdahalesi sırasında, başından yaralanan bir çocuk gördüğünü ve yardım etmek amacıyla o yöne doğru koştuğunu belirtti. Kolluk görevlileri tarafından yüzüne ve vücudunun çeşitli yerlerine copla vurulduğunu, orada bulunan Shortland marka zırhlı polis aracın kasıtlı olarak üzerine sürüldüğünü ve ayağından yaralandığını ileri sürdü.

Doğan, Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden iki ayrı rapor, İstanbul Beykoz Devlet Hastanesi’nden ayağında kırık teşhisi ile 20 gün istirahat raporu aldı.

SUÇ DUYURUSUNDA, "GÖRÜNTÜLERİ SUNACAĞIM" DEDİ

Doğan, 31 Mart 2014 tarihinde, "yaralanmasına neden olan kolluk görevlilerinden" şikayetçi oldu.

İki polis memuru tarafından darp edildiğini öne süren ve bir polis memurunun kask numarasını da bildiren Doğan, “İleride sunacağımız CD görüntülerinde bu durum açıkça görülmektedir" dedi. Doğan, şikayetinde; "Akrep aracı beni görünce yönünü bana doğru çevirdi ve ayağımın üzerinden geçti, çarptıktan sonra bir süre ayağımın üzerinde de bekledi, ileri veya geri geçmedi” dedi.

SAVCILIK, EMNİYETTEN GÖRÜNTÜLERİ İSTEDİ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Savcılık, 4 Nisan 2014 tarihinde, olay anına ilişkin tüm kamera görüntülerinin gönderilmesini istedi. Savcılık, ayrıca; "polis memurlarının açık kimlik bilgilerini, adreslerini, görev belgelerini" ve "olay anında Shortland aracını kullanan polis memurunun tespiti ile kimlik bilgilerinin bildirilmesini" talep etti.

EMNİYET MOBESE HARİÇ GÖRÜNTÜLERİ GÖNDERDİ

İstanbul Emniyet Müdürlüğü, 20 Mayıs 2014 tarihinde, savcılığa; "olayla ilgili olarak arşivde bulunan görüntüleri" gönderdi. 27 Mayıs 2014 tarihinde ise "MOBESE görüntülerinin on gün ile otuz gün arasında tutulması nedeniyle bu görüntülere ulaşılamadığını" bildirdi. 28 Mayıs 2014 ve 21 Ocak 2015 tarihlerinde ise emniyet, kask numarası sorulan polis memuru ile Shortland marka aracın sürücüsü polis memurunun evrakını" gönderdi.

KASKI YANLIŞLIKLA BAŞKASI ALMIŞ

Savcılık, polislerin ifadesini aldı. Doğan'ın kask numarasını verdiği polis memuru, kaskının başka bir polis memuru tarafından yanlışlıkla alındığını söyledi.

"İzletilen görüntülerde kadına vuran şahsın kendisi olmadığını, bu görüntülerin internette yer aldığını, tüm personelin bu görüntüleri izlediğini" ve "diğer polisin kaskını yanlışlıkla aldığını, görüntülerdeki kişinin kendisi olduğunu kabul ettiğini" söyledi.

Kaskı yanlışlıkla aldığı ifade edilen polis ise "Uyarılarımıza küfürle karşılık verip dağılmayınca ben birkaç defa copla kaba etlerine vurdum. Yürümeye devam ederken müşteki tekrar arkamdan geldi bana küfürler edip tekme attı. Ben de bu yüzden kendisine tekrar vurmak zorunda kaldım" dedi.

POLİS, "GÖRÜNTÜLER YOUTUBE'DA VAR SUNACAĞIM" DEDİ

Savcılık, şikayetçi Doğan'ın sunduğu CD'deki görüntüleri gösterdi. Polis, "Görüntülerdeki polis memuru benim ancak bu görüntüler eksiktir. Youtube'da da görüntüler vardır. Ben bu görüntüleri size CD halinde sunacağım" dedi.

Shortland marka aracın sürücüsü polis ise "Kadının aniden Çevik Kuvvet polisine saldırmak için önüne çıktığını" ifade etti. "Frene bastığını ancak aracın dört tonluk bir araç olması nedeniyle hemen duramadığını, kadının aracın altında kaldığını ama araçla üzerinden geçmediğini, kadının kalkarak aracın antenini söktüğünü, kasıtlı olarak çarpmadığını" söyledi.

"KIRIK, ARAÇ ALTINDA KALMA NETİCESİNDE OLUŞTU"

Savcılık, Adli Tıp Kurumu'ndan rapor talep etti. 27 Mayıs 2014 tarihinde düzenlenen raporda, "Sol ayak kırığının araç altında kalma neticesinde oluştuğu" belirtildi.

“ETKİLİ FREN İLE DURDURABİLİRDİ”

Savcılık, 22 Nisan 2014 tarihinde, görüntüleri; bilirkişiye gönderdi. Bilirkişi görüntüler üzerinden fotoğraflama yaparak hazırladığı raporda, "Aracın çarpması sonucu bayan şahıs yere düşüyor, olay yerinde bulunanlar bayan şahsı, aracın altından çıkarmaya çalışıyorlar" denildi. Savcılığın talebi üzerine hazırlanan ek bilirkişi raporunda ise "yayanın kontrolsüz şekilde koşması nedeniyle araca çarptığı, ancak yayanın araç sürücüsünün görüş alanında olması nedeniyle zamanında etkili fren yapması halinde aracını durdurabileceği" ifade edildi.

"ARACIN SEYİR ŞERİDİNE GİRMESİ NEDENİYLE ASLİ KUSURLU"

Ek raporda, "Müşteki yaya, araca doğru kontrolsüz şekilde koşarak aracın seyir şeridine girmesi nedeniyle olayda ağır derece asli kusurlu olduğu, şüpheli sürücünün ise etkili fren tedbirinde geç kalarak yayaya aracın sağ ön köşe kısımları ile çarptığından olayda alt düzeyde tali kusurlu olduğu" belirtildi.

Savcılık, Doğan'a copla vuran polis hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Ancak, Shortland aracı kullanan polis hakkında "taksirle yaralama" suçlamasıyla, 15 Eylül 2015 tarihinde iddianame düzenlendi. Mahkeme, iddianameyi iade etti. Bunun üzerine savcılık, valilikten; polis hakkında valilikten soruşturma açılması için izin istedi. Valilik, savcılığın talebini; "polisin herhangi bir kastının olmaması" gerekçesiyle reddetti.

İDARE MAHKEMESİ GÖRÜNTÜLER ÜZERİNDEN KARAR VERDİ

Şadiye Dilan Doğan, 20 Ocak 2015 tarihinde İçişleri Bakanlığı'na başvurdu. "Polisin orantısız müdahalesinden doğan maddi ve manevi zararının giderilmesini" talep etti. İçişleri Bakanlığı, talebi reddetti. Doğan, bakanlığın ret kararını idare mahkemesine taşıdı. İdare Mahkemesi, kamera görüntülerine dayanarak; "idarenin müdahalesinin yasal sınırlar içinde kaldığı ve başvurucunun kusurlu davranışının bu yaralanmada asli etkiye sahip olduğu" gerekçesiyle başvuruyu reddetti. Doğan'ın istinaf başvurusu da 23 Şubat 2018 tarihinde reddedildi.

ANAYASA MAHKEMESİ GÖRÜNTÜLERİ İNCELEDİ

Doğan, soruşturma sürecinin farklı aşamalarında; 30 Aralık 2015, 17 Mayıs 2016 ve 11 Nisan 2018 tarihlerinde Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Anayasa Mahkemesi "savcılık tarafından gönderilen CD/DVD'de kayıtlı görüntüleri" inceledi. İnceleme sonucunda, kararda; şu saptama yapıldı:

"Başvurucu devrilmiş vaziyetteki bir ekmek kulübesinin arkasında birkaç kişiyle birlikte durmakta iken, polis memuru, birliğinden ayrılarak, tek başvura başvurucunun yanına doğru yürümekte ve copla başvurucunun yüz ve sırt bölgesine birkaç kez vurmaktadır. Bu sırada başvurucu da tekme ve yumrukla karşılık vermektedir. Bir başka polis memuru da başvurucuya copla vurmakta başvurucu bağırarak ve tam olarak anlaşılamayan bazı şeyler söyleyerek (diğer polisin) peşinden gitmekte, (diğer polis) dönerek tekrar başvurucunun sırt bölgesine birkaç kez copla vurmakta, tekrar arkasını dönüp gitmekte, başvurucu da (polise) yumruk ve tekme atmaktadır."

Anayasa Mahkemesi, kamera görüntülerinde Shortland marka aracın başvurucuya çarpma anının görülmediğini ancak aracın durduğu sırada, bir grup insanın başvurucuya yardım etmek için koştuğunu ve başvurucunun etrafında toplandığını belirledi.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI DA POLİSLERİ GÖRÜNTÜLERLE SAVUNDU

Anayasa Mahkemesi, İçişleri Bakanlığı'nın görüşüne başvurdu. Bakanlık, Anayasa Mahkemesi'ne; "başvurucunun da şüpheli polis memuruna tekme atarak saldırıda bulunduğunun kamera görüntüleri ile tespit edildiğini, olayın, heyecanın yükseldiği ve duygu yoğunluğunun üst seviyede olduğu bir dönemde yaşandığını" bildirdi.

“EZİYET YASAĞI İHLAL EDİLDİ”

Anayasa Mahkemesi, Doğan'ın üç ayrı başvurusunu birleştirerek görüştü ve 7 Nisan 2021 tarihinde "eziyet yasağının ihlal edildiğine" karar verdi.

Anayasa Mahkemesi kararında, "başvurucuya karşı kolluğun güç kullanımının gerekliliğinin ve orantılığının kolluk birimlerince ortaya konulamadığı" belirtildi.

Kararda, "Ayrıca başvurucunun kendi tutumundan dolayı fiziksel güce başvurulduğunu düşünmeye sevk edecek bir delil soruşturma veya başvuru dosyasına yansımamıştır. Dolayısıyla başvurucuya yönelik güç kullanımının kaçınılmaz hâle geldiğinin kamu makamlarınca kanıtlanamadığı sonucuna ulaşılmıştır" ifadeleri kullanıldı.

Baba Olduğunu İddia Eden Kişinin Soybağının Reddi Davasını Açma Şartlarına İlişkin Kuralın Anayasa’ya Aykırı Olduğu Baba Olduğunu İddia Eden Kişinin Soybağının Reddi Davasını Açma Şartlarına İlişkin Kuralın Anayasa’ya Aykırı Olduğu

Kararda, "Somut olay bir bütün olarak değerlendirildiğinde eylemin eziyet şeklinde nitelendirilmesi mümkün görülmüştür" denildi. 

Yüksek Mahkeme oy birliğiyle aldığı kararda, Doğan'a 40 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine de hükmetti.

https://www.cumhuriyet.com.tr/