YETKİ BELGESİNİ DOĞRU KULLANIYOR MUYUZ?

Av. Güneş Gürseler

Gürseler&Tufan

Avukatlık Bürosu

 “İşi sonuna kadar takip zorunluluğu ve başkasını tevkil” kenar başlıklı 171 inci maddesinde tevkile ilişkin düzenlemeler yürürlükte iken  2001 yılında 4667 sayılı Yasa’nın 36 ncı  maddesi ile Avukatlık Yasamızın 56 ncı maddesine eklenen 5 inci  fıkra   “yetki belgesi” uygulamasını   meslek yaşamımıza katmıştır.

Bu düzenlemeye neden gerek duyulduğu,  bir düzenleme yapılacak ise neden  doğru yeri olan 171 inci maddede yapılmayarak, hem de kenar başlığı “Örnek çıkarabilme ve tebligat yapabilme hakkı” olan 56 ncı maddede  yapıldığı,  yasamızın bir çok maddesinde olduğu gibi kolay anlaşılır değildir.

Madde gerekçesindeki açıklama ise; “avukatların birlikte çalışmaları kolaylaştırılmakta ve “avukatlık ortaklığı”na ilişkin düzenlemeye paralel olarak, avukatların tevkil yetkisi olan bütün vekâletnamelerini kapsayacak şekilde bir başka avukata, müvekkillerini temsilen vekaletname hükmünde bir yetki belgesi verebilmeleri sağlanmaktadır.” şeklindedir. (https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem21/yil01/ss413m.htm) Gerekçeden yola çıkarsak amacın 44/A ve 44/B maddeleri ile avukatların birlikte çalışma yöntemi olarak  ilk kez düzenlenen     “avukatlık bürosu”nun ve “avukatlık ortaklığı”nın işleyişini kolaylaştırmak olduğu değerlendirilebilir. Bu değerlendirmeyi destekleyen de gerekçede ve  maddede yer alan  “başkasını tevkil etme yetkisini haiz oldukları bütün vekaletnamelerini  kapsayacak şekildehükmüdür. Anlaşılan odur ki avukatların birlikte çalışmalarının kurumlaşmasını isteyen kanun koyucu bunu kolaylaştırmak ve özendirmek üzere avukatlık bürosunu/ortaklığını kuran ortakların öncesinde kendilerinin takip ettikleri iş ve davalarına ilişkin bütün vekaletnamelerini  ortaklığa ya da ortağına bir yetki belgesi ile kolayca devredebilmesi amaçlanmaktadır. Amaç bu ise bu hüküm neden   “avukatlık bürosu” ve “avukatlık ortaklığı”nı düzenleyen 44 üncü madde içine alınmamıştır bilinmez.

            Avukatlık bürosu ve avukatlık ortaklığı için getirilen düzenleme yasaya bu açıklıkta yerleştirilmediği için uygulama bugün çok farklı şekilde ve sorunlar yaratarak işimize geldiği gibi sürdürülmektedir.

Bütün bunlara karşın güncel uygulamaları da dikkate alarak yapılabilecek en uygun yorum,  tevkil yetkisi içeren vekaletname ile yüklendiği işin takibi sırasında bir meslektaşının yardımına gereksinim duyan avukatın bu acil yardımı almasının kolaylaştırılmasının amaçlandığıdır. Buna bir de tevkile ilişkin vekaletnamenin noterde düzenlenmesi zorunluğunu ortadan kaldırma amacı eklenebilir.

Yetkilendirmeyi gerçekleştirebilmek için vekaletname bilgilerinin ve içerdiği yetkilerin devredildiğini belirten kısa bir yetki belgesi vekaletname sahibi avukat tarafından düzenlenip imzalanmaktadır.   Bu nedenle de yetki belgesinin somut bir iş, dava ya da takip için süreli olarak düzenlenmesi gerekir.

Amacından, şeklinden ve içeriğinden anlaşılacağı gibi bu yetkilendirme, vekaletname sahibi avukatın müvekkili ile yetkilendirilen avukat arasında yeni bir vekalet/avukatlık sözleşmesi,  vekil – müvekkil ilişkisi yaratmamaktadır. Yetkilendirilen avukatın öncelikli sorumluluğu ve ilişkisi kendisini yetkilendiren avukata karşıdır. Yetkilendirilen avukat, 171 inci madde kapsamında yetkilendirenin müvekkiline karşı onunla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur, 171 inci maddenin son fıkrası hükmüne göre de yetkilendirilen ve işi birlikte takip eden avukat müvekkilden herhangi bir ücret isteyemez.

            56 ncı maddenin 5 inci fıkrasının yürürlükte olduğu yaklaşık on yedi yıllık süreçte,  mesleğimizin içinde bulunduğu niceliksel sıkıntıların da baskısıyla sergilenen ve  amaçla bağdaşmayan uygulamalar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Yargıtay hukuk daireleri (*) idare mahkemeleri, ceza mahkemeleri, Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu  kararlarına konu olan sorunları ortaya çıkarmıştır. 

Örneğin;

  • Yetkilendiren avukat ile yetkilendirilen avukat arasında sorunlar yaşanabilmektedir.
  • Yetkilendiren avukatın müvekkili ile yetkilendirilen avukat arasında sorunlar çıkabilmektedir.
  • Yetki belgesinin UYAP sistemine yeni bir vekil olarak işlenmesi tebligat gibi konularda sorunlar yaratmaktadır.
  • Yetkilendirilen avukat yetki belgesi nedeni ile gelir vergisi sorunları yaşamaktadır.

Örneklerine meslek yaşamımızda yakından tanık olduğumuz bu sorunların ulaştığı boyutları ve yol açtığı zararları  çeşitli yargı ve disiplin kararlarında görmekteyiz:

  1. Yetkilendirilen avukat ile yetki veren avukat arasında ücret sorunu yaşanmakta, yetkilendirilen avukat yetki veren avukatın müvekkilinden ücret talep etmekte, dava açıp icra takibine girişebilmektedir.

Örneğin bu sorun TBB Disiplin Kurulu’nun 8.2.2014 tarih 2013/534-2014/75 sayılı kararına konu olmuştur:

“Dosya kapsamına göre  Şikayetlinin davalara Şikayetçi tarafından düzenlenen yetki belgesi ile katıldığı, tahsil ettiği vekalet ücreti hususunda Şikayetçiye bilgi vermediği, şikayetçinin vekalet ücretini tahsil için icra takibi yapmak, itirazın iptali davası açmak zorunda kaldığı tartışmasızdır.

Avukat meslektaşının vekalet ücreti ile ilgili konularda duyarlı olmalı, paylaşmayı bilmeli, meslektaşının ücret almasını bertaraf edici  önlemler almaktan özenle kaçınmalıdır.” (DİSİPLİN KURULU KARARLARI  Cilt:1 s:482 Türkiye Barolar Birliği Yayını)

Yetkilendirilen avukatın yetkilendiren avukatın müvekkilinden ücret talep etmesi sorunu karşısında, Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu önceki başkanlarından Av. Haşim Mısır:

 “İş sahibinin ödeyeceği ücret tektir. Avukatların emeklerine göre ücreti hak kazanırlar. Bu durumda iş birlikte götürülmüş ise yetki verilen avukat avukat iş sahibinden ücret isteyemez. Ancak yetkilendirenden ister. İş sahibinden ücret isteme hakkı işi alan avukatındır. İş tamamen yetkilendirilen avukata terk edilmiş ise, yetkilendirilen avukat iş sahibinden ücret isteyebilir. İş sahibinden istenebilecek ücret gene tektir. Ancak avukatlar emeklerine göre paylaşacaklardır.” görüşünü belirtmiştir.(Haşim Mısır, Avukatlık Disiplin Hukuku, Genişletilmiş 3. Baskı, Sayfa 51, Gaziantep 2016)

  1. Azledilen avukatın verdiği yetki belgesi ile işleri takibe devam eden avukat TBB Disiplin Kurulu’nun 26.6.2015 tarih 508-476 sayılı kararı ile cezalandırılmıştır. (DİSİPLİN KURULU KARARLARI VE KARŞI OYLAR  Cilt:2 s:1862 Türkiye Barolar Birliği Yayını)
  2. Aynı büroda sigortalı çalışan avukata yetki belgesi düzenleyerek menfaati zıt taraflara avukatlık hizmeti verilmesi TBB Disiplin Kurulu’nun 30.5.2015 tarih 201-407 sayılı kararı ile cezalandırılmıştır. (DİSİPLİN KURULU KARARLARI VE KARŞI OYLAR  Cilt:2 s:1264 Türkiye Barolar Birliği Yayını)
  3. Kendisi adına yeni bir yetki belgesi düzenleyen yetkilendirilen avukat

TBB Disiplin Kurulu’nun 21.5.2016 tarih 283-408 sayılı kararı ile cezalandırılmıştır. (DİSİPLİN KURULU KARARLARI  Cilt:1 s:835 Türkiye Barolar Birliği Yayını)

  1. Aynı büroda sigortalı çalışan avukata yetki belgesi düzenlenmesi

TBB Disiplin Kurulu’nun 6.6.2014 tarih  109-345 sayılı kararı ile uygun görülmemiştir.  (DİSİPLİN KURULU KARARLARI  Cilt:1 s:681 Türkiye Barolar Birliği Yayını)

  1. Baro tarafından CMK 150/3 kapsamında görevlendirilen avukatın bir başka avukatı yetkilendirmesi TBB Disiplin Kurulu’nun 9.5.2015 tarih 189-368 sayılı kararı ile uygun görülmemiştir. (DİSİPLİN KURULU KARARLARI 

Cilt:1 s:530 Türkiye Barolar Birliği Yayını)

  1. Baro kaydını sildiren avukatın devam eden davalarının takibi için yetki belgesi düzenlemesi TBB Disiplin Kurulu’nun 6.7.2014 tarih  241-418 sayılı kararı ile uygun görülmemiştir. (DİSİPLİN KURULU KARARLARI  Cilt:1 s:495 Türkiye barolar Birliği Yayını)
  2. Gerçeğe aykırı düzenlenen yetki belgesi ile işlem takibi cezalandırılmıştır. (TBB Disiplin Kurulu 17.7.2016 tarih 542-500, DİSİPLİN KURULU KARARLARI  Cilt:1 s:293 - TBB Disiplin Kurulu 13.2.2016 tarih 2015/925-2016/124, DİSİPLİN KURULU KARARLARI  Cilt:1 s:229 Türkiye Barolar Birliği Yayını)

Bütün bunlar  uygulamanın ne kadar yanlış ve mesleğimize zarar veren boyutlara ulaştığını göstermektedir.  Bu sakıncaların yeni bir Avukatlık Yasası ile düzeltilmesini beklemek uzak bir hayal olduğuna göre bu görev Türkiye Barolar Birliği ve barolarımıza düşmektedir, meslektaşlarımız bu yanlış ve zarar veren uygulamalar nedeni ile uyarılmalıdır.22.1.2018

 (*)