Yargıtay 12. Ceza Dairesi, alkollü araç kullanarak, hasarlı trafik kazasına neden olan ve bu şekilde trafik güvenliğini tehlikeye düşüren sanık hakkında idari yaptırım cezası uygulandığı için trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ceza verilemeyeceğine hükmeden yerel mahkeme kararını bozdu. 

Çanakkale'de hasarlı trafik kazası sonrasında yapılan kontrolde şoförün 2,19 promil alkollü olduğu tespit edildi.

Alkollü araç kullanması nedeniyle idari para cezası verilen sanık hakkında ayrıca trafik güvenliğini tehlikeye düşürme suçundan dava açıldı.

Çanakkale 4. Asliye Ceza Mahkemesi, sanık hakkında daha önce idari yaptırım cezası uygulanmasından dolayı aynı eylem sebebiyle 2 ayrı ceza verilemeyeceği gerekçesiyle trafik güvenliğini tehlikeye düşürme suçundan cezaya yer olmadığına karar verdi.

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 12. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.

Bozma kararında, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179. maddesinin 3. fıkrasında alkol veya uyuşturucu etkisiyle emniyetli şekilde araç sevk ve idare edemeyecek kişinin araç kullanma halinin suç olarak düzenlendiği anlatıldı.

Karayolları Trafik Kanunu'nun 48/5. maddesinde ise alkollü araç kullanma eyleminin düzenlendiği ve bu kabahatten dolayı idarece idari para cezası tayin edilebileceğinin hüküm altına alındığı belirtilen kararda, her 2 eylemin unsurları itibarıyla farklılık arz ettiği vurgulandı.

Kararda, Karayolları Trafik Kanunu'nun 48/5. maddesinde, uyuşturucu ve keyif verici maddeleri alarak araç kullananlara, eylemi başka bir suç oluştursa bile ayrıca bu madde gereğince idari para cezası uygulanacağının hüküm altına alındığı kaydedildi.

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 223/7. maddesindeki "Aynı fiil nedeniyle aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir." düzenlemesinin irdelendiği kararda, düzenlemenin, aynı sanık hakkında, aynı fiil nedeniyle önceden verilen mahkeme hükmü ve açılmış davanın olması durumunu kapsadığı ifade edildi.

Dosya kapsamına göre, sanık hakkında aynı fiil ile ilgili açılmış bir davanın bulunmadığı belirtilen kararda, sanık hakkında kabahatten dolayı verilen idari yaptırımın belirli kurallara aykırılık nedeniyle, doğrudan doğruya idari mercilerce verilen para cezası olduğuna işaret edildi.

Anayasa Mahkemesinin bir kararındaki idari para cezalarıyla ilgili değerlendirmesine yer verilen kararda, "İdarenin hizmetlerini gereği gibi ve ivedilikle görebilmesi için yaptırım uygulama yetkilerine gereksinimi vardır. İdare bu yetkilerle, kamu düzeni ve güvenliğini, kamu sağlığını, ulusal servetleri zamanında ve gereği gibi koruyabilir. Bu nedenle idareye, geniş ve çeşitli yaptırımlar uygulama yetkisi tanınmıştır. İdari cezalar, idari yaptırımların en önemlilerinden biridir. İdari cezalar arasında yer alan para cezaları da bu amaçla etkin ve yaygın biçimde uygulanmaktadır. İdari para cezalarını diğer cezalardan ayıran en belirgin nitelik, onların idari makamlar tarafından kamu gücü kullanılarak verilmesidir." ifadeleri kullanıldı.

Kararda, sanık hakkında verilen idari para cezasıyla adli cezanın amacı ve neticesinin farklı olduğu vurgulandı.

Bu nedenle aynı fiilin ayrı hukuk disiplinleri kapsamında farklı şekillerde mütalaa edilmesi gerektiği belirtilen kararda, bir fiilin söz konusu hukuk disiplinlerinin öngördüğü farklı yaptırımlarla cezalandırılmasının ise hukuk devleti ve "aynı fiilden dolayı iki kez yargılama olmaz" ilkesine aykırılık teşkil etmeyeceği anlatıldı.

Kararda, mahkemece 2,19 promil alkollü olarak hasarlı trafik kazasına neden olan ve bu şekilde trafik güvenliğini tehlikeye düşüren sanık hakkında TCK'nin 179/3. maddesi uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği kaydedildi. (AA)