3. Hukuk Dairesi         2016/17924 E.    2018/4924 K.

MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ


Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile 13/11/2009 tarihinde evlendiğini, düğün sırasında örf ve adetlere göre çeyiz eşya senedi düzenlediklerini, evlilik sırasında verilen mehir niteliğindeki bu miktarın boşanma ile birlikte muaccel hale geldiğini belirterek çeyiz eşya senedinde gösterilen 50.000,00 TL 'nin dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.Davalı, bononun kambiyo senedine mahsus icra yolu ile takibe konduğunu bu nedenle davacının bu davayı açmada hukuki yararının olmadığını, dayanak bononun eşya senedi olmadığını, bononun ahlaka aykırı şekilde tanzim edildiğini, senedin arkasında "evlenme güvence senedi "olarak verildiğinin yazılı olduğunu, evlilik güvencesi olarak verilen senedin bedelinin istenmesinin ahlaka ve adaba aykırı bulunduğu belirterek davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, senedin verilme tarihi ile tarafların evlilik tarihi arasındaki yakınlık, senedin alacaklısının kadın borçlusunun koca olduğu dikkate alınarak senedin çeyiz eşya senedi olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 50.000,00 TL alacağın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, senede bağlı alacak talebine yöneliktir.Davacı yargılama sırasında, verilen senedin mehir senedi olduğunu beyan etmiş, davalı ise senedin düzenlendiği gün gayri resmi olarak evlendiklerini bu nedenle senedin evlenmeyi güvence altına almak için yapıldığını, evlilik sonrası ise senedin iade edilmediğini belirtmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 81.maddesine göre, hukuka ve ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şey geri istenemez. Yine Türk Borçlar Kanunu'nun 27.maddesinde sözleşmenin konusunun, gerek içerik gerekse amaç yönünden ahlakın emirlerine aykırı olmaması gerektiği belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, dava konusu olan ve “iş bu senet evlenme güvence senedidir” yazılı olan senet 12.11.2009 tarihli olup tarafların bu tarihten bir gün sonra evlendikleri anlaşılmıştır. Senedin içeriğinden mehir senedi olduğuna dair bir ibareye rastlanmadığı gibi gayri resmi evlenmenin teminatı olarak verildiği açıktır. Senedin TBK 27. ve 81.maddeleri uyarınca hukuka ve ahlaka aykırı olduğu konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. O halde mahkemece senedin hukuka ve ahlaka aykırı bir amaç için verildiği ve senede itibar edilmeyeceği gözetilerek davanın reddi gerekirken, yanlış değerlendirmeye dayalı olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.