Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Zorunlu müdafiliğe ilişkin CMK'nın 150.maddesinin uygulanması ile ilgili olarak ayrıntıları Ceza Genel Kurulu'nun 18.03.2008 tarih 2008/9-7-56, 21.12.2010 tarih 2010/11-251-267 ve 20.03.2012 gün 2011/6-235-2012/110 Esas ve Karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere, "Kendisine zorunlu savunman atandığından sanığın haberdar edilmediği durumlarda, zorunlu savunmana yapılan tefhim veya tebliğin kendisine bağlanan hukuki sonuçları doğurmayacağı; bu durumda zorunlu savunman, sanığın lehine bazı işlemler yapmış, örneğin temyiz dilekçesi vermiş olsa dahi, hükmün sanığa da tebliğ edilmesi ve onun tarafından temyiz dilekçesi verilmesi hâlinde, isteminin kabul edilmesi gerektiğinin," belirtilmesi karşısında;

İstanbul 7.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 04.11.2008 tarihli hükmünün, anılan mahkemenin istemi üzerine atanan Avukat H. A.’nun yüzüne karşı verilip, adı geçen savunman tarafından süresi içinde temyiz edildiği, ancak atanan savunmandan sanığın haberdar olmadığı anlaşıldığından,

1-Sanığa anılan kararın, başvurabileceği yasa yolu, türü, süresi, mercii, sürenin ne zaman başlayacağı ve nereye ne biçimde müracaat edilebileceği yazılmak suretiyle bilgisi dışında atanan savunmanının temyizini kabul edip etmediği sorularak, süresi içerisinde temyiz isteminde bulunabileceği, bulunmadığı takdirde zorunlu savunmanın açtığı temyiz davasının inceleneceği konusunda meşruhatlı tebligat çıkarılmasına,

2-Sanık tarafından temyiz dilekçesi verilmesi durumunda, bu konuda ek tebliğname düzenlenerek incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 05/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Zorunlu müdafiliğe ilişkin CMK'nın 150.maddesinin uygulanması ile ilgili olarak ayrıntıları Ceza Genel Kurulu'nun 18.03.2008 tarih 2008/9-7-56, 21.12.2010 tarih 2010/11-251-267 ve 20.03.2012 gün 2011/6-235-2012/110 Esas ve Karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere, "Kendisine zorunlu savunman atandığından sanığın haberdar edilmediği durumlarda, zorunlu savunmana yapılan tefhim veya tebliğin kendisine bağlanan hukuki sonuçları doğurmayacağı; bu durumda zorunlu savunman, sanığın lehine bazı işlemler yapmış, örneğin temyiz dilekçesi vermiş olsa dahi, hükmün sanığa da tebliğ edilmesi ve onun tarafından temyiz dilekçesi verilmesi hâlinde, isteminin kabul edilmesi gerektiğinin," belirtilmesi karşısında; İstanbul 7.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 04.11.2008 tarihli hükmünün, anılan mahkemenin istemi üzerine atanan Avukat H. A.’nun yüzüne karşı verilip, adı geçen savunman tarafından süresi içinde temyiz edildiği, ancak atanan savunmandan sanığın haberdar olmadığı anlaşıldığından, 1-Sanığa anılan kararın, başvurabileceği yasa yolu, türü, süresi, mercii, sürenin ne zaman başlayacağı ve nereye ne biçimde müracaat edilebileceği yazılmak suretiyle bilgisi dışında atanan savunmanının temyizini kabul edip etmediği sorularak, süresi içerisinde temyiz isteminde bulunabileceği, bulunmadığı takdirde zorunlu savunmanın açtığı temyiz davasının inceleneceği konusunda meşruhatlı tebligat çıkarılmasına, 2-Sanık tarafından temyiz dilekçesi verilmesi durumunda, bu konuda ek tebliğname düzenlenerek incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 05/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.