Almanya'da 18 yaşını doldurduktan sonra işe başladığı tarihin Türkiye'de prim başlangıç günü olarak kabul edilmesini isteyen vatandaşın talebi, mahkemece kısmen geri çevrildi. Temyiz edilen kararda son sözü söyleyen Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, 50 yaşındaki davacının 18 yaşını ikmal ettikten sonra yurt dışında fiili çalışmasının bulunduğu 12 Ağustos 1982 tarihinin Türkiye'de sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmesi gerektiğine hükmetti.

Ankara'da ikamet eden S.S., Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) müracaat ederek, Almanya'da sigortalı olarak işe başladığı 12 Ağustos 1982'nin Türkiye'de sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmesini istedi. SGK'nın red cevabı vermesi üzerine S.S. konuyu yargıya taşıdı. Ankara 6. İş Mahkemesi, vatandaşın 3201 sayılı yasa kapsamında prim ödemesi bulunmadığı gerekçesiyle talebi kısmen geri çevirdi. Davanın kısmen kabulüne karar veren mahkeme, davacı S.S.'in vatandaşlığı kaybettiği 8 Eylül 2005 tarihine kadar Türk vatandaşı iken yurt dışında ev hanımlığında ve çalışma sürelerinin 3201 Sayılı Yasa uyarınca borçlanma hakkı olduğunun tespitine, davacının Alman Rant sigortasına giriş tarihinin Türkiye'de sigortalılık başlangıcı olarak kabul edilmesi tespit talebinin reddine hükmetti. Kararın taraf avukatlarınca temyiz edilmesiyle dava dosyasını yeniden değerlendiren Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, Türkiye ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunan ülkelerde ilk defa çalışmaya başlanılan tarihin, Türkiye'de sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi için 3201 sayılı yasa kapsamında borçlanma talebinde bulunulması veya kısmen de olsa borçlanma bedelinin ödenmesinin zorunlu olmadığına vurgu yapıldı.

"ÇALIŞMAYA BAŞLADIĞI TARİH PRİM GÜNÜNÜN BAŞLANGICI OLMALIDIR"

Kararda şu ifadelere yer verildi: "Somut olayda, 12 Ağustos 1964 doğumlu davacının 18 yaşını ikmal ettikten sonra yurt dışında fiili çalışmasının bulunduğu 12 Ağustos 1982 tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmesi gerekirken, 3201 sayılı yasa kapsamında prim ödemesi bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine oybirliğiyle karar verildi."

(CİHAN)