İşçiler bakımından ise fazla mesai ücretlerine ek bir gelir kaynağı olduğundan son derece önemsedikleri bir konudur. Özellikle üretim hattında çalışan mavi yakalı işçiler bakımından fazla mesai her ne kadar yorucu olsa da karşılığı ödendiği sürece katlandıkları, hatta süreklilik arz etmesini istedikleri bir kavramdır. Çünkü yukarıda da belirttiğimiz gibi düşük ücret seviyelerinde çalışan pek çok işçi için ücretlerine ek olarak her ay kazanacakları zamlı bir ödeme olan fazla mesai ücreti, aile bütçelerine önemli katkı sağlamaktadır. Fazla mesai ile ilgili bazı önemli ayrıntıları hatırlayacak olursak;

Fazla mesaide yıllık 270 saat sınırı vardır

Öncelikle yasa koyucu çalışanları koruyabilmek bakımından çalışma saatlerine ve fazla mesai saatlerine sınır getirmiştir. Buna göre haftalık iş süresi 45 saattir, günlük çalışma süresi ise fazla mesai de dahil 11 saati aşamaz. Diğer taraftan fazla mesai günde 3 saati ve yıllık toplamda 90 günü yani 270 saati aşamaz.

İşçinin onayı gerekir

Yasa koyucu fazla mesaiyi işverenin talebi ve işçinin onayına bağlamıştır. Yani işçi kendi istediği zaman fazla mesai yapamaz. Talep işverenden gelecektir. Ancak işçi de işverenden gelen fazla mesai talebine muvafakat etmelidir. İşçinin bu muvafakati (onayı) yazılı olarak alınmalıdır.

OECD ülkelerinde en uzun biz çalışıyoruz

Bu kurallar şüphesiz ki çalışma sürelerine özellikle insan sağlığı bakımından bir sınır konulması amacıyla getirilmiştir ve dünyanın pek çok ülkesinde uygulanmaktadır. Dünyanın bazı ülkelerindeki haftalık çalışma süreleri şöyledir;

Avustralya: 38-46 saat,

Brezilya: Maksimum 44,

Kanada: Eyaletlere göre maksimum 40-44-48 saat 

Çin: 40 saat,

Çek Cumhuriyeti: 40 saat

Fransa: 35 saat,

Almanya: 38 saat,

Hindistan: Maksimum 48 saat 

İtalya: 40 saat

Japonya: 40 saat

Meksika: 40 saat, 

Güney Afrika: Maksimum 45 saat 

Birleşik Arap Emirlikleri: Maksimum 48 saat

İngiltere: Maksimum 48 saat 

ABD: 40 saat.

Ülkemizde ise haftalık yasal çalışma süresi 45 saat olmakla birlikte bu sürenin ortalama 50 saate ulaştığı bilinmektedir. OECD'nin "Daha İyi Bir Yaşam Endeksi"ne kaynaklık eden İş-Yaşam Dengesi alt endeksinde Türkiye 36 ülke içinde "Çok Uzun Saat Çalışan İşçiler" unvanını almıştır.

Bir işçinin iş kazasına uğraması halinde ilk incelenen konuların başında ise kazaya uğrayan işçinin kaç saattir çalışmakta olduğu gelmektedir. Gerçekten de yapılan araştırmalar neticesinde iş kazaları ile uzun çalışma süreleri arasında kesin bir ilişkinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

İşçi yılda 270 saatten fazla çalıştırılabilir mi?

Bu açıklamalardan sonra habere konu olan somut olaya dönecek olursak özetle işçi kendi onayı olmaksızın işveren tarafından yıllık yasal sınır olan 270 saatin de üzerinde fazla mesaiye kalmaya zorlandığı iddiası ile iş sözleşmesini haklı nedenle sona erdirmiştir. Haklı nedenle fesih yaptığı gerekçesiyle de işverenden kıdem tazminatını talep etmiştir. İşveren ise yapılan fazla çalışmaların karşılığının işçiye ödendiği gerekçesiyle işçinin haklı nedenle fesih gerekçesini kabul etmemiştir. Uzlaşmazlık iş mahkemesine taşınmış ve davaya bakan yerel mahkeme işvereni haklı bularak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. İşçi tarafının davayı temyiz etmesi üzerine konu Yüksek mahkemeye taşınmıştır. Yüksek mahkemenin verdiği kararı incelediğimizde öncelikle dikkat çekici husus işverenin işçiden alınması gereken fazla mesai muvafakat (onay) yazısının olmadığının tespitidir.

 “Somut olayda, davacı, yıllık yasal sınır olan 270 saatten fazla mesai yaptırıldığı ve bu hususun çalışma şartlarının uygulanmaması olduğu iddiasıyla iş sözleşmesini feshettiğini ileri sürmüş olup dosyada davacının her yıl için fazla çalışma yapmaya muvafakat ettiğine ilişkin verdiği bir belge bulunmamaktadır. Ücrete, fazla çalışma karşılıklarının dahil olması ise, peşinen muvafakat niteliğinde olmayıp mahkemece 270 saati aşan çalışmaların varlığının araştırılıp var olduğunun tespiti halinde, davacının fesih hakkının doğduğunu kabul etmek gerekirken, davacının fazla çalışmaya kaldığı ve ücretini de aldığı gerekçesiyle kıdem tazminatı talebinin reddi hatalıdır.”( Y.7.H.D.E.2014/19129 K.2015/13542 T.02.07.2015 )

Ardından Yüksek mahkeme somut olayda 270 saati aşan çalışma olup olmadığının araştırılması gerektiğini ve şayet varsa işçinin haklı nedenle iş sözleşmesini sona erdirdiğinin kabul edilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkemenin işveren lehinde verdiği kararı bozmuştur.

Sonuç itibarı ile aslında bu karar 2015 yılında verilmiş olan bir yargı kararıdır ve işçinin onayı dışında fazla mesaiye bırakılamayacağı konusu ilgili taraflar tarafından bilinen bir konudur. Ancak bizim basınımızda yeni yer aldı ve emsal oluşturacak çok önemli bir Yargıtay kararı gibi sunuldu. Kötümü oldu? Hayır, elbette ki. Bu haber sayesinde bilmeyenler de haklarını bilmiş oldu. 

http://www.abcgazetesi.com