Erzurum’un en büyük şirketlerinden biri olan, beş fabrikası bulunan Aşkale Çimento’da, 16 Şubat 2012’de üretim fabrikanın fırınlarından birinde yapılacak tuğla tamiratı için durduruldu. Her biri 7 kiloluk ve 20 santimetre kalınlığındaki tuğlalardan oluşan fırının içinde hasar gören taşların yenilenmesi gerekiyordu. Bu işlem delici makineyle yapılıyordu. 


4.5 TON ÜZERLERİNE ÇÖKTÜ 

Üretim Mühendisi Serkan Türkoğlu ile Kadir Şen ve Fetullah Güzel adlı iki işçi birlikte içeri girdi. Güzel zemini deliyor, Şen eski tuğlaları alıp yenilerini koyuyordu. Türkoğlu da işe nezaret ediyordu. Delici makinenin yol açtığı titreşimden ötürü tavandaki tuğlalar çöktü. Dört buçuk tonu bulan, henüz sıcaklığı geçmemiş 630 civarında tuğla, üç işçinin üzerine yığıldı. 22 yaşındaki Şen oracıkta, 31 yaşındaki Türkoğlu hastanede öldü. Güzel ise yaralandı. Türkoğlu’nun eşi Özden Papila Türkoğlu’nun şikâyetiyle Genel Müdür Nihat Kılıç, İşletme Müdürü Bünyamin Eroğlu ve Üretim Şefi Ali Kont hakkında “taksirle öldürmek” suçundan Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Sosyal Güvenlik Kurumu müfettişlerince yapılan inceleme sonucu; söküm işinin yıllardır delici makineyle yapıldığı, bu yolun işin kısa sürede bitirilmesi için tercih edildiği tespit edildi. Oysa müfettişlere göre, daha güvenli yol, tuğlaları şişle vurarak, tek tek çıkarmaktı. Delici makineyle sökümde tavanın çökme ihtimali bulunduğu halde, ‘tuğla parçalarına karşı üstte ağlar veya çelik çatılı iskeleler’ kurulmamıştı. Mahkeme 2 Nisan 2013’te, Kılıç hakkında, taksirle öldürme iddiasıyla iki yıl hapis cezası verdi. Cezanın paraya çevrilmesi ve ertelenmesi talebi, ‘suçun işlenmesinden ve sanığın bir daha suç işlemeyeceğine dair yeterli kanaat oluşmadığı için’ reddedildi. Diğer iki sanığa birer yıl sekiz ay hapis cezası verildi ve bunlar paraya çevrildi.

YARGITAY: 36 AYA KADAR CEZA VERİLSİN

Türkoğlu Ailesi’nin avukatı Cengiz Kesici’nin itirazı üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesi 25 Şubat 2015’te bu kararı bozdu. Daire Aşkale Çimento’da uzun yıllardır delici makine ile taban çürütüp boşluk açarak ilerleme yönteminin kullanıldığını belirtilerek, “Oysa hızlı ve tehlikeli olan bu yöntem yerine daha yavaş ama daha güvenlikli olan karşıdan şişle vurarak, tek sıra sökme metodu kullanılabileceği” anlatıldı. Aşkale Çimento’nun üyesi olduğu Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası’nca hazırlanan iş güvenliği eğitim videolarında, işin doğru şekilde nasıl yapılacağının gösterildiği vurgulanarak, şöyle denildi:

“Kafes veya uzaktan kumandalı cihazlar kullanılıp daha güvenli bir çalışma yöntemi benimsemek yerine uzun ve tehlikeli boşluklar açılma yönteminin benimsendiği, yukarıdan aşağıya hilti titreşiminden veya genleşmeden dolayı düşebilecek tuğla parçalarına karşı emniyet olarak üstten ağlar veya çelik çatılı iş iskeleleri kurularak, çalışma alanının güvenli hale getirilmesi yerine sürekli hatalı bir yöntemin tercih edilip çalıştırma yapıldığı, olay günü de sanıklar tarafından yöntem değişikliğine gidilmediği, bu yöntemin uygulandığı...”

Kararda, aynı fabrikada 2010 yılında yine tuğla sökülmesi sırasında beton parçasının düşmesi sonucu iki işçinin öldüğü ve bir işçinin yaralandığı ifade edildi. Bu kazaya ilişkin teftiş dosyasına bakılması ve söz konusu yöntemin terk edilip edilmeyeceğine dair bir uyarının bulunup bulunmadığının araştırılması istendi. Bu durumda, sanıklara “bilinçli taksirle öldürme” suçundan ceza verilmesi gerektiği vurgulandı. Avukat Kesici, yerel mahkemenin bu kararı uygulaması halinde, Nihat Kılıç hakkında verilen 24 aylık hapis cezasının 36 aya kadar çıkacağını, diğer sanıklar için de ceza artışının olacağını, bir erteleme veya adli paraya çevrilme işleminin uygulanmayacağını belirtti. Kesici, “Bizce karar mahkemelerin iş kazalarına bakışı açısından önemlidir. Yani işveren kazayı öngörebiliyorsa taksiri aşan sorumluluk doğmuş olacaktır” dedi.

GENEL MÜDÜRÜN İKİ YIL ÖNCE ALDIĞI CEZA ERTELENDİ

Aynı fabrikada 28 Nisan 2003’te iş kazası yaşandı. Kazada işçiler Şerafettin Kaban, Orhan Yöney ve Hanifi Kılci’nin üzerine farin tozu çöktü. Kaban ve Yöney solunum yetmezliğinden ölürken, Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava 2009’da bitti. Son fırın kazasında mahkum edilen Genel Müdür Kılıç ile Uğur Çalı ve Bekir Adıgüzel hakkında “tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek”ten dörder yıl hapse hükmedildi. Ancak onar ay hapis ve 70’er TL para cezası kesildi ve cezalar ertelendi. Fabrikadaki bir diğer iş kazası 12 Ağustos 2010’da yaşandı. Döner Fırın’daki sökümde iskele çökünce tuğlalar işçilerin üzerine düştü. 47 yaşındaki Hayati Özmen ve 30 yaşındaki Yahya Koçak hayatını kaybetti, Adem Turan yaralandı. İşçiler şikâyette bulunmadığından bu kaza yargıya taşınmadı.

ÖLEN MÜHENDİSİN EŞİ DAVA AÇTI DİYE SÜRÜLMÜŞTÜ

Aşkale Çimento’da, Serkan Türkoğlu’nun iş kazasında ölmesinden sonra, aynı fabrikada kalite kontrol mühendisi olarak çalışan eşi Özden Papila Türkoğlu dava açarak, Genel Müdür Nihat Kılıç’ı mahkûm ettirmişti. Özden Papila Türkoğlu, karardan sonra önce şirketin Van ’daki işletmesine sürülmüş, iş başı yapmayınca da işten atılmıştı. Türkoğlu bu kararı da yargıya taşımış ve Trabzon İş Mahkemesi, atamanın genel müdür hakkındaki cezadan kısa süre sonra yapılmış olduğunu saptayarak, “Feshin dürüstlük kuralları ve hakkın kötüye kullanılması yasağı sınırları içerisinde kullanılmadığı” sonucuna varmış ve Türkoğlu’nu işe iade etmişti. Kararda şöyle denilmişti: 
“Gümüşhane fabrikasına mühendis atamaları yapılırken daha yakın olan bu fabrikaya değil, daha uzak bir ile gönderilmesi, söz konusu atamanın iş kazası nedeniyle şirket genel müdür ve diğer görevlileri hakkında verilen cezalardan kısa bir süre sonra yapılmış olması karşısında, feshin dürüstlük kuralları ve hakkın kötüye kullanılması yasağı sınırları içerisinde kullanılmadığı... 


Radikal