Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin kararına konu dava süreci şöyle gelişti: 12 yaşında bir kız çocuğuna cinsel tacizde bulunmakla suçlanan koca mahkemede yargılandı. Mahkeme, kanıtları dikkate alarak kocayı bu suçtan cezalandırdı. Kadın bunun üzerine Medeni kanun’un 163.maddesinde yer alan ‘küçük düşürücü suç işleme’ sebebine dayanarak, kocasından boşanmak için dava açtı.

 
BİR KEREDEN BİR ŞEY OLMAZMIŞ
 
Yerel mahkeme, davayı kabul etmedi ve çiftleri boşamadı. Mahkeme, ret kararında şu gerekçeyi esas aldı: “Davalının bu suçu bir kere işlemiş olmasının tek başına boşanmaya neden olmayacağı vicdani kanaatine varıldığı, bu durumun evliliği diğer eş bakımından çekilmez hale getirdiğinin ispatlanması gerektiği, davacının ise (kadının) bu yolda mahkeme deliller sunmadığı”
Bu karar, davacı kadın tarafından Yargıtay’da temyiz edildi.
 
Yargıtay 2.Dairesi, yerel mahkemenin ret kararını oybirliğiyle bozdu. Kadının, 12 yaşındaki kız çocuğuna tacizden ceza almasından sonra kocasıyla birlikte yaşamasının kendisinden beklenemeyeceğine dikkat çeken Daire, davanın kabul edilmesini istedi.
 
Cinsel tacizi küçük düşürücü suç olarak tanımlayan 2.Hukuk Dairesi, bir kez bile olsa bu suçtan mahkumiyetin boşanma nedeni sayılması gerektiğine hükmetti. Daire, kararı, şöyle gerekçelendirdi: “Dava Türk Medeni Kanununun 163. maddesinde yer alan “İşlenen suçun niteliğine göre davacının dava açması karşısında onunla birlikte yaşaması kendisinden beklenemeyeceği açık ve tartışmasızdır. Boşanma sebebi gerçekleşmiştir. Davanın kabulü gerekirken, isteğin reddi doğru görülmemiştir. Hükmün gösterilen sebeple bozulmasına..”


Taraf