Hakaret suçunun alenen işlenmesinin suçu ağırlaştıran neden olarak öngörüldüğünün belirtildiği Yargıtay kararında, hakaretin apartmanın kaçıncı katında meydana gelip gelmediğinin araştırılmadığı dile  getirilerek , "Aleniyet için aranan temel ölçüt, eylemin (hakaretin), belirsiz sayıdaki kişiler tarafından işitilebilecek, görülebilecek ve algılanabilecek bir ortamda ya da çok sayıdaki kişinin öğrenmesini sağlayacak bir araçla işlenirse aleniyet var sayılabilir. Apartman içerisindeki merdivenlerde meydana gelen tartışma sırasında sanığın katılana hakaret ettiği anlaşılmakla; bir apartmana yalnızca burada oturan kişiler girebileceği için apartmanın içerisinde meydana gelen hakaret eyleminin apartmanda oturanlar tarafından duyulabilir olması aleniyet unsurunun gerçekleşmesi için yeterli değildir." denildi. 

Aydın’ın Söke ilçesinde 2009 yılında bir apartmanın merdivenlerinde komşu kadınların tartışması yargıya taşındı. Söke 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde açılan ‘hakaret’ davasında mahkeme, sanık kadın mahkumiyete çarptırıldı. Mahkeme, sanık kadına hakaretin alenen işlendiği iddiasıyla cezasını 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 125/4. Maddesi kapsamında altıda bir oranında artırdı. Sanık avukatı, yerel mahkeme kararını temyiz etti. Dava dosyasını inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesi, hakaretin alenen olup olmadığının somut olayda araştırılmadan karar verildiğine dikkat çekti. 

Yasada hakaret suçunun alenen işlenmesinin suçu ağırlaştıran neden olarak öngörüldüğünün hatırlatıldığı Yargıtay kararında şu ifadelere yer verildi: "Aleniyet için aranan temel ölçüt, eylemin (hakaretin), belirsiz sayıdaki kişiler tarafından işitilebilecek, görülebilecek ve algılanabilecek bir ortamda ya da çok sayıdaki kişinin öğrenmesini sağlayacak bir araçla işlenirse aleniyet var sayılabilir. Aleniyetin varlığı için söylenenlerin fiilen duyulması gerekli olmayıp çok sayıda insanın hakareti öğrenmesinin olanaklı olması yeterlidir. Sanığın bir konutun penceresinden sokakta bulunan mağdura hakaret etmesi durumunda suç alenen işlenmiş sayılır. Somut olayda apartman içerisindeki merdivenlerde meydana gelen tartışma sırasında sanığın katılana hakaret ettiği anlaşılmakla; bir apartmana yalnızca burada oturan kişiler girebileceği için apartmanın içerisinde meydana gelen hakaret eyleminin apartmanda oturanlar tarafından duyulabilir olması aleniyet unsurunun gerçekleşmesi için yeterli değildir. Hakaret eyleminin sokaktan geçen kişiler tarafından duyulup duyulamayacağı araştırılıp belirlenmelidir. Hakaretin apartmanın kaçıncı katında meydana geldiği, sokaktan geçenler tarafından duyulup duyulamayacağı araştırılıp tartışılmadan yazılı şekilde 5237 sayılı TCK’nın 125/4. maddesinin uygulanması, sanık hakkında hakaret suçundan belirlenen cezada özel tahrik maddesi olan 5237 sayılı TCK’nın 129. maddesi yerine, aynı Kanunun 29. maddesi uyarınca indirim yapılması bozmayı gerektirmiştir."

APARTMANDA ALENET HAKARET OLMAZ 
Yargıtay kararını değerlendiren Ankara Barosu avukatlarından Emre Yavuz, hakaretin sokakta ve apartmanda meydana gelmiş olmasının ayrıldığına dikkat çekti. Avukat Yavuz şunları kaydetti: "Yargıtay hakaretin apartman boşluğunda yapıldığını, apartmanda yaşayan diğer insanların hakareti duymasının aleniyet unsurunun gerçekleşmesi için yeterli olmadığını, aleniyet unsuru için sokaktan geçen insanların hakaret eylemini duyup duymadıklarının araştırılması gerektiğini söylemiş. Herkese açık alanda hakaret eyleminin gerçekleşmesi halinde aleniyet unsurunun gerçekleşeceği, somut olayda apartman içinde hakaret eyleminin gerçekleştiği ve apartmana yalnızca o apartmanda oturanların girebileceği için yalnızca onların duyabileceği bu durumunda aleniyet unsurunun gerçekleşmesi için yeterli olmadığı şeklinde görüş bildirmiş. Yani burada apartman içinde yaşayanlarla sokaktaki insanların hakarete şahit olmalarını ayırmış. Kararın içeriğinde ‘Aleniyet için aranan temel ölçüt, eylemin ( hakaretin ), belirsiz sayıdaki kişiler tarafından işitilebilecek, görülebilecek ve algılanabilecek bir ortamda ya da çok sayıdaki kişinin öğrenmesini sağlayacak bir araçla işlenirse aleniyet var sayılabilir.’ şeklinde açıklama varken apartman komşularının bunun dışında bırakılması ve sokaktaki insan ile apartmanda oturan insan ayrımı yapılması ilginç olmuş." 

HAKARETİN SUÇU NEDİR?
'Hakaret suçunu kapsayan 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125. maddesinde ise şu ifadeler yer alıyor: "Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir. Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur. Hakaret suçunun; kamu görevlisine karşı görevinden dolayı, dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı, kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle işlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz. Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır. Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır."




haberyurdum.com