Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, amaçlarını gerçekleştirmek için hiçbir mal ve hakka sahip olmayan 68'liler Birliği Vakfının sona ermesi ve kaydının sicilden silinmesi gerektiğine karar verdi.

İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü, 68'liler Birliği Vakfının sona ermesi ve kaydının sicilden silinmesi istemiyle dava açtı.

Dava dilekçesinde, Türk Medeni Kanunu uyarınca vakfın amacını gerçekleştirmesi için mal varlığına sahip olması gerektiği, 2008'de düzenlenen denetim raporuna göre, vakfın mal varlığının kalmadığının tespit edildiği, bu durumda tasfiye işlemi yapılması gerektiği savunuldu.

Vakıf adına yapılan savunmada ise kuruluşta Vakıflar Genel Müdürlüğünün yeterli gördüğü sermayenin, kurucuların sahip olduğu para ve mal dışı varlıklardan oluştuğu, temel sermayesinin insan gücü olduğu, vakfın kapatılmasını gerektirecek bir durum bulunmadığı, toplanacak aidatlarla eksilen mal varlığının artırılabileceği, kapatma isteminin yasal olmadığı ileri sürüldü.

Davayı görüşen İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesi, davayı reddetti.

Yerel mahkemenin kararında, vakfın tespit edilen mal varlığı durumuna rağmen amacına uygun faaliyetlerde bulunduğunun anlaşıldığı, buna göre davalı vakfın, toplantı ve gösterilerle amacını gerçekleştirmeye çalıştığı, dolayısıyla davalı vakfın dağıtılmasına dair yasal koşulların oluşmadığı belirtildi.

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay 18. Hukuk Dairesine geldi. Daire, yerel mahkemenin kararını bozdu. Bozma kararında, vakfın müfettiş raporlarına göre herhangi bir mal varlığı bulunmadığı gibi denetim yılı itibarıyla "borca batık" durumda olduğu ifade edildi.
Dava açıldıktan sonra vakfın dağılmasını önlemek için bir miktar bağış ve yardım toplamasının bu özelliğini değiştirmeye yetmeyeceği aktarılan bozma kararında, böyle bir durumun da yaşanmadığı vurgulandı.

Bozma kararında, "Bir vakfın hukuki varlığı ve işlevlerini sürdürmesi, başkalarının insaf ve merhametine bağlı bulunan bağış veya yardımlarla sağlanamaz. Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarında, vakfın ekonomik gücünün, amacın gerçekleşmesine imkan vermeyecek bir düzeyde olduğunun anlaşılması halinde dahi dağılması için yeterli görüldüğünden, amaçlarını gerçekleştirmek için özgülenmiş hiçbir mala ve hakka sahip olmayan davalı vakfın dağılmasına (sona ermesine) karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir" ifadeleri kullanıldı.

Yerel mahkeme, ilk kararında direndi

Bozma üzerine dosyayı yeniden görüşen yerel mahkeme, ilk kararında direndi.

Direnme kararında, vakfın tarihsel, kültürel ve hukuksal boyutları bulunan değerler bütünü olduğu, kurulduğu dönemde aranan yasal koşulları gerçekleştirdiği ve teftiş zamanında mal varlığının azalmasının tek başına yeterli olmayacağı savunuldu.

Kararda, 68'liler Birliği Vakfı kurucu ve yöneticilerinin iradesinin, vakfın amacına uygun şekilde yaşatılması olduğu, faaliyetlerine de bu amaca ulaşmak için devam ettiği bildirildi.

Direnme kararı üzerine dosya, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun gündemine geldi. Kurul, yerel mahkemenin direnme kararını bozarak, amaçlarını gerçekleştirmek için hiçbir mala ve hakka sahip olmayan 68'liler Birliği Vakfının dağılması ve kaydının sicilden silinmesi gerektiğine hükmetti.