T.C.

YARGITAY

Onbeşinci Hukuk Dairesi

 

E:2014/6398

K:2015/2998

T: 01.06.2015

 

Yabancı Ülkede Tebligat

Bilinen Adrese Tebligat

Savunma Hakkının Kısıtlanması

İhtarat

Hukuki Dinlenilme Hakkı

 

Özet: Davalının, usulüne uygun olarak duruşmalara davet edilmesi hukuki dinlenilme hakkının zorunlu bir sonucu olup, aksi hal savunma hakkının kısıtlanmasına neden olur.

Adres kayıt sistemindeki yurtdışı adresine bulunduğu yer Başkonsolosluğu aracılığı ile tebligat çıkarılması doğru olsa da, çıkarılan tebligatta “Tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerinin yer aldığı ve otuz gün içinde başvurulmadığı takdirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarını içeren bildirim ” bulunmadığından, davalıya yapılan tebligatın geçersiz olduğu, usulsüz olan bu tebligattan sonra davalının adres kayıt sisteminde yer almayan diğer adreslerine yapılan tebligatların da usulsüz olduğu, bu itibarla yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı gözetilmelidir.

(7201 s. Tebligat K. m. 10, 25.a) (6100 s. HMK m. 27)

(2709 s. Anayasa m. 36 )

(AİHS m. 6)

(TKUDY m. 16)

Mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kâğıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı davasında davalıya ait villanın inşaatını yaptığını, bu imalâttan kaynaklanan 45.000,00 TL alacağının ödenmediğini belirterek bu bedelin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı yargılamaya katılmamış, mahkemece davacının inşaatın %70'ini tamamladığı ancak bu imalâtın bedelinin ödenmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davanın açıldığı tarihte yürürlükte 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinde davanın taraflarının, müdahillerin ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları, bu hakkın; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını ve mahkeme kararlarının somut ve açık olarak gerekçelendirmesini içerdiği ifade edilmiştir. Yine 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 36. maddesi ile İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması Hakkındaki Avrupa Sözleşmesi'nin 6. maddesinde hukuki dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bu durumda; davalının, usulüne uygun olarak duruşmalara davet edilmesi zorunludur. Bir başka anlatımla; mahkeme, davalıyı, savunma hakkı tanımak amacıyla usulüne uygun olarak cevap vermeye ve duruşmalara katılmaya davet etmedikçe yargılamaya devam edip hükmünü veremez.

Davada, davalının dava dilekçesinde bildirilen "MKP Mah. G... Cad. 408 ada 12 parsel Merkez Y..." adresine dava dilekçesi tebliğe çıkarılmış, ancak tebligat adres yetersizliği nedeniyle iade edilmiş, bundan sonra "K... Sok. No. 30 Merkez Y..." adresine çıkarılan tebligat da yurt dışında olduğundan bahisle iade edilmiştir. Mahkemece davalının belirlenen yurt dışı adresi Paris Başkonsolosluğu aracılığı ile çıkarılan tebligatın ise mahalli posta idaresince teslim edildiği, ancak tebliğ evrakını almaması nedeniyle geri gönderildiği anlaşılmaktadır. Yurt dışı tebligatının iadesinden sonra mahkemece adres araştırması yapılmış, mernis adresinin "Longuenesse Fransa" olduğu bildirilmiş, Y... Belediyesi tarafından da adres "MKP E... Sok. No. 6/2 Y..." olarak bildirilmiş, mahkemece bundan sonraki tebligatlar belediyeden bildirilen adreste aynı çatı altında olduğu belirtilen akrabalarına yapılmıştır.

7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 6099 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik "Bilinen Adreste Tebligat" başlıklı 10. maddesi "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır..." Bu maddeye karşılık gelen 25.01.2012 tarih ve 28184 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16. maddesinde "Tebligat öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz..." hükmü bulunmaktadır. Yine Tebligat Kanunu'nun 25.a. maddesinde yabancı memlekette yapılacak tebligatlar ile ilgili yapılan düzenlemede "Yabancı ülkede kendisine tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı olduğu takdirde tebliğ o yerdeki Türkiye 3üyükelçiliği veya Konsolosluğu aracılığıyla da yapılabilir. Bu hâlde bildirimi Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu veya bunların görevlendireceği bir memur yapar. Tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerinin yer aldığı ve otuz gün içinde başvurulmadığı takdirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarını içeren bildirim, muhataba o ülkenin mevzuatının izin verdiği yöntemle gönderilir. Bildirimin o ülkenin mevzuatına göre muhataba tebliğ edildiği belgelendirildiğinde, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurulmadığı takdirde tebligat otuzuncu günün bitiminde yapılmış sayılır. Muhatap Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurduğu takdirde tebliğ evrakını almaktan kaçınırsa bu hususta düzenlenecek tutanak tarihinde tebliğ yapılmış sayılır. Evrak bekletilmeksizin merciine iade edilir." hükmü getirilmiştir.

Somut olayda davalının adres kayıt sistemindeki adresi Fransa olup mahkemece Paris Başkonsolosluğu aracılığı ile tebligat çıkarılması doğrudur. Ancak çıkarılan tebligatta "Tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerinin yer aldığı ve otuz gün içinde başvurulmadığı takdirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarını içeren bildirim" bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda bu tebligatın usulüne uygun olduğundan bahsedilemez. Mahkemece usulsüz olan bu tebligattan sonra davalının adres kayıt sisteminde yer almayan diğer adreslere yaptığı tebligatlar da usulsüz olduğundan yargılamaya devam ile davalının savunma hakkı kısıtlanarak karar verilmesi doğru olmamış bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına (BOZULMASINA), diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 01.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.