8. Hukuk Dairesi         2014/25788 E.  ,  2015/790 K.

"İçtihat Metni"

İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İcra emrine itiraz

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:


KARAR

Alacaklı tarafından borçlu aleyhine ilama dayalı olarak başlatılan takipte, borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda, icra emrinin vekile değil asile tebliğ edildiğini, ileri sürerek icra emrinin iptalini istemiştir.
İcra Mahkemesi'nce; tebliğin asile yapılmasının icra emrinin iptalini gerektirmeyeceği anlaşıldığından icra emrinin devamına, şikayetin reddine karar verilmiş, karar itiraz eden borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HMK'nun 73, 81, 82, 83 Avukatlık Kanunu'nun 41., Tebligat Kanunu'nun 11. maddeleri gereğince vekille takip edilen işlerde vekile tebligat zorunludur.
Ne var ki vekile tebliğ zorunluluğunun bulunması asile tebligat yapılması lüzumunu ortadan kaldırmaz. Şöyle ki; İİK’nun 76. maddesinde düzenlenen mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280) Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Şikayete konu ...nün 2013/1954 esas sayılı takip dosyasında takip dayanağı ilamda borçlunun vekili olduğu halde takip talebi ve icra emirlerinde adı belirtilmediğinden icra emirlerinin borçlu asile tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda icra emirlerinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de icra emirlerinin tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. 
O halde Mahkemece, icra emirlerinin vekile tebliği suretiyle takibe devam edilmesi yönünde hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçeyle şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir. 
SONUÇ: Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 16.01.2015 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.