Yargıtay, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçlarından dolayı TCK'nın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasında temyiz taleplerini kabul etmeyecek. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, artık kullanmak için uyuşturucu bulundurma suçunun temyiz yerine itiraz yoluyla yerel mahkemelerde çözülmesi gerektiğine hükmetti.


Yargıtay'da bekleyen binlerce dosyayı da etkileyecek emsal niteliğindeki bu karar, Mersin'deki uyuşturucu davasında alındı. Mersin'de kullanmak için uyuşturucu alan E.G., polisin durumundan şüphelenmesi üzerine üzerinde uyuşturucu ile yakalandı. 18 yaşından küçük olan E.G., Mersin 1. Çocuk Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Mahkeme, E.G.'ye 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına hükmederek, aynı maddenin 3. fıkrası gereğince rehberlik edecek bir uzmanın tayinine ve 3'er aylık dönemlerde E.G. hakkında rapor hazırlamasına karar verdi. Denetimli serbestlik tedbirinin tedavisinin sona erdiği tarihten itibaren 1 yıl süreyle devam etmesine karar veren mahkeme, E.G.'nin tedbir kurallarına uygun davranması halinde açılmış bulunan kamu davasının düşmesine hükmetti. 


-UYUŞTURUCU MADDE KULLANDIĞI SAPTANMADAN KABUL EDİLMESİ BOZMA NEDENİ-

Karara itiraz edilence dosya Yargıtay'ın gündemine geldi. Dosyanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 10. Ceza Dairesi, sanığın uyuşturucu veya uyarıcı madde kullandığının teknik yöntemlerle belirlenmediğine dikkat çekerek, E.G.'nin daha önce kullandığını söylediği maddenin ele geçmemesi nedeniyle uyuşturucu olarak kabul edilmesine olanak bulunmadığının altını çizdi. Kararda, sanığın suç konusu uyuşturucu maddenin bir bölümünü kullandığı saptanmadan uyuşturucu madde kullandığı kabul edilerek, denetimle serbestlik tedbiri ile tedaviye karar verilmesi bozma nedeni sayıldı. 


-YÜKSEK DAİRENİN DE İŞ YÜKÜ GEREKSİZ YERE ARTACAKTIR-

Karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz ederek, TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrasına 14 Nisan 2011 tarihinde "bu karar, durma kararının hukuki sonuçlarını doğurur" cümlesi eklendiğine dikkat çekti. Tebliğnamede, "tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine" ilişkin kararın itiraz yasa yoluna tabi olduğu noktasında herhangi bir kuşku bulunmadığına işaret edildi. Tebliğnamede, uyuşturucu davalarında çözülmesi gereken sorunun 14 Nisan 2011 tarihinden önce verilen tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin kararların "itiraz yasa yoluna mı" yoksa "temyiz yasa yoluna mı" tabi olacağı noktasında toplandığının altı çizildi. Tebliğnamede, ceza yargılamasında yasa yolunun tarafların istemlerine göre değil yasanın sistematiği ve normları dikkate alınarak kararların niteliğine göre belirleneceğinin altı çizildi. Başsavcılığın tebliğnamesinde, "14 Nisan 2011 tarihinden sonra anılan nitelikteki kararların itiraz yasa yoluna, önceki kararların ise temyiz yasa yoluna tabi olması, benzer durumda olan kişiler açısından yasa yoluna başvuru noktasında farklılığa neden olacağı gibi yüksek dairenin de iş yükünü gereksiz yere artıracaktır" denildi. Tebliğnameyi değerlendiren Yargıtay Ceza Genel Kurulu da itirazı yerinde buldu. Karar göre, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçlarından dolayı TCK'nın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması davaları temyiz edilmeyecek. Kurul, artık kullanmak için uyuşturucu bulundurma suçunun temyiz yerine itiraz yoluyla yerel mahkemelerde çözülmesi gerektiğine hükmetti. İçtihat niteliğindeki bu karar Yargıtay'da bekleyen binlerce dosyayı etkileyecek ve yüksek mahkemenin iş yükünü hafifletecek. (ANKA)