Daire:15 
Tarih:2015 
Esas No:2015/683 
Karar No:2015/20759 
Kaynak:UYAP 
İlgili Maddeler:TCK 157 
İlgili Kavramlar:TELEFONLA POLİS/SAVCI ŞEKLİNDEKİ TANITIM İLE YAPILAN DOLANDIRICILIK---BASİT HALİ(polis üniforması/kartı gibi maddi varlıkların kullanılmaması hali)
‘’…CK'nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının,kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir.Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.
Somut olayda; sanığın, şikayetçi kayın validesinin evinde bulunduğu sırada, ev telefonunu aradığı, telefonu şikayetçinin açtığı, sanığın kendisini Cumhuriyet savcısı olarak tanıtarak banka hesaplarının terör örgütü mensupları tarafından kullandığını söylediği, bu şekilde şikayetçiyi bankaya yönlendirerek banka hesabına para yatırmasını istediği, şikayetçinin parayı elden vermek istemesi üzerine, Bursa Adliyesi'nin önünde buluşmak için yönlendirdiği, bu sırada şikayetçinin dolandırıldığını daha önceki olaylardan ve uyarılardan anlaması üzerine, polise ihbar yaptığı, sanığın parayı almak için geldiği sırada suçüstü yapıldığı, kaçmaya çalıştığı ancak zor kullanılarak yakalandığı, eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı, bu şeklinde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin, telefonda görüşme yaparken kendilerini polis veya Cumhuriyet savcısı olarak tanıtmalarının, dolandırıcılık suçunun hile unsurunu oluşturacağı, kamu kurumunun maddi varlığının olayda kullanılmadığından, 5237 sayılı TCK'nın 157/1. maddesinde tanımlanan basit dolandırıcılık suçunun oluştuğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek eylemin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğundan bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması,..17.02.2015 tarih

Daire:15 
Tarih:2015 
Esas No:2015/1061 
Karar No:2015/9593 
Kaynak:UYAP 
İlgili Maddeler:TCK 157 
İlgili Kavramlar:TELEFONLA POLİS/SAVCI ŞEKLİNDEKİ TANITIM İLE YAPILAN DOLANDIRICILIK---PARANIN BANKADAN ÇEKİLMESİ HALİ-(Bankanın ödeme aracı olması nedeniyle bankanın aracı kılınmasının söz konusu olmadığı)
’...Sanık Suat D ve temyiz dışı sanığın birlikte hareket ederek telefonla aradıkları müştekiye adının PKK operasyonunda adının geçtiğini, Terör örgütü hesabına 40000'TL yatırmış gözüktüğünü bunun ortadan kaldırılması için PTT havalesi ile para göndermesi gerektiğini söyleyerek müştekinin Ramazan Polat adına 20000 TL göndermesini sağlayarak, parayı birlikte çekmekten ibaret eyleminin 5237 Sayılı TCK'nın 158/1-f maddesi kapsamında bulunduğu iddiasıyla açılan davada bozma üzerine yapılan yargılamada sanığın eyleminin aynı kanunun 157/1 maddesine uyan basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu ve buna göre cezalandırılmasına dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.’’09.02.2015 



Daire:15 
Tarih:2015 
Esas No:2013/7784 
Karar No:2015/1575 
Kaynak:UYAP 
İlgili Maddeler:TCK 157 
İlgili Kavramlar:TELEFONLA POLİS/SAVCI ŞEKLİNDEKİ TANITIM İLE YAPILAN DOLANDIRICILIK---NİTELİKLİ HALİ(polis üniforması/kartı gibi maddi varlıkların kullanılması hali)
… Sanığın, internette tanıştığı ve başka bir olay nedeniyle dolandırılan katılana kendisinin terörle mücadelede çalışan komiser olduğunu söyleyerek katılana polis armalı kokart ve silahını gösterdiği, bu şekilde güven oluşturduktan sonra da, dolandırıcıların yakalandığını, savcı ve müdürle irtibat kurduğunu, pazartesi gününe kadar 425 TL para yatırılması gerektiğini belirttiği, katılanın da bunlara inanarak parayı sanığa gönderdiği, durumun daha sonra ortaya çıktığı, böylece sanığın dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, Suç işlenirken, Emniyet Müdürlüğü'nün maddi varlığı olan polis kimlik kartının kullanılmış olması karşısında, bu eylemin 5237 sayılı TCK'nın 158/1-d maddesinde düzenlenen kamu kurumunun araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdir ve değerlendirmesinin üst dereceli Ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde sanığın mahkûmiyetlerine hükmolunması,..’’




.....
‘’… Sanıklar M. T. ve A. Ş.'in başka suç ortaklarının da olup olmadığı belirlenemediği halde en az ikisinin tam bir irade birliği içerisinde hareket ederek katılan E. K.'u işyerinde bulunan telefonu arayarak kendilerine polis süsünü verip Emniyetten aradıklarını telefonunun terör olaylarına karıştırıldığını söyleyip telefona polislerin kullandığı telsiz sesleri verdikleri, katılana valiliğe gitmesini, savcı beyin orada vali beyle görüştüğünü, herhangi bir terör olayına karşı koruma altına alınacağını söyleyerek cep telefon numarasını aldıkları, katılanın valiliğe doğru gittiği, bu sırada sürekli arayan şahısla görüşme halinde olduğu ve şahsın savcı beyle vali beyin görüştüğünü tekrarladığını, valiliğin önüne geldiğinde katılanın beklemeye başladığı, bu esnada valilikte görev yapan bir bayan polis memurunun katılana E. K. ismi ile seslendiği, katılanın telefonla kendisini arayan şahsın söyledikleri şeylerin doğruluğuna inancının daha da arttığı, arayan şahsın katılana telefonu savcı beye vereceğini söyleyerek kendisini savcı olarak tanıtan başka bir kişinin telefonu aldığı ve bu kişinin katılana polisin vereceği talimatlara uyması gerektiğini söylediği, bunun üzerine olan bitenin doğruluğuna inanan katılanın telefonun karşı tarafındaki şahsın söylediği şeyleri yapmaya başladığı ve katılanın hesabının bulunduğu Akbank Şubesine gitmesini istedikleri, banka hesabında para olup olmadığını sordukları, 45.000 TL olduğunu söylediği, banka önünde katılanın beklemesini istedikleri, sivil polislerin geleceğini söyledikleri, yaklaşık yarım saat bekledikten sonra sivil ve beyaz renkli bir aracın geldiği araçtan önce resmi bir polis memurunun indiği, bu sırada katılanın kendisini arayan şahısla sürekli irtibat halinde olup telefonu hiç kapatmadığından polislerin yanına gidip arayan şahsın talimatı doğrultusunda telefonu polise verdiği ve arayan kişinin savcının polislerle görüşüp can güvenliğini sağlayacaklarını belirttiğini, polisler ile karşı taraftaki şahsın telefonla görüştükten sonra tekrar telefonu katılanın aldığı, arayan şahsın katılanın bankaya gitmesini telkin ettiği, olan bitene inanan katılanın bankaya girdiği, arayan şahsın paranın güvence altına alınması için yatırılacağını belirterek bir hesap numarası verdiği, katılanın bu hesap numarasına 42.000 TL yatırdığı, bankadan ayrıldığı, arayan şahsın şikayetçiden Adliyeye gitmesini istediği ve katılanın Adliyeye giderken tekrar yönlendirilerek 3.000 TL daha havale yapması telkini yapıldığı bunun üzerine bankaya dönerek aynı hesap numarasına 3.000 TL daha havale yaptığı, arayan kişi tarafından katılana adliyeye gidip adliyede savcı A. Ş. tarafından paranın kendisine elden teslim edileceğinin belirtildiği, adliyeye giden katılanın polislere A. Ş. isminde bir savcının olup olmadığını sorduğu, olmadığını anlayınca kendisini arayan numarayı aradığı bu numaraya ulaşamayınca dolandırıldığını anladığı, Sanıkların aynı şekilde katılan Z. T.'yı, arayanın kendisini komiser olarak tanıtıp işyeri telefonundan arayarak katılana savcı beyle birlikte dosyasını incelediklerini söyleyerek katılandan cep telefonun numarasını aldıkları, banka hesaplarının ele geçirildiğini, para çekilmeye çalışıldığını olayı savcı beyin fark ettiğini, savcı beyin vali beyin yanında olduğunu, valiliğe
gidip kendisini araması gerektiğini, buluşup birlikte vali beyin yanına gideceklerini katılana söylediği, buna inanan katılanın Bilecik Valiliğine gittiği ve kendisini arayan şahsı arayarak valiliğe geldiğini bildirdiği, şahsin katılana savcının Valilikten ayrıldığını telefonu sürekli açık tutması gerektiğini söyledikleri ve bu sırada katılanın diğer telefon numarasını da aldıkları, bu esnada valilik önünde beklerken valilik giriş noktasındaki polis memurunun telefonu çalarak katılana savcı bey seni arıyor görüş diyerek telefonunu katılana verdiği, ve polis memurunun telefonunu arayan şahsın sesi farklı bir şahıs olarak kendisine savcı olarak tanıttığı, katılandan Adliyeye gelmesini isteyerek telefonu kapattığı, kendisini komiser olarak tanıtan şahsın katılanı tekrar arayarak Vakıfbanka gitmesini, şebeke üyelerinin para çekmeden kendisinin bankadan 40.000 TL para çekmesini istedikleri, bunun üzerine katılanın bankaya gidip 30.000 TL kredi çektiği, arayan şahsın bir hesap numarası vererek hesap numarasının savcı A. Ş.'in hesap numarası olduğunu, Savcı Beyin bu parayı Merkez Bankasına yatırıp oluşan banka masraflarından kurtaracağını ve tekrar hesaba geri yatıracağını söylediği, bunun üzerine katılanın 30.000 TL yi sanıklar tarafından verilen hesap numarasına yatırdığı ve bankadan ayrıldığı, sanıkların tekrar katılanı arayıp yeniden para çekip havale göndermesini istedikleri, katılanın durumdan şüphelendiği ve dolandırıldığını anladığı olayda, haksız elde edilen menfaatlerin tahsilinde bankanın ödeme vasıtası olması nedeniyle TCK'nın 158/1-f maddesinde belirtilen suçun yasal unsurlarının oluşmadığı, bu haliyle sanıkların eylemlerinin polis memurlarını aracı olarak kullanılmaları nedeniyle TCK'nın 158/1-d maddesinde belirtilen suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,..’’ Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2014/14348 E., 2014/14275 K;
adalet.org