11. Hukuk Dairesi         2014/18592 E.  ,  2015/8845 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : AKHİSAR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA) 
TARİHİ : 10/06/2014
NUMARASI : 2012/286-2014/301


Taraflar arasında görülen davada Akhisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/06/2014 tarih ve 2012/286-2014/301 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının ortaklık payının kendisinden alacaklı bulunan K.. A... tarafından haczedildiğini, davalının ortaklık payını haczeden alacaklının şirketin feshini isteyeceğine dair Akhisar 3. İcra Müdürlüğü'nün 2011/1322 Esas sayılı dosyasından müvekkili şirkete ve ortaklarına ihbar yazısı gönderdiğini, şirketin feshinin istenmesinin şirket için telafisi zor zararlara sebebiyet vereceğinden 09/04/2012 tarih ve 43 numaralı karar ile M. T.'ın ortaklıktan çıkarılması davası açılması için karar alındığını ileri sürerek, davalı ortak M. T.'ın haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 
Asli Müdahil K.... A.Ş. vekili, davalı M. T.'ın müvekkili şirkete borçlu olduğunu, davalı hakkında Akhisar 3. İcra Müdürlüğü'nün 2011/1322 esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, bu dosyada borçlu M. T.'ın A. Seyahat Ltd. Şti. hissesine, kar paylarına ve hakedişlerine haciz konulduğunu, ayrıca aynı hisse üzerinde borçlu tarafından müvekkil şirket lehine rehin hakkı tesis edildiğini, bu nedenle borçluya ait şirkethissesiyle ilgili yapılacak işlemler ve mahkeme tarafından verilecek kararların müvekkili şirketin hak ve alacaklarını doğrudan tümüyle etkileyeceğini belirterek, asli müdahale talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir. 
Dahili davalılar M.. T.., Ü.. T.. ve İ.. T.. duruşmada alınan beyanlarında; murislerinin isteği doğrultusunda ortaklıktan çıkarılmayı kabul ettiklerini beyan etmişlerdir. 
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen 17/03/2014 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 6762 sayılı TTK'nın 551/3 maddesi uyarınca ortakların muhik sebeplerden dolayı bir ortağın şirketten çıkarılmasını mahkemeden isteyebilecekleri, asli müdahilin davalı ortağın borcu nedeniyle şirketin tasfiyesini istediği davacının tasfiyesini engellemek amacıyla iş bu davayı açtığı, bu hususun muhik sebep teşkil edeceği, aynı yasanın 523. maddesinde ise, limited ortaklığın infisahının önlenmesi hususunun düzenlendiği, ortağın gerçek payının hesap edilerek ödenmek üzere infisahın önlenmesi olanağı bulunduğu, şirketin hüküm tarihine en yakın tarihteki sermayesinin rayiç değerinin belirlenmesi amacıyla alınan 17/03/2014 tarihli rapora göre davalıların murisi M. T.'ın hissesinin karşılığının 283.958,33 TL olduğu, bu bedelin depo edilmesi için davacı vekiline süre verildiği, ancak davacı vekilinin belirtilen bedelin yatırılmayacağına dair beyanda bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 
Dava, haklı nedenlerin varlığı iddiasına dayalı limited şirket ortaklığından çıkarılma istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı ortağın borcu nedeniyle şirketin tasfiyesinin istenmesinin, ortağın şirketten çıkarılması bakımından muhik sebep teşkil edeceği belirtilerek, çıkarılma talebi hukuka uygun kabul edilerek, davalı ortağın ayrılma payı belirlenmiş ise de, bu bedelin depo edilmesi için davacı vekiline süre verilmesine rağmen, davacı vekilinin müvekkilinin istenilen parayı yatıramayacağını beyan ettiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. 
6103 sayılı Yasa'nın 2/1. maddesi uyarınca, dava tarihi itibariyle olaya uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nın 551/2. maddesi gereğince limited şirket ortaklarının, haklı nedenin varlığı halinde ortaklıktan çıkarılmaları mahkemeden talep edilebilir ise de, somut olay incelendiğinde, alacaklı K.. A.. tarafından işbu davada davalı gösterilen şirket ortağının payının haczettirilmesini müteakip şirketin tasfiyesinin isteneceğine dair ihbar yazısının şirkete ve tüm ortaklara gönderildiği, davacı şirketin de dava dilekçesinde ve sonraki beyanlarında işbu davayı şirketin fesih ve tasfiyesini engellemek amacıyla açtıklarını beyan ettikleri gözetildiğinde, davanın TTK'nın 551. maddesi ile ilgisi bulunmadığı, söz konusu vakıaya dayanılarak açılan bu davadaki istemin 6762 sayılı TTK'nın 523/4. maddesi ile ilişkili olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Söz konusu kanun hükmü “Esas sermayenin ekseriyetini temsil eden ortakların sayı itibariyle ekseriyeti, aleyhine takibat yapılan ortağın koymuş olduğu sermayenin hakiki bedelini alarak şirketten çıkarılmasına karar verirse” şirketin fesih ve tasfiye olunamayacağı biçiminde düzenlenmiştir. Bu durumda, 551. madde hükmünden farklı olarak ortaklıktan çıkarma için genel kurul tarafından alınacak karar gerekli ve yeterli olup ayrıca çıkarma kararı verilmesi için mahkemeye başvuru gerekmez (bkz. Arslanlı, H., D., H., Limited Şirketler Hukuku ve Uygulaması, TTK Şerhi III, sh. 322, p.6 vd.). 
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 6100 sayılı HMK'da hukuki yarar dava şartı olarak kabul edilmiş olup, hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar, gerek dava açıldığı sırada ve gerekse de yargılama süresince mevcut olmalıdır. Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere davacı şirket, işbu davaya gerek olmaksızın fesih ve tasfiyesine engel olabileceğinden, işbu dava hukuksal yarardan yoksun olup davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi doğru olmamış ise de, temyiz edenin sıfatı da gözetilerek, sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiştir. 
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının açıklanan değişik gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 06/07/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.