YARGITAY 9. Hukuk Dairesi
ESAS: 2012/2473
KARAR: 2014/2959


Taraflar arasındaki, maddi ve manevi tazminat alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde temyizen incelenmesi davalı avukatı ile davacı tarafından istenilmesi ve davacı tarafından da duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.02.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına asil A... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı işçi, 13/10/1999-23/12/1999 tarihleri arasında davalı işyerinde avukat olarak çalıştığını, davalı işveren ile sorunlar yaşadığını,çalıştığı işyerinde zorla tutulup evrak çantasının aranmak istendiğini, bu olay nedeniyle mesleki geleceğinin maddi açıdan temelinden sarsıldığını ayrıca davalı işveren ile aynı adreste Mukim B... Tic. A.Ş ile tasfiye halinde M... A.Ş nin de bordrolu avukatlığını da yaptığını bu olaydan sonra her iki şirketle olan iş akitlerinin de işveren tarafından feshedildiğini bu şirketlerden hiçbir ücret ödenmediğini avukatlığını yaptığı bu iki şirketten olan ücret alacağının bilirkişi tarafından saptanarak tazminat talebine esas olacak kazancının saptanması gerektiğini, davalı tarafından yapılan hukuka aykırı fiil sonucu mesleki geleceğinde ortaya çıkan kazanç kaybının 25.000 TL kısmının hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir. 2001 de açılan davada ise 50.000,00 TL manevi tazminatı 500,00 TL maddi tazminat talep etmiştir. Yargılama sırasında maddi tazminat taleplerinden vazgeçmiştir.

Davalı işveren, davacının 13/10/1999-23/12/1999 tarihleri arasında şirkette çalıştığını, bu iki aylık süre içinde tavır, davranış ve çalışanlara hitap şekli ile ayrıca olayları bazen kavga derecesine kadar getirerek şirkete uyum sağlayamadığını, bunun üzerine de Şirket Genel Müdürü C...'in de davacının ilerde meydana gelebilecek olaylara fırsat vermemesi için görevden ayrılmasını uygun gördüğünü ve 23/12/1999 tarihinden bir iki gün önce kendisini çağırarak çalışmaya devam edemeyeceğini sözlü olarak belirttiğini ve davacının da bunu kabul ettiğini ifade ederek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davacının olay tarihinde şirketin avukatı durumunda olduğu, kendisine her hangi bir fesih bildirimi yapılmaksızın şirketten çıkışının engellendiği ve çantasının aranması yoluna gidildiği bunun üzerine çıkan olay sebebiyle davacının gerek baro başkanlığı ve gerekse karakol nezdinde olaya müdahale edilmesini istediği ve bu müdahale sonucu kendisinin binadan çıkışının sağlandığı ve bu olayların evvelce kendisine karşı gösterilen tutumlar sonucu olduğu, avukat olan davacının aranma durumunun esasen yasal olarak mümkün olmadığı dikkate alındığında bu olayın manevi yönden davacının zarara uğrama durumunda olduğu ve bir mobbing davranışı niteliğinde bulunduğu kabul edilerek manevi tazminat istemli davasının ispatlanması sebebiyle kısmen kabulü ile 25.000,00.-TL olarak takdir edilen manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının maddi tazminat istemli davasının ise vaki feragat sebebiyle reddine karar verilmiştir.

Kararı yasal süresi içinde taraflar vekiller temyiz etmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2 – Davacı işçinin avukat olarak çalıştığı işyerinde işyerinden çıkışında çantasının aranmak istendiği, çantasının aranmasına izin vermeyince çıkış kapıları kapatılarak işyerinden ayrılmasının engellendiği, davacının baroyu arayarak durumu bildirdiği buna rağmen kapıların açılmadığı, baro tarafından karakolun aranması üzerine olay yerine gelen polisler tarafından işyeri dışına çıkışının sağlandığı, bu arada işyerinde bekletildiği sırada güvenlik görevlisinin fiili saldırısına maruz kaldığı ve 2 gün işten kalacak şekilde yaralandığı, iş bu dosya ile ceza mahkemesi dosyası içeriğinden anlaşılmaktadır.

Davacı avukatın iş sözleşmesine tabi çalıştığı, işyerinde maruz kaldığı ve işyeri yetkililerin bilgisi dahilinde gerçekleşen olay sebebiyle kişilik haklarının zedelendiği ve manevi zarara uğradığı sabittir. Bu itibarla davalı şirket aleyhine manevi tazminata hükmedilmesi yerindedir. Ancak mahkeme kararında davacı işçinin mobbing (psikolojik taciz) eylemine de maruz kaldığı belirtilmişse de, işçi üzerinde sürekli bir baskı kurulmuş değildir. Olay işçinin işyerinden çıkışına izin verilmemesi ve çantasının aranmak istenmesi ve bu arada güvenlik görevlisinin fiili saldırısından ibarettir. İşyerinde kısa bir süre çalışmış olan işçiyi feshe zorlama yapılmış değildir ve zaman içinde sistematik bir hal alan psikolojik baskı ve bezdirme şeklinde gerçekleşmemiştir. Bu itibarla manevi tazminat taktirinde mobbing (psikolojik taciz) değerlendirmesiyle sonuca gidilmesi yerinde değildir.

Davacının maruz kaldığı olay 1999 yılında gerçekleşmiş olup iş bu dava 2000 yılında açılmıştır. Mahkemece dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte manevi tazminata hükmedilmiştir. Davacıya karşı işyerinde ika edilen eylemler ve 2 günlük işten kalmaya dair rapor dikkate alındığında olay tarihine göre hükmedilen manevi tazminat miktarı yüksektir. Davacı işçi dava dilekçesinde olay tarihinde 250,00 TL maaşla çalıştığını açıklamıştır. Davalı işveren net maaşının 175.00 TL olduğunu belirtmiştir. Mahkemece ücretle ilgili olarak tam bir tespit yapılmamışsa da her iki durumda da kabul edilen 25.000,00 TL manevi tazminat rakamı işçinin ücreti ile kıyaslandığında yüksektir. Mahkemece, daha düşük bir miktarda manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100.00 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 04.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.