15. Ceza Dairesi         2015/14138 E.  ,  2015/30884 K.

"İçtihat Metni"


Tebliğname No : 15 - 2015/281777

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26/05/2015
NUMARASI : 2015/105 (E) ve 2015/168 (K)
SANIK : Y.. İ..
SUÇ : Banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak amacıyla dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
5237 sayılı TCK'nın 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi, nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, Kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın,sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa, dolandırıcılıktan bahsedilemez, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir. Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı “Bankacılık Kanununun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır. Kredi kurumu banka olmamasına karşın
 faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa, basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.
Sanığın, müşteki bankanın ..... Şubesine müracaat ederek 28.06.2007 tarihinde 275000 İsviçre Frangı tüketici kredisi kullandığı, bu krediyi kullanırken de G İlçesinin ... parselde bulunan taşınmazı teminat olarak gösterdiği, daha sonra sanığın kullanmış olduğu kredinin taksitlerini ödememesi üzerine müşteki banka tarafından sanık aleyhine Gölbaşı İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığı, bu kapsamda teminat olarak ipotek edilen taşınmazın satışı istendiği, bu arada müşteki bankaya ipotek ettirilen taşınmaz için SS ..... Konut Yapı Kooperatifi tarafından sözleşmeler uyarınca sanık adına kayıtlı olarak gözüken taşınmazın gerçekte davacı kooperatif adına tescilinin gerektiği belirtilerek sanık aleyhine Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinin .... esas sayılı dosyası üzerinden tapu tescil davası açıldığı, sanığın da bu dava dosyasında vekili aracılığıyla beyanda bulunarak suça konu taşınmazı yaptığı işler için kredi kullanabilmek amacıyla arsa sahiplerinin bilgisi dahilinde kendi adına tescil ettirdiğini belirttiği, bu şekilde sanığın müşteki bankadan kredi alabilmek ve aldığı krediyi ödemeyerek aleyhindeki icra takibini semeresiz bırakmak amacıyla muvazaalı olarak taşınmazı üzerine alıp kredi kullanımında lehine olumlu şartlar oluşturarak üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın, müşteki bankadan kredi kullandığı tarihte teminat olarak gösterdiği ve ipotek tesis ettirdiği taşınmazın tapuda sanık adına tescilli olduğu, müşteki banka tarafından icra takibi yoluyla söz konusu taşınmazın satışının istenilerek alacağın tahsil edilebileceği, daha sonra SS ...... Kooperatifi tarafından suça konu taşınmazın kendilerine ait olduğu iddia edilerek sanık aleyhine tapu tescil davası açılmış ise de, bu hususun hukuki ihtilaf olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı gerekçelerine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 05.11.2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.