Daire:3

Tarih:2013

Esas No:2013/24513

Karar No:2013/35057

Kaynak:Uyap

İlgili Maddeler:5275 S.K. m.99

İlgili Kavramlar:P.C. den çevrilen hapis ile hapis cezası toplanamaz

Kasten yaralama ve ruhsatsız tabanca taşımak suçlarından sanık Nimetullah Güldal'ın, 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'un 13/1, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/1, 86/3-e ve 52. maddeleri uyarınca 1 yıl 12 ay hapis, 1 yıl hapis ve 600,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/12/2009 tarihli ve 2008/588 esas, 2009/953 sayılı kararının Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 05/12/2012 tarihli ve 2011/10960 esas, 2012/36988 sayılı ilamıyla onanarak kesinleşmesini müteakip, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan toplama talebi üzerine, adlî para cezasına ilişkin mahkumiyetle doğrudan verilen hapis cezalarının toplanması talebinin reddi ile doğrudan verilen hapis cezalarının 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 99. maddesi uyarınca 3 yıl hapis cezası olarak toplanmasına dair aynı Mahkemenin 26/03/2013 tarihli ve 2013/36 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/04/2013 tarihli ve 2013/799 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı'nın 12.07.2013 tarih ve 2013/11280-45102 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 10.09.2013 tarih ve 2013/250811 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle incelendi.

Mezkur ihbarnamede;

5275 sayılı Kanun'un 99. maddesinde yer alan "Bir kişi hakkında hükmolunan her bir ceza diğerinden bağımsızdır, varlıklarını ayrı ayrı korurlar. Ancak bir kişi hakkında başka başka kesinleşmiş hükümler bulunur ise 107. maddenin uygulanabilmesi yönünden mahkemeden bir toplama kararı istenir." biçimindeki düzenleme, anılan Kanun'un 105/A-4. maddesindeki "Adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle, cezası hapse çevrilen hükümlülerin yukarıdaki fıkralardaki infaz usulünden yararlanmalarında, hak ederek tahliye tarihi esas alınır." şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun'un 106/9. maddesindeki "Adlî para cezasından çevrilen hapsin infazı ertelenemez ve bunun infazında koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz. Hapse çevrilmiş olmasına rağmen hak yoksunlukları bakımından esas alınacak olan adlî para cezasıdır." hükümleri birlikte değerlendirildiğinde adlî para cezasının ödenmemesi sonucu hapse çevrilmesi halinde doğrudan verilen hapis cezaları ile toplanamayacağı ancak doğrudan verilen hapis cezalarının 2 yıl 12 ay yerine 3 yıl olarak toplanması halinde ise koşullu salıverme tarihi ile bihakkın tahliye tarihinin hesaplanması bakımından hükümlü aleyhine sonuç doğuracağı gözetilmeden itirazın bu yönden kabulü gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Bakırköy 14.Ağır Ceza Mahkemesinin 30.04.2013 tarih ve 2013/799 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesinin (a) bendi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine,dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kasten yaralama ve ruhsatsız tabanca taşımak suçlarından sanık Nimetullah Güldal'ın, 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'un 13/1, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/1, 86/3-e ve 52. maddeleri uyarınca 1 yıl 12 ay hapis, 1 yıl hapis ve 600,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/12/2009 tarihli ve 2008/588 esas, 2009/953 sayılı kararının Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 05/12/2012 tarihli ve 2011/10960 esas, 2012/36988 sayılı ilamıyla onanarak kesinleşmesini müteakip, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan toplama talebi üzerine, adlî para cezasına ilişkin mahkumiyetle doğrudan verilen hapis cezalarının toplanması talebinin reddi ile doğrudan verilen hapis cezalarının 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 99. maddesi uyarınca 3 yıl hapis cezası olarak toplanmasına dair aynı Mahkemenin 26/03/2013 tarihli ve 2013/36 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/04/2013 tarihli ve 2013/799 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı'nın 12.07.2013 tarih ve 2013/11280-45102 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 10.09.2013 tarih ve 2013/250811 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle incelendi. Mezkur ihbarnamede; 5275 sayılı Kanun'un 99. maddesinde yer alan "Bir kişi hakkında hükmolunan her bir ceza diğerinden bağımsızdır, varlıklarını ayrı ayrı korurlar. Ancak bir kişi hakkında başka başka kesinleşmiş hükümler bulunur ise 107. maddenin uygulanabilmesi yönünden mahkemeden bir toplama kararı istenir." biçimindeki düzenleme, anılan Kanun'un 105/A-4. maddesindeki "Adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle, cezası hapse çevrilen hükümlülerin yukarıdaki fıkralardaki infaz usulünden yararlanmalarında, hak ederek tahliye tarihi esas alınır." şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun'un 106/9. maddesindeki "Adlî para cezasından çevrilen hapsin infazı ertelenemez ve bunun infazında koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz. Hapse çevrilmiş olmasına rağmen hak yoksunlukları bakımından esas alınacak olan adlî para cezasıdır." hükümleri birlikte değerlendirildiğinde adlî para cezasının ödenmemesi sonucu hapse çevrilmesi halinde doğrudan verilen hapis cezaları ile toplanamayacağı ancak doğrudan verilen hapis cezalarının 2 yıl 12 ay yerine 3 yıl olarak toplanması halinde ise koşullu salıverme tarihi ile bihakkın tahliye tarihinin hesaplanması bakımından hükümlü aleyhine sonuç doğuracağı gözetilmeden itirazın bu yönden kabulü gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı. Gereği görüşülüp düşünüldü: Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Bakırköy 14.Ağır Ceza Mahkemesinin 30.04.2013 tarih ve 2013/799 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesinin (a) bendi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine,dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak: adalet.org