Yargıtay 12. Hukuk Dairesi
Esas: 2013/17029
Karar: 2013/25737

ÖDEME İDDİASI VARSA TEMİNATA YÖNELİK TALEBİN DİNLENMEYECEĞİ
BONONUN TEMİNAT OLARAK VERİLDİĞİ İDDİASI
TEMİNAT SENEDİNDE VADE VE TANZİM TARİHİNİN SONRADAN DOLDURULMASI


Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı tarafından 24.12.2008 vade tarihli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takibe konu senedin teminat senedi olduğunu, senette tanzim ve vade tarihinin yazılmadığını, bunların sonradan eklendiğini, ayrıca borca karşılık ödemeler yaptığını ileri sürerek takibin iptalini istediği mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu senedin arkasındaki ciranta imzasının alacaklıya ait olduğunu, senedin davalı tarafından imzalandığını, itirazın kabulüne ve takibin İİK'nun 170.maddesi uyarınca durdurulmasına karar vermiştir.

İİK'nun 169/a-1 maddesi gereğince; borcun olmadığı veya itfa veya imhal edildiği resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Aynı kanunun 170/a-son maddesinde de (her ne suretle olursa olsun, … borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise) alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı nedeni ile takibin iptal edilemeyeceği hükmüne yer verilmiştir.

Ayrıca olay tarihinde uygulanması gereken 6762 sayılı TTK. nun 690. maddesi göndermesi ile bonolarda da uygulanması gereken TTK.nun 592. maddesi uyarınca açık bono düzenlenmesi mümkündür. Tamamen doldurulmamış bono tedavüle çıkarken anlaşmalara aykırı olarak doldurulduğu yazılı belge ile kanıtlanmadığı sürece, bono üzerinde yazılı vade, tanzim gibi tarihler gerçekliğini ve varlığını korur. (Yargıtay HGK 26.02.2003 tarih ve 2003/19-135 esas 2003/105 K sayılı kararı).

Somut olayda, keşideci borçlunun iddiası bononun teminat olduğu iddiası yanında, vade ve tanzim tarihlerinin sonradan eklendiği iddiasıyla birlikte borca karşılık ödeme yaptığı iddiasına dayandığı görülmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere İİK'nun 170/a-son maddesi uyarınca ödeme iddiası halinde artık teminata yönelik talep dinlenemez. Ayrıca senedin tanzim ve vade tarihlerinin de anlaşmaya anlaşmaya aykırı doldurulduğunu da yazılı belge ile ispatlayamamıştır.

Bu durumda mahkemece, borçlunun sunduğu ödeme belgelerine göre alacaklının cevabı da dikkate alınarak, ödemelerin anılan borca ilişkin olup olmadığı yönünde İİK'nun 169/a maddesi uyarınca inceleme yapılarak sonucuna göre bir hüküm vermek gerekirken talep olmadığı halde imzaya itiraz gibi değerlendirilerek sonuca gidilmesi isabetsizdir.

Öte yandan HMK'nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde "gerekçeli kararın yazıldığı tarihin" yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.