13. Hukuk Dairesi         2014/36187 E.  ,  2014/41794 K.

  •  


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erdek Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 08/07/2014
NUMARASI : 2014/80-2014/381

Taraflar arasındaki tüketici kredisi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı bankanın kredi kart hamili olduğunu, kullanım ile ilgili olarak tahsil edilen kredi kart üyelik ücreti ve nakit çekme komisyonunun haksız şart teşkil ettiğini, bankaya ödediği 2533,06 TL'nin iadesini talep etmiştir.
Davalı cevap layihası sunmamıştır.
Mahkemece bilirkişi raporu benimsenerek davanın kabulüyle 2533,06 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı bankaca temyiz edilmiştir.
Kredi kartı tüketicilere mal ya da hizmetleri edinme karşılığı nakit para taşımalarına gerek kalmaksızın ödeme yapabilme, nakde ihtiyaç duyulduğunda ATMler kanalıyla para çekme imkanı vermektedir. Bu haliyle kredi kartı bir yönüyle ödeme aracı, diğer yönüyle de bir kredi aracı niteliğindedir. 5464 sayılı kanunun 24/3.maddesine göre Kartla mal veya hizmet satın alınmasında; kart hamilinin yaptığı işlemler nedeniyle, sözleşmede yer almayan faiz, komisyon veya masraf gibi adlar altında hiçbir şekil ve surette ödeme talep edilemez ve kart hamilinin hesabından kesinti yapılamaz.
 
Somut olayda davacı Kredi kartı ile nakit avans çekimi dolayısıyla ödemek zorunda kaldığı nakit çekim komisyonunun iadesini istemiştir. Hemen belirtmek gerekir ki bankalar ticari kuruluşlar olup, amaçları kar elde etmektir. Bankalar tarafından tüketici kredilerinden herhangi bir zorunlu masraf veya gidere ilişkin bulunmayan, bir başka anlatımla karşılıksız olarak yapılan kesintilerin iade edilmesi gerektiği hususu Dairemizin istikrarlı uygulamasıdır. Ancak kredi kartı kullanmak suretiyle nakit avans çekilmesi halinde uygulanan nakit avans çekim komisyonu, bu nitelikte bir ücret değildir. Tüketici nakite ihtiyaç duyduğunda bankaya gidip tüketici kredisi imzalamadan, emek ve mesai harcamadan, herhangi bir merasime gerek kalmadan kolaylıkla bu krediye ulaşmaktadır. Banka, kart kullanıcısına ATM'lerden 24 saat kredi kullanma olanağı sağlamıştır. Bu hizmet, bankanın ATM cihazlarında her zaman belli tutarda bir nakit para bulundurması ve ne zaman kullanılacağını bilmediği bu meblağın faizinden yararlanmaktan vazgeçmesinin karşılığıdır. Nitekim somut olayda uygulanma imkanı yok ise de 6502 sayılı kanuna göre çıkarılan 03.10.2014 tarih 29138 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından hazırlanan “Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”te ücret alınması mümkün olan EK-1 numaralı “Ürün ve Hizmet Sınıflandırması” listesinde kredi kartları ile ilgili olarak “Nakit Avans Çekim Ücreti” alınabileceği belirtilmiştir. Bu nedenle davacının ödediği nakit avans çekim komisyonunun iadesine ilişkin isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması yerinde olmayıp bozma nedenidir.
Kredi kartı aidat ücretine gelince: davacının kartından 2005-2013 tarihleri arası toplam 2388,06 TL nakit çekme komisyonu ile 145 TL üyelik ücreti olmak üzere toplam 2533,06 TL tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin ifa edildikten sonra ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin aidat bedelleri ödendikten ve kartın kullanılmasından sonra kart aidat bedellerinin iadesini istemek iyi niyet kurallarıyla bağdaşmaz. Karşılıklı edimler yükleyen sözleşmelerin ifasından sonra taraflardan birinin kendi ediminde indirim istemesinin yasal dayanağı bulunmamaktadır. Dosyada yasal hakların saklı tutulduğuna dair bir iddia da bulunmamaktadır. Kaldı ki, kural olarak herkes dilediği şartlarda sözleşme yapmakta serbest olduğu gibi istemediği bir sözleşmeyi sürdürmek zorunda da değildir. Tüketici sözleşmeyi feshetmeyip kartı kullanmaya devam ettiğine göre "ahde vefa" ilkesi uyarınca sözleşmeye uymak zorundadır. Bu durumda aidat yönünden sözleşme örnekleri getirtilerek incelenmeli, 1.3.2006 tarihinden önce imzalanan sözleşmelerde de 5464 sayılı yasanın uygulanmasının mümkün olmayıp, ancak dava tarihi itibariyle kullanımı devam eden dönemler için inceleme yapılmalı, talep edilen yıllık aidat miktarları yönünden 1.3.2006 tarihinden sonra imzalanan sözleşmeler yönünden 4822 sayılı yasanın 6.maddesinin düzenlenen haksız şartlara ilişkin değerlendirme yapılmalı, 1.3.2006 tarihinden sonra imzalanan sözleşmeler için ise 5464 sayılı Yasanın uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 173,05 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.