T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO. 2014/9405

KARAR NO. 2015/2431

KARAR TARİHİ. 17.2.2015

 

>MENFİ TESPİT---NAFAKA YÜKÜMLÜSÜNÜN NAFAKA ALACAKLISININ KREDİ KARTI BORCUNU ÖDEMESİ--BANKA KANALI İLE NAFAKA ÖDEMESİ ADI ALTINDA ÖDEME YAPILMASI

2004/m. 72

4721/m. 175

 

ÖZET : Davalı, davacının eski eşi olup, yoksulluk ve iştirak nafakasının tahsili amacıyla davacı aleyhine icra takibi yapılmıştır. Davacı, davalıya ait kredi kartı borcunu ödediğini, ayrıca banka aracılığıyla davalıya bir miktar para gönderdiğini, bu şekilde de nafaka borcunu ödediğini beyan ederek, ödediği miktar kadar takipten sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

 Dava konusu uyuşmazlık; davacı tarafından yapılan ödemelerin nafaka borcuna mahsup edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

 Davacının yapmış olduğu kredi kartı ödemelerinin, tarafların boşandıkları tarihten önceye dair olması nedeni ile, nafakaya mahsup edilmesi mümkün değildir. Kaldı ki; yapılan bu ödemeler rızai olup, ahlaki bir görevin yerine getirilmesi niteliğindedir.

 Davalı tarafından kabul edilen bedel ile banka kanalı ile "nafaka ödemesi" adı altında gönderilen havalelerin, nafakaya mahsuben gönderildiği kabul edilerek, bu ödemelerin toplam nafaka borcundan mahsup edilerek karar verilmesi gerekir.

 DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonucunda, hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

 KARAR : Davacı vekili dilekçesinde; davalının, müvekkilinin eski eşi olup, toplam 5.000 TL tutarında yoksulluk ve iştirak nafakasının tahsili amacıyla davacı aleyhine icra takibi yaptıklarını, ancak davacının davalıya ait 35.436 TL tutarında kredi kartı borcunu ödediğini, ayrıca banka aracılığıyla davalıya 6.300 TL gönderdiğini, bu şekilde de nafaka borcunu ödediğini beyan ederek, ödediği toplam 41.736 TL kadar takipten sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

 Davalı savunmasında; icra takip tarihi olan 28.3.2013 tarihinden önce ödenen 4.800 TL'yi kabul ettiklerini, 29.3.2013 tarihinde ödenen 1.500 TL'yi, takipten sonra ödenmesi sebebiyle kabul etmediklerini, kredi kartı ödemelerinin, davacının da faydalandığı evin giderlerine dair olduğunu, bu sebeple de, nafaka borcuna mahsup edilemeyeceğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

 Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

 Dava konusu uyuşmazlık; davacı tarafından yapılan ödemelerin nafaka borcuna mahsup edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

 Davacının yapmış olduğu kredi kartı ödemelerinin, tarafların boşandıkları tarihten önceye dair olması nedeni ile, nafakaya mahsup edilmesi mümkün değildir. Kaldı ki; yapılan bu ödemeler rızai olup, ahlaki bir görevin yerine getirilmesi niteliğindedir.

 Ancak, davalı tarafından 4.800 TL tutarındaki ödemenin kabul edildiği ve davacı tarafından davalı tarafa, banka kanalı ile ve "nafaka ödemesi" adı altında 29.3.2013 tarihinde gönderilen 1.500 TL ve 26.3.2013 tarihinde gönderilen 1.000 TL tutarındaki havalelerin, nafakaya mahsuben gönderildiği kabul edilerek, bu ödemelerin toplam nafaka borcundan mahsup edilmesinden sonra, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.

 

SONUÇ : Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 17.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
kararara.com