1. Ceza Dairesi         2017/219 E.  ,  2017/564 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kastın aşılması suretiyle öldürme
HÜKÜM : Sanıklar hakkında; TCK'nun 85/1, 27/1, 62, 53 maddeleri uyarınca 4 yıl 2'şer ay hapis cezası 

TÜRK MİLLETİ ADINA 

Kasten öldürme suçundan sanıklar ... ve ... hakkında yapılan yargılama sonunda; sanıkların meşru savunmada sınırı kast olmaksızın aşarak öldürme eylemini gerçekleştirdikleri kabul edilerek 5237 sayılı TCK'nun 27/1. maddesi yollamasıyla 85/1, 27/1 ve 62. maddeleri uyarınca mahkumiyetlerine dair Kahramanmaraş 2.Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 22.12.2011 gün ve 2011/281 esas, 2011/295 karar sayılı hükümlerin sanıklar müdafileri, katılanlar vekili ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 02.12.2013 gün ve 2013/94 esas, 2013/7162 karar sayılı ilamı ile “Dosya içeriğine ve mevcut delillere göre; maktulün kardeşi olan ...'in, sanıklardan Mehmet'in işyerinde işçi olarak çalıştığı, olay tarihinden bir süre önce aralarında çıkan tartışma sonunda sanığın, ...'i işten çıkarttığı, ...'in çalıştığı döneme ait bir miktar alacağını almak amacıyla tekrar sanığın işyerine gittiğinde aralarında kavga çıktığı ve sanığın ...'i darp ettiği, ...'in, sanığın ödemeyi kabul ettiği miktar yanında işyerinde sigortasız çalıştırıldığından ve sigorta primi ödenmediğinden, çalıştığı döneme ait sigortaya ödenmesi gereken prim miktarınında kendisine ödenmesi gerektiğini ileri sürdüğü ancak sanığın kabul etmediği, bu 
 nedenle ... ve kardeşleri olan maktul ve mağdur ...ile sanık ... ve yanında çalışan işçileri arasında adliyeye de intikal eden olaylar olduğu, olay günü sanık ...'in kardeşi sanık ... ile birlikte işyeri dışında bulundukları sırada ... ve kardeşlerinin işyeri çevresinde gezdiklerini öğrenmeleri üzerine işyerine geldikleri, işyerinde bulunan sopaları gerektiğinde kolayca alıp kullanabilecekleri bir yere koyduktan sonra, işyerinin önünde beklemeye başladıkları, maktul ... ile mağdur ...'nin motorsikletle işyerinin yakınına geldikleri, motorsikleti park ettikten sonra maktulün elinde bıçak ve inşaat demiri bükmede kullanılan demir çubuk, mağdur ...'nin elinde ise inşaat bükmede kullanılan demir çubuk olduğu halde sanıklar Mehmet ve Mustafa'nın üzerine yürüdükleri, ... ve yakınlarından gelebilecek bir saldırıya karşı hazırlıklı olan sanıkların da daha önceden hazırladıkları sopaları bulunduğu yerden çıkartıp, maktul ve mağdur ...'ye saldırdıkları, aralarında çıkan kavgada, sanıkların sopa darbelerine maruz kalan maktulün kafatası kemiklerinde sağ frontol bölgeden sol temporal bölgeye uzanan lineer kırık, sol parietooksipitalde parçalı çökme kırığı, her iki göz üst tavanda blow-out fraktürü, sol parietotemporalda epidural ve subdural kanama, sol paraietaoksipitalde 10x5 cm.lik beyin harabiyeti, her iki frontal bölge sol parietotemporalda yaygın subaraknoid kanama, mandibula korpus ortada kırık ve vücudunda çok sayıda künt travmatik yaralanma tespit edildiği, maktulün künt kafa travmasına bağlı kafatası kemik kırıkları, epidural, subdural, subaraknoid kanama ve beyin doku harabiyeti sonucu öldüğü, mağdur ...'nin vücudunda kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı, sanık ...'in basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde, sanık ...'nın yüzde sabit iz kalacak ve basit tıbbi müdahale ile gidirilebilecek şekilde yaralandığı olayda; sanıkların, maktul ve kardeşlerinden kaynaklanan ve tevali eden haksız fiil niteliğindeki söz ve davranışların yarattığı hiddetle maktul ve mağdura saldırıp, maktulü ağır bir şekilde çok sayıda sopa darbesi ile darp ederek öldürdükleri, mağduru da yaraladıkları, somut olayda hukuka uygunluk nedeninin sınırının kast olmaksızın aşılmasından söz edilemeyeceği, oluşa göre meydana gelen netice açısından sanıkların kasten hareket ettiklerinin kabulü ile haksız tahrik altında kasten öldürme suçundan sorumlu tutulmaları gerektiği gözetilmeksizin meşru savunmada kast olmaksızın sınır aşıldığından bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre; Gerekçede, “sanıklar açısından meşru savunma koşullarının oluşmadığı, saldırı ile savunma arasında makul bir oran bulunmadığı, kavga sırasında karşı tarafa ağır bir şekilde karşılık verdikleri, sanıkların eylemlerini yoğun ve ağır haksız tahrik altında gerçekleştirdikleri” kabul edildiği halde “maktul yere düştükten sonra darp edildiğine dair bir delil bulunmadığı, vücuduna aldığı darbelerin hareketli ortamda oluştuğunun kabulünün gerekeceği böylelikle meşru savunmada kast olmaksızın sınırın aşılması kapsamında kalacak şekilde maktul ...’ı öldürdükleri” kabul edilerek hükmün karıştırıldığı” gerekçesiyle hükümlerin bozulmasına karar verildiği; 
Dairemizin bozma kararına karşı yerel mahkemenin 05.03.2014 gün ve 2014/4 esas, 2014/48 karar sayılı kararı ile “sanıklar hakkında kastolmaksızın meşru müdafaada sınırın aşılması sureti ile adam öldürme suçundan” hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine karar verildiği, direnme kararının katılanlar vekili ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Yargıtay Ceza genel Kurulu'na gönderildiği;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 07.12.2016 gün, 2015/544 esas ve 2016/694 sayılı gönderme kararı ile 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 36. maddesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 307. maddesinde yapılan değişiklik ve 38. maddesiyle, 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca yerel mahkemece verilen direnme kararı nedeniyle bir karar verilmek üzere dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla; 
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 307. maddesinin, 6763 sayılı Kanunun 36. maddesi ile değişik 3. fıkrası uyarınca yapılan incelemede; 
Dairemizce verilen bozma kararı usul ve yasaya uygun olup, yerel mahkemece verilen direnme kararı yerinde görülmediğinden, dosyanın direnme kararı konusunda karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27/02/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.