Taraflar arasında görülen davada ...1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09.10.2012 tarih ve 2012/193-2012/670 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin A... Limited Şirketi'nin %5 hissesinin sahibi iken 26/07/2011 tarihinde 15.000,00 TL. bedelle davalıya bu hissesini sattığını, taraflar arasında düzenlenen bir tutanak ile bu satış sırasında verilmesi gereken satış bedelinin 05/09/2011 tarihinde alınacak şirket yönetimi kararı ile oluşturulacak ödeme planı ile borçlunun ödeme yapacağının belirtildiğini, alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan takibe itiraz edildiğini, itiraz üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek, icra takibine itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %40'ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, noterde düzenlenen limited şirket hisse devri sözleşmesi ile davacının A... Limited Şirketi'ndeki 100 hissesini 2.500,00 TL bedel karşılığında devir ve temlik ettiğini ve devir bedelini müvekkilinden nakten ve tamamen aldığını beyan ederek beyanını imzası ile tastik ettiğini, bu resmi belge karşısında bu resmi belgeden önce düzenlenmiş ve ancak yazılı delil başlangıcı sayılabilecek bir tutanağın geçerliliğinin sözkonusu olamayacağını, davalının kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; noterde düzenlenen limited şirket hisse devri sözleşmesinde devir bedelinin 2.500,00 TL olduğunun ve bu bedelin davacıya nakten ve tamamen ödendiğinin belirtildiği, davacının noter sözleşmesindeki kayıtların aksini aynı kuvvet ve mahiyette yazılı belge ile ispatlaması gerektiği, resmi şekilde yapılması zorunlu olan sözleşmelerdeki değişikliklerin de aynı şekle tabi olduğu, bu nedenle 26/07/2011 tarihli noterlikçe yapılan devir sözleşmesinin aksinin 26/07/2011 tarihli tutanak ile ispatının mümkün olmadığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, limited şirket hisse devir bedelinin tahsiline ilişkin olup, taraflar arasında 26/07/2011 tarihinde noterde hisse devir sözleşmesi düzenlenmiş ve devir bedeli 2.500,00 TL olarak gösterilmişse de aynı tarihte taraflar devir bedelinin 15.000,00 TL olduğuna ve oluşturulacak ödeme planıyla ödeneceğine dair de adi yazılı belge düzenlemişlerdir. 26/07/2011 tarihli belgeden tarafların bedelde muvazaa yaptıkları ve bu bedelin noterde ödenmediği anlaşıldığına göre mahkemece taraflar arasında düzenlenen belgeye itibar edilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

kararara.com