Daire:8 
Tarih:2014 
Esas No:13815 
Karar No:20836 
Kaynak: DAVA DOSYASI 
İlgili Maddeler: HMK 375/g 
İlgili Kavramlar: KIYI KANUNU 

T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
ESAS NO: 2014/13815
KARAR NO: 2014/20836
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ: Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 19/12/2011
NUMARASI: 2011/53-2011/578
DAVACI: Seferiye Şanlı vs.
DAVALI: Hazine
DAVA TÜRÜ: Yargılanmanın yenilenmesi

Seferiye Şanlı ve Hasan Açık ile Hazine aralarındaki yargılamanın yenilenmesi davasının kabulüne dair Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 19.12.2011 gün ve 53/578 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Seferiye Şanlı ve arkadaşları vekili; Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1999/63 Esas ve 2000/274 Karar sayılı kararı ile davacılar adına kayıtlı 45 parsel sayılı taşınmazın 872,21 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ile tescil dışı bırakılmasına karar verildiğini, hükmün onanarak kesinleştiğini, ancak Muğla İdare Mahkemesi'nin 2008/1240 Esas ve 2010/2933 Karar sayılı ilamı ile kıyı kenar çizgisinin Kıyı Kanunu ve Yönetmeliklere uygun bir biçimde belirlenmediği gerekçesi ile iptal edildiğini açıklayarak yargılamanın iadesini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili, cevap dilekçesinde özetle yargılamanın iadesi sebeplerinin gerçekleşmediğini, İdare Mahkemesi kararlarının icra-i etkisinin olmadığını açıklayarak talebin reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulü ile "Davanın Kabulü ile, Mahkememizin 1999/63 E, 2000/274 K sayılı ilamın 2. Numaralı hüküm fıkrasının ortadan kaldırılarak,24/06/2011 tarihli fen bilirkişi raporundaki ekindeki krokiye göre A Harfi ile gösterilen 872,21 m² yerin tapusunun iptali ile davacı adına aynı ada son parsel numarası verilmek üzere tesciline,.... " karar verilmesi üzerine hüküm Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre dava; yargılamanın yenilenmesine ilişkindir. Mahkemece, koşulları oluştuğu gerekçesi ile talebin kabulüne karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Davacılar vekili, mahkemece hükme esas alınan kıyı kenar çizgisinin Muğla İdare Mahkemesi kararı ile iptal edildiğini, Hazine tarafından açılan davada verilen ve kesinleşen hükmün gerekçesinin iptal olunduğunu ileri sürerek yargılamanın yenilenmesi isteğinde bulunmuştur. Hazine vekili, 27.01.1999 havale tarihli dava dilekçesinde 45 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmının tapu kaydının iptali ile kumsal alan olarak tescil dışı bırakılmasını istemiş, mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak 45 parsel sayılı taşınmazın 872,21m2'lik kısmının kıyı kenar çizgisi kapsamında kalması nedeniyle bu bölüme ilişkin tapu kaydının iptali ile tescil dışı bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davalı
Seferiye Şanlı ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın 12.02.2002 tarih ve 37/1725 Esas ve Karar sayılı ilamı ile onanmış ve karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine aynı Daire'nin 31.03.2003 tarih ve 3121/3721 Esas ve Karar sayılı hükmü ile istemin reddine karar verilerek aynı tarihte hüküm kesinleşmiştir.
Dosya kapsamına göre Muğla 1. İdare Mahkemesi'nin 28.10.2010 tarih ve 2008/1240 Esas ve 2010/2933 Karar sayılı hükmü 23.01.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Yerel
Mahkeme'nin 13.09.2000 tarih ve 1999/63 Esas ve 2000/274 Karar sayılı hükmü Jeoloji Bilirkişileri Mustafa Erdoğan, Abidin Türkoğlu ve Serpil Bodrumlu tarafından düzenlenen
21.04.2000 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edilen kıyı kenar çizgisi esas alınarak kurulmuştur.
20.04.2000 tarihli fen bilirkişi raporunda da idarece çizilen kıyı kenar çizgisi ile Jeoloji Bilirkişi Kurulu'nca düzenlenen kıyı kenar çizgisinin birbirinin aynı olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 375/g maddesinde "Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş
başka bir hükümle ortadan kalkmış olması..." yargılamanın iadesi sebebi olarak öngörülmüştür. Uyuşmazlık konusu olayda İdare Mahkemesi ilamının, Yerel Mahkemece karar verildikten (19.12.2011) sonra 23.01.2014 tarihinde kesinleştiği dosya kapsamından anlaşıldığı gibi Yerel Mahkeme'nin hükmü yukarıda açıklanan bilirkişi kurulu tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisi esas alınarak kurulmuş olup, İdare Mahkemesi'nce iptal edilen
İdarece tespit edilen kıyı kenar çizgisi tek başına hükme dayanak teşkil etmemiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu'nun 28.11.1997 tarih, 1996/5 Esas,1997/3 sayılı Kararında ".. . kural olarak, mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi görevi Adli Yargıya aittir. Ancak 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 9.maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde İdari Yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya İdari Yargı tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin Adli Yargı tarafından saptanması gerektiğine..." karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararına göre İdarenin çizdiği kıyı kenar çizgisi mahkemeye bağlayıcı nitelikte değildir. Mahkemeler teknik bilirkişilere kıyı kenar çizgisi çizdirerek bilirkişilerce belirlenen bu kıyı kenar çizgisine esas alarak hüküm kurabilirler. Yukarıda tarih ve numarası açıklanan Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait dava dosyasının keşfi sırasında, kıyı kenar çizgisi 3621 sayılı Kanunu'nun 5 ve 9. maddeleri uyarınca mahkemece uzman bilirkişiler aracılığı ile tespit edilmiş, 45 parselin 872,21 m2'lik bölümünün kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığı anlaşıldığından, bu bölümün tapu kaydının iptali ile kıyı olarak terkinine karar verilmiştir. Başka bir anlatımla; yargılamanın yenilenmesine konu dava dosyasında, kıyı kenar çizgisinin belirlenmesinde 1987 yılında onaylanarak kesinleşen ve idarece belirlenen kıyı kenar çizgisi esas alınmamış, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Mahkemecezemin üzerinde uzman bilirkişiler aracılığı ile bizzat belirlenmiştir. Muğla 1. İdare Mahkemesi'nin 2008/1240 Esas ve 2010/2933 Karar sayılı iptal kararı 1987 yılında idarece belirlenen kıyı kenar çizgisine ilişkin işlemin iptaline yöneliktir. Yargılamanın yenilenmesine konu dava dosyasında, kıyı kenar çizgisi Mahkemece uzman bilirkişiler aracılığı ile belirlendiğine, 1987 yılında idarece yapılan kıyı kenar çizgisi esas alınmadığına ve Muğla İdare Mahkemesi'nin iptal hükmü idarece belirlenen işlemin iptaline ilişkin bulunduğuna göre, aşamalardan geçerek kesinleşen Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 13.09.2000 tarih 1999/63 Esas, 2000/274 Karar sayılı ilamı halen ayakta olup, Mahkemece belirlenen kıyı kenar çizgisini değiştiren ya da ortadan kaldıran bir hüküm bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla, Muğla İdare Mahkemesi'nin iptal kararı Bodrum Asliye Hukuk Mahkemesi'ninvermiş olduğu kararı etkileyecek mahiyette olmadığı gibi, kesinleşmiş önceki ilamda idarece belirlenen kıyı kenar çizgisine itibar edilmediğinden yargılamanın yenilenmesi koşulları da oluşmamıştır.
Hal böyle olunca; yargılamanın yenilenmesi koşullarının davacı lehine gerçekleştiğinden bahsedilemez. Mahkemece yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonunda yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 14.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan
Y. ULUÇ
Üye
A. YALÇINKAYA
Üye
N. ŞİMŞEK
Üye
B. ERENSEVİ
Üye
A. ÇOLAK
GE.