T.C

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

 

E: 2014/3437

K: 2014/7566

T: 15.05.2014

 

İtirazın İptali

Yetkiye ve Borca İtiraz

 

ÖZETİ: Davacı alacaklı, elektrik tüketim bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine Kayseri 2. İcra Müdürlüğünün 2006/5849 Esas sayılı dosyası ile takip başlatmıştır. Davalı, takibe itirazında yetkili icra dairesinin kendi ikametgâhının bulunduğu yer olan Nevşehir İcra Daireleri olması gerektiğini açıklayarak, icra dairesinin yetkisine ve sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını belirtilerek de borca itiraz etmiştir. İcra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edilmesi nedeniyle takip durmuş, yetkiye itiraz konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Davacı alacaklı, itirazı benimsemeyerek, takibin başlatıldığı yer itibariyle Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesinde işbu davayı açmıştır. Mahkemece, yetkili mahkemenin Nevşehir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığı gerekçesiyle, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. Mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi gerektiği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan hukuki ve maddi olgular gözetilerek, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığının incelenmesi gerekirken, icra dairesinin yetkisine ilişkin inceleme yapmadan mahkemenin yetkisine ilişkin itirazı değerlendirerek, yetkisizlik kararı vermesi bozmayı gerektirmiştir.

Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davacı, davalının tarımsal sulama abonesi olduğunu, tahakkuk ettirilen ve davalı tarafından ödenmeyen elektrik tüketim bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak (yetkiye ve borca) itiraz ettiğini öne sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, yetki ilk itirazında bulunarak takibin Nevşehir İcra Dairesinde, davanın da Nevşehir Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülmesini gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 16. maddesine göre, dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Nevşehir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Kararı davacı temyiz etmiştir.

İİK'nın 50/2. maddesi uyarınca, ödeme emri tebliği üzerine borçlu sadece yetki itirazında bulunur ise, alacaklı bu itirazın kaldırılmasını ancak, icra tetkik mercii hâkimliğinden isteyebilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, alacaklı aynı Kanunun 67/1. maddesi uyarınca merci hâkimliğine başvurabileceği gibi, dilerse mahkemeye itirazın iptali davası da açabilir. Borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi halinde, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için, yetkili icra dairesinde mevcut bir takip bulunmalıdır. Dolayısıyla, mahkemenin önce icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi, icra dairesinin yetkili olmadığını tespit etmesi halinde, itirazın iptali davasının bu nedenle reddine karar vermesi gerekmektedir.

Somut olayda, davacı alacaklı, elektrik tüketim bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine Kayseri 2. İcra Müdürlüğünün 2006/5849 Esas sayılı dosyası ile takip başlatmıştır. Davalı, takibe itirazında yetkili icra dairesinin kendi ikametgahının bulunduğu yer olan Nevşehir İcra Daireleri olması gerektiğini açıklayarak, icra dairesinin yetkisine ve sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını belirtilerek de borca itiraz etmiştir. İcra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edilmesi nedeniyle takip durmuş, yetkiye itiraz konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Davacı alacaklı, itirazı benimsemeyerek, takibin başlatıldığı yer itibariyle Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesinde işbu davayı açmıştır. Mahkemece, yetkili mahkemenin Nevşehir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığı gerekçesiyle, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. Mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi gerektiği kuşkusuzdur.

Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan hukuki ve maddi olgular gözetilerek, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığının incelenmesi gerekirken, icra dairesinin yetkisine ilişkin inceleme yapmadan mahkemenin yetkisine ilişkin itirazı değerlendirerek, yetkisizlik kararı vermesi bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.05.2014 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.