Yargıtay 12. Hukuk Dairesi
Esas: 2013/15271
Karar: 2013/23462

İCRA TAKİBİNDEN SONRA BORCUN ÖDENDİĞİ (İTFA) İDDİASI
İCRA TAKİBİNDE BAKİYE DOSYA BORCUNUN HESAPLANMASI


Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı tarafından (2) adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan icra takibinde, örnek 10 ödeme emrinin borçluya 01.07.2008 tarihinde tebliğ edildiği ve akabinde takibin kesinleştiği, bu aşamadan sonra borçlunun icra mahkemesine başvurarak, dosya borcuna mahsuben yaptığı ödemelerin takip dosyasına beyan edilmediğini ve yüksek faiz oranları uygulanarak borcun hesaplandığını ileri sürerek bakiye dosya borcunun yeniden hesaplanmasını talep ettiği görülmektedir.

Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK.nun 71/1. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ödendiğine yönelik itfa itirazıdır.
İİK.'nun 71/1. maddesine göre; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir."

Borçlunun itfa şikayetinde ileri sürdüğü ve alacaklı tarafından kabul edilen 12.08.2008 tarihinde yapılan 1550TL ve 26.09.2008 tarihinde yapılan 900TL ödeme iddiası ile borçlunun maaşına konulan haciz yoluyla tahsil edilen paraların ve 08.09.2008 tarihinde tahsil edilen 800 TL'nin İİK'nun 71/1. maddesi kapsamında dosya borcundan mahsubunun doğru olduğu, ancak 29.07.2008 tarihinde 800 TL'nin ödendiği iddiasına ilişkin olarak dosyaya sunulan ve üzerinde “Akın esenden dosya borcuna mukabil 800 TL aldım H.S ibareli ve imzasız belgedeki ödeme iddiası alacaklı tarafından kabul edilmediğinden ve anılan bu belge İİK'nun 71/1. maddesinde sayılan belgelerden olmadığından 29.07.2008 tarihinde ödendiği iddia edilen 800 TL'nin dosya borcundan mahsubunun doğru olmadığı anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan, takip tarihinden sonraki dönem için işlemiş ve işleyecek faizin de, takip talebinde belirtilen yıllık %27 faiz oranını aşmamak kaydıyla 3095 Sayılı Kanunun 2/2 maddesi gereğince değişen oranlara göre hesaplanması ve ticari işlerdeki temerrüt faizinin avans faizi olduğu hususu da gözönünde bulundurularak hesaplamanın buna göre yapılması, ayrıca bakiye dosya borcunun hesaplanmasında icra vekalet ücreti, takip harç ve masraflarının da dikkate alınması gerekir.
O halde mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar gözetilmek suretiyle bakiye dosya borcunun hesaplanması yönünden yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar dikkate alınmaksızın düzenlenen ve dolayısıyla hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayalı hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.