İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi, 17 Aralık soruşturmasında 21 Aralık 2013’ten bu yana tutuklu bulunan işadamı Reza Zarrab, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan’ın da aralarında bulunduğu 5 kişinin tahliyesine karar verdi. Hâkim İslam Çiçek tarafından verilen karardaki 5 şüphelinin tahliye gerekçesinden birisini de, soruşturma kapsamında elde edilen telefon dinleme tapeleri ve görüntü kayıtlarının yan delillerle desteklenmediği sürece suçun işlendiğine yönelik tek başına delil mahiyetinde olamayacağı görüşü oluşturdu.
Hâkim Çiçek’in bu gerekçesi, gerek soruşturmalarda gerekse temyiz incelemesini yapan Yargıtay’da dinleme ve teknik takip kararlarının tek başına delil olup olamayacağı tartışması başlattı. Tartışma konusu olan telefon dinlemelerinin tek başına delil olup olamayacağı konusunda Yargıtay’ın kararlarında bir içtihat birliğinin olmadığı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun (YGCK) ‘tek başına delil olabilir’ şeklinde verdiği bazı kararların ise hakimler ve mahkemeler nezdinde bağlayıcılığının bulunmadığı anlaşıldı. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 2009 tarihli bir kararında dinlemeler için ‘tek başına delil olmaz’ derken, 2013’teki Şike davasında Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’a verilen 6 yıl 2 aylık hapis cezasını onayan Yargıtay 5. Ceza Dairesi ise dinleme ve görüntü kayıtlarını tek başına delil kabul etti.
Yargıtay Kanunu’nun 15. maddesine göre YGCK’nın mahkemelerin kesin olarak verdikleri kararlar veya Yargıtay’daki ceza dairelerinin aynı konuda verdikleri farklı kararlarla ilgili içtihadı birleştirme kararı verebiliyor.
Ancak YGCK’nın verdiği bu kararın hâkimleri veya ilgili ceza dairelerini bağlayıcı bir yönü bulunmuyor. Yargıtay’ın içtihadı birleştirme kararının hâkimleri, mahkemeleri ve ilgili ceza dairelerini bağlaması için Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun bu kararı vermesi gerekiyor. Yargıtay Kanunu’nun 45. maddesine göre Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun verdiği içtihadı birleştirme kararı hem Yargıtay’ın ilgili dairelerini hem de adliye mahkemelerini bağlıyor.

‘İki ayrı görüş çıktı’

Dr. Bülent Hayri Acar, tahliyelerle birlikte başlayan, ‘tek başına delil’ tartışmasına ilişkin “Yargıtay’ın ilk içtihatlarına göre, bu deliller yan delillerle desteklenmediği sürece hükme esas alınamazdı. Bu kararlar oturmuş kararlardı, yerleşik kararlardı ve hem mahkemeler hem Yargıtay’ın ilgili daireleri buna göre karar veriyordu. Geçtiğimiz yıllarda Yargıtay’ın bazı ceza daireleri telefon dinlemeleri ve teknik takiplerle ilgili ‘tek başına delil olur’ diye kararlar verdi. İki ayrı görüş çıktı. Yargıtay kanunu diyor ki, ya Yargıtay Ceza Genel Kurulu bunu çözer ya da içtihadı birleştirme konusu olur. Hukukta çift başlılık olmaz. O zaman bu iki yoldan biriyle bu ortadan kalkacak. Hakimler, Yargıtay daire kararlarıyla ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarıyla bağlı değildir. Yargıtay Büyük Genel Kurulu içtihadı birleştirme kararı verirse bu karar hem Yargıtay’ın tüm dairelerini hem de tüm hâkim ve mahkemeleri bağlar” dedi.

İşte Yargıtay’ın verdiği kararlar

* 2009: Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin altı sanık hakkında, ‘silah ticareti yapma’ suçundan verilen hapis cezasını, ‘iletişim tutanakları dışında delil bulunmaması’ gerekçesiyle bozdu.
* 2011: Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Ordu’da açılan silah kaçakçılığına ilişkin bir davada, dosyadaki telefon görüşmelerini destekleyen başka delil bulunmadığından olayı, ‘bireysel silah ticareti’ olarak tanımladı.
* 2012: Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2009’daki Gaziantep’deki silah ticareti yapmak suçundan Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin verdiği onama kararına direnen mahkeme kararını bozdu.
* 2013: Ankara’daki özel yetkili bir mahkeme, örgüt üyesi olmakla suçlanan 6 gençle ilgili davada “telefon konuşmaları somut delillerle desteklenmedikçe delil sayılamaz” diyerek, beraat kararı verdi.
* 2013: Yargıtay 5. Ceza Dairesi, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın da mahkum edildiği şike kararında, ses ve görüntü kayıtlarının da artık ‘tek başına delil olarak değerlendirilmesi’ gerektiğini kabul etti.
* 2014: 17 Aralık operasyonunda gözaltına alınarak tutuklanan işadamı ve bakan çocuklarının da bulunduğu 5 kişi, dinleme ve teknik takip kararlarının yan delillerle desteklenmediği sürece tek başına esasa ilişkin delil olamayacağı gerekçesiyle tahliye edildi.