T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

 

E. 2010/14-8

K. 2010/62

T. 10.2.2010

 

• TEMLİKEN TESCİL ( Adi Yazılı Sözleşme İle Gayrimenkul Satışının Gerçekleştirildiği/Satıcı Olarak Malik Olmayan Hısımlarının Sözleşmeye Taraf Olduğu - Kayıt Malikinin İse Davalı Olduğu/Temliken Tescil Talebinin Kabul Edilemeyeceği )

• HARİCEN TAŞINMAZ DEVRİ ( Adi Yazılı Sözleşme İle Gayrimenkul Satışının Gerçekleştirildiği/Kayıt Maliki Davalının Malik Olmayan Hısımlarının Davacıya Taşınmazı Devrettiği - Davacının İyiniyetli Olmadığı/Temliken Tescil Talebinin Kabul Edilmemesi Gerektiği )

• ARAZİNİN MÜLKİYETİNİN MALZEME SAHİBİNE VERİLMESİ ( Adi Yazılı Sözleşme İle Gayrimenkul Satışının Gerçekleştirildiği/Kayıt Maliki Davalının Malik Olmayan Hısımlarının Davacıya Taşınmazı Devrettiği - Davacının İyiniyetli Olmadığı/Temliken Tescil Talebinin Kabul Edilemeyeceği )

4721/m. 718, 724

ÖZET : Dava, temliken tescil istemine ilişkindir. Davadaki istemin dayanağı, adi yazılı düzenlenmiş, tarihsiz satış sözleşmesidir. Satış, davalının annesi ve satış tarihinde velisi olduğu dava dışı kişi tarafından yapılmış, bu kişi sözleşmeyi davalıya velayeten değil, kendi adına imzalamıştır. Davacıya bedel karşılığı satışın yapıldığı görülmektedir. Satışın yapıldığı tarihte taşınmaza kayden malik olan davalıdır.

Türk Medeni Kanunu ile bazı koşulların varlığı halinde zemin ve üzerindeki yapı arasındaki bağlantı kesilerek yapı sahibine üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olma olanağı tanınmıştır. Ancak davacının mevcut binasını restore ederek iyileştirmesi, yasanın aradığı kendi malzemesi ile başkasının arazisi üzerine iyi niyetle inşaat yapmak anlamına gelmez. Dolayısı ile burada, davacının Türk Medeni Kanunu'nun 724. maddesinden yararlanması olanağı olmadığı da gözönüne alınmalıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki “Temliken Tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Nevşehir Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.03.2008 gün ve 2005/184 E. 2008/85 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 16.07.2008 gün ve 8592-9400 sayılı ilamı ile;

( ... Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 724. maddesine dayanılarak açılmış temliken tescil istemine ilişkindir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, dava kısmen kabul edilmiş, 17.04.2007 günlü bilirkişi krokisinde “ev yeri” ve “B” harfi ile işaretlenen zorunlu kullanım alanının 847 parselden ifraz edilerek davacı adına tesciline karar verilmiştir.

Hükmü, taraflar temyiz etmiştir.

1-Türk Medeni Kanununun 718.madde hükmünce, arazi üzerindeki mülkiyetin kapsamına yasal sınırlar saklı kalmak koşuluyla yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer. Yasanın 724. maddesi ile bu kurala istisna getirilmiş, bazı koşulların varlığı halinde zemin ve üzerindeki yapı arasındaki bağlantı kesilerek yapı sahibine üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olma olanağı tanınmıştır. Aslında, Türk Medeni Kanununun 724. maddesi hükmüyle yasa koyucu var olan ekonomik değerlerin korunmasını amaçlamıştır. Yasanın bu hükmünden yararlanabilmek için, bir yapının kendi malzemesi ile başkasına ait taşınmaz üzerine yapılması, yapıyı kendi malzemesi ile yapan kişinin de inşaatın başlangıcından bitimine kadar iyi niyetli olması gerekir.

Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince;

Davadaki istemin dayanağı, adi yazılı düzenlenmiş, tarihsiz satış sözleşmedir. Sözleşmeden, 847 parselin yarısının H... A... tarafından davacıya 8.500 Alman Markı karşılığı satışının yapıldığı görülmektedir. Diğer taraftan, dinlenen tanık sözlerine göre 847 parselin çekişme konusu bölümünde satışın yapıldığı tarihte bir bina bulunduğu, davacının bu binayı iyileştirerek sonradan pansiyon olarak kullandığı anlaşılmaktadır. Satışın yapıldığı tarihte taşınmaza kayden malik olan davalıdır. Satış, davalının annesi ve satış tarihinde velisi olduğu dava dışı H... A... tarafından yapılmış, bu kişi sözleşmeyi davalıya velayeten değil, kendi adına imzalamıştır. Adi yazılı bu sözleşmenin Borçlar Kanununun 213 ve Türk Medeni Kanununun 706. maddeleri hükmünce geçersiz olduğu ve davalıya velayeten düzenlenmediğinden davalıyı bağlamayacağı kuşkusuzdur.

Buraya kadar yazılanlar özetlendiğinde, davacı resmi şekilde yapılmamış olan taşınmaz satış sözleşmesinden yararlanamayacağı gibi malzeme sahibine mülkiyeti isteme yetkisi veren Türk Medeni Kanununun 724. maddesinden de yararlanamaz. Çünkü, davacının mevcut binasını restore ederek iyileştirmesi, yasanın aradığı kendi malzemesi ile başkasının arazisi üzerine iyi niyetle inşaat yapmak anlamına gelmez. Dolayısı ile burada, davacının Türk Medeni Kanununun 724. maddesinden yararlanması olanağı da yoktur.

Mahkemece, yapılan bu saptamalar göz ardı edilerek davacının mülkiyet aktarımı isteminin kabulü doğru değildir. Yapılması gereken iş, ikinci kademedeki tazminat talebini inceleyip sonucuna uygun karar vermekten ibarettir.

Karar, açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.

2-Yukarıdaki bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesi gerekmemiştir... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ :  Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz ilam harcının geri verilmesine, 10.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.