T.C.

YARGITAY

İkinci Hukuk Dairesi

 

E:2013/23719

K:2014/12851

T: 10.06.2014  

·         Boşanma Davası

·         Davalının Kusursuz Olması

·         Harç Yatırılmadan Dava Açılması

 

Özet: Evlilik birliğinin devamının eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılması davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya yüklenebilecek kusurun bulunmaması halinde boşanmaya karar verilemez.

Tedbir nafakasının kaldırılmasına ilişkin usulünce harcı verilerek açılmış bir dava bulunmadan nafakanın kaldırılması yasaya aykırıdır.

(4721 s. MK m. 197)

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm, davalı (kadın) tarafından; boşanma hükmü ve fer'ileri yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 10.06.2014 günü temyiz eden davalı Vasfınur vekili geldi. Karşı taraf davacı İrfan ile vekilleri gelmediler. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1- Toplanan delillerden tarafların Zonguldak'ta birlikte yaşarlarken davacı kocanın emekli olduktan sonra, müşterek konuttan ayrılarak 2004 yılında Antalya'ya gittiği ve orada yaşamaya başladığı, tanıkların davacı kocanın eşini Antalya'ya çağırmasına rağmen kadının gelmediğini beyan ettikleri anlaşılmaktadır. Davacı tanığı Burçin ve Mukadder'in beyanlarında geçen, tarafların Zonguldak'ta birlikte yaşadıkları zaman dilimi içerisinde hakaret içeren sözlerin, yeri, zamanı belli olmadığı gibi, sebep ve saiki açıklanamayan ifadelerdir. Ayrıca bu davranışlardan sonra davacı kocanın eşini birlikte yaşamak üzere birçok kez Antalya'ya çağırmış olması bu davranışların davacı koca tarafından affedildiği en azından hoşgörü ile karşılandığını gösterir. Affedilen ve hoşgörü ile karşılanan olaylar boşanma davalarında taraflara kusur olarak yüklenemez. Başkaca davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek hadiselerin varlığı kanıtlanamamıştır. Ayrıca tarafların fiilen ayrılmalarından sonra davalı kadın tarafından Zonguldak Aile Mahkemesine açılan nafaka davasında da "Davalı kocanın emekli olduktan sonra müşterek konutu terkettiği, Antalya ilinde yaşamaya başladığı, kocanın annesi ile birlikte yaşamaya devam eden kadını arayıp sormadığı, para göndermediği, kocanın annesi tarafından kovulan kadının baba evine sığınmak zorunda kaldığı" belirlenerek, ayrı yaşamakta haklı olduğu kabul edilen kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmiş ve koca tarafından temyiz edilen bu karar Yargıtay 3. Hukuk Dairesince 25.05.2006 tarihinde onanarak kesinleşmiştir. Ayrılığa neden olan olaylarda davacı koca tamamen kusurludur. Fiili ayrılık tek başına boşanma nedeni olmadığı gibi, terke dayalı boşanma davasının koşulları da oluşmamıştır.

Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya yüklenebilecek hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda yukarıda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi doğru bulunmamıştır.

2- Kabule göre de; davalı kadın yararına Zonguldak 1. Aile Mahkemesince hüküm altına alınan tedbir nafakasının (TMK. md.197) kaldırılmasına ilişkin usulünce harcı verilerek açılmış bir dava bulunmadığı halde, mahkemece bu -Bakanın kaldırılması yönünde karar verilmiş olması da isabetsizdir.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA), bozma nedenine göre davalı kadının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, duruşma için takdir olunan 1.100.00 TL.vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.