4. Hukuk Dairesi         2015/8773 E.  ,  2015/9479 K.

 

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ             : Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ      : 02/04/2013

NUMARASI                : 2012/92-2013/119

 

Davacı Perihan vekili Avukat Kamil tarafından, davalı Hüseyin aleyhine 02/03/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; husumet yönünden davanın reddine dair verilen 02/04/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece husumet yönünden dava reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, ameliyat için yattığı hastanede doktor olan davalının kendisini muayene etmek bahanesi ile odasına götürerek cinsel saldırıda bulunduğunu belirtmiş, bu eylem nedeniyle uğramış olduğu maddi ve manevi zararının giderilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, kamu görevlisi doktor olan davalının eyleminin hizmet kusuru niteliğinde olduğu, Anayasa m. 129/5’e göre memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, ancak idare aleyhine açılabileceği gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.

Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. Ne var ki, bu kural mutlak olmayıp; idari yetkilerin kullanılma alanı ile, eş anlatımla, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Özellikle, haksız eylemlerde (fiili yol); kamu görevlisinin, Anayasa’nın bu güvencesinden yararlanma olanağı bulunmamaktadır. Somut olayda, davalının cinsel saldırıda bulunduğu şeklinde iddia edilen eylem açıkça kişisel kusur oluşturur ve kamu görevi ile ilişkilendirilemez. Bu iddiaya dayanan davaların, Anayasa m. 129/5 kapsamında değerlendirilmesi de mümkün değildir. Şu durumda, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın husumet nedeniyle reddedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.