T.C.
YARGITAY 
4. Hukuk Dairesi
ESAS: 2014/15846 
KARAR: 2015/434

  • HAKSIZ EYLEM NEDENİYLE TAZMİNAT ZAMANAŞIMI
  • EYLEMİN AYNI ZAMANDA SUÇ OLMASI

Davacı R... vekili Avukat ...tarafından, davalı N... aleyhine 20/06/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşmı nedeniyle reddine dair verilen 18/06/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 

Davacı, gelini olan davalının hakaret ve tehdit içerikli sözlerine maruz kaldığını, bu eyleminden dolayı davalı hakkında kamu davası açıldığını, ceza aldığını belirterek, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur.

Davalı, süresi içinde zamanaşımı defi'nde bulunmuş, esas bakımından da davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, olay tarihinin üzerinden iki yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği, davalı hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinden ceza zamanaşımı süresinin uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. 

818 sayılı Borçlar Yasası'nın 60/2. maddesi (6098 sayılı TBK m.72) gereğince zarara yol açan eylemin, aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu ceza zamanaşımı süresidir. Dava konusu olay, olay gününde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Yasası'nda tanımlanan hakaret ve tehdit suçları niteliğinde olup uygulanacak ceza zamanaşımı süresi, aynı Yasası'nın 66. maddesi uyarınca 8 yıldır. Olay tarihi 26/07/2006 olup eldeki dava da 20/06/2013 günü açıldığına göre ceza zamanaşımı süresi geçmeden eldeki davanın açıldığı kabul edilmelidir.

Diğer yandan, ceza zamanaşımı süresinin uygulanabilmesi için haksız eylemin suç niteliğinde olması yeterlidir. Ayrıca ceza davası açılması gerekmediği gibi mahkumiyet kararı verilmesine de gerek yoktur.

Şu halde, açıklanan yönler gözetilerek, davalının zamanaşımı savunmasının reddiyle işin esası incelenip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.



kararara.com