Erzurum’un Hınıs ilçesinde bir vatandaş, konut kredisi çektiği bankanın kendisinden tahsil ettiği 880 liralık dosya masrafının iadesi istemiyle Hınıs Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’ne müracaat etti. Heyet, tüketicinin talebini yerinde buldu. Bunun üzerine banka, hakem heyetinin iptali istemiyle Hınıs Asliye Hukuk Mahkemesi’nde, '4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a Aykırılık' iddiasıyla dava açtı. Mahkeme, Hınıs Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’nin 13 Mayıs 2013 tarih ve 159 sayılı kararının iptaline karar verdi. Devreye giren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı mahkeme kararının kanun yararına bozması istemiyle temyiz isteğinde bulundu. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, taraflar arasında konut kredisi sözleşmesi bulunduğu ve davacı banka tarafından 880 liralık masraf alındığı hususunun ihtilaflı olmadığına hükmetti. Uyuşmazlığın, alınan bu dosya masrafının haksız şart niteliğinde olup olmadığı ve davalı tüketiciye iade edilip edilmeyeceği hususunda olduğuna dikkat çeken Yargıtay, hakem heyetinde baro temsilcisi olarak görev yapan avukatın mahkemede tüketicinin savunmasını üstlenmesini yasaya aykırı bularak, yerel mahkemenin kararını bozdu.

"HAKEM HEYETİNDEKİ AVUKAT TARAFLARIN SAVUNMASINI ÜSTLENEMEZ"

Davacı tarafından, davalı bankadan kullanılan konut kredisi nedeniyle masraf alındığına dikkat çekilen kararda, davalının tüketici sorunları hakem heyetine müracaat ettiği, tüketici sorunları hakem heyetinde görev alan baro temsilcisinin aynı karara yönelik olarak açılan tüketici hakem heyeti kararının iptali davasında davalı vekili olarak görev aldığı hususunun uyuşmazlık konusu olmadığı vurgulandı. Uyuşmazlığın, tüketici sorunları hakem heyetinde baro temsilcisi olarak görev alan avukatın söz konusu karara ilişkin tüketici mahkemesinde görülen davada taraflardan birisinin vekili olarak görev alıp alamayacağı hususu olduğunun dile getirildiği kararda, şu ifadelere yer verildi:

"Avukatın kendisine gelen işin reddi zorunluluğunu düzenleyen 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 38/1-c maddesine göre; ‘Avukat; evvelce hâkim, hakem, cumhuriyet savcısı, bilirkişi veya memur olarak o işte görev yapmış olursa, teklifi reddetmek zorunluluğundadır.’ Buna göre; davalı tarafından kendisinden alınan kredi masrafların iadesi için tüketici sorunları hakem heyetine yapılan müracaat üzerine, tüketici sorunları hakem heyetinde baro temsilcisi olarak görev alan davalı vekili avukatın, anılan yasa hükmü gereğince bu kararın iptali istemiyle tüketici mahkemesinde açılan davada davalı vekili olarak görev yapması mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile Hınıs Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 10 Temmuz 2013 tarih ve 2013/119 esas 2013/137 karar sayılı kararının sonuca etkili olmamak üzere, kanun yararına bozulmasına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine oy birliğiyle karar verildi."


cihan