YARGITAY 22. Hukuk Dairesi

ESAS: 2012/29479 
KARAR: 2014/271

Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatının ödetilmesine, karşı davacı ise kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ile sosyal hak alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, her iki davayı da kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: 

Davacı-karşı davalı işveren vekili; ...1. İş Mahkemesinin 2009/595 esas sayılı dosyası ile açtığı işe iade davası sonunda davacının işe iadesine, iade edilmemesi halinde yedi aylık ücreti tutarında tazminat ödenmesine karar verildiğini, kararın temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2009/28777 esas sayılı ilamı ile mahkeme kararının bozularak ortadan kaldırılmasına, feshin geçersizliğine, işçinin iade alınmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin beş aylık brüt ücreti tutarında belirlenmesine karar verildiğini, kesinleşen mahkeme kararına göre davalıya beş aylık ücreti tutarında tazminat ödenmesi gerekirken sehven yedi aylık ücreti tutarında brüt 35.280,00 net 35.068,32 TL ödeme yapıldığını, sehven ödenen miktarın tahsili için ...3. İcra Müdürlüğünün 2011/696 esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalının %40'tan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı-karşı davacı işçi vekili; davalıya işveren tarafından ödenen ücret ve tazminat miktarının gerçekte ödenmesi gereken miktarın çok altında olduğunu, davacıya yapılması gereken ödemelerde giydirilmiş brüt ücretin yanı sıra lojman, kira ve yakıt gibi diğer hak ve ücretlerin 21.01.2011 tarihindeki tutarının dikkate alınması gerektiğini, bu nedenle takibe yönelik itirazın haklı olduğunu belirterek, davacının davasının reddi ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, ücret alacağı, kıdem ve ihbar tazminatı farkı, yıllık izin ücreti farkı ve sosyal haklar alacaklarının işverenden tahsilini talep etmiş,taleplerini ıslah ederek artırmıştır.

Mahkemece, davalı işçinin iş sözleşmesinin işveren tarafından 24.07.2008 tarihinde sonlandırıldığı, o tarihteki brüt ücretinin 5.040,00 TL olduğu, fesih tarihindeki hesap pusularında işçiye yol ve yemek ücretinin yanı sıra yönetici primi adı altında bir ödemenin bulunduğu, görevi itibariyle lojmanda oturan davacının ...Emlakçılar Derneği tarafından bildirilen ortalama kira gelirinin diğer sosyal yardımlarla birlikte giydirilmiş ücret hesabında dikkate alınması gerektiği, işe iade kararının kesinleşmesinin ardından davalı işçinin süresi içinde işverene iade başvurusunda bulunduğu, ancak işverenin işçiyi işe almayacağı yönündeki iradeyi ortaya koyarak, davalı işçiye yerel mahkeme kararında belirtilen yedi aylık ücreti tutarında iade edilmeme tazminatı ve dört aylık boşta geçen süre ücreti ödemesi yaptığı; davalı işçinin iade başvurusunu 18.01.2011 tarihinde tebliğ aldığı, yasal bir aylık süre içerisinde işçiyi işe başlatmadığı, bu nedenle fesih tarihinin 18.02.2011 olduğu, işverence gerçekleştirilen geçersiz fesih dolayısıyla dört aylık boşta geçen sürenin eklenmesi sonrasında davalı işçinin kıdem süresinin 17.08.1995-24.11.2008 tarihleri arasındaki 13 yıl 3 ay 7 günlük süre olduğu, bu süre dikkate alındığında, işçiye fesih sırasında yapılan kıdem ve ihbar tazminatı ödemelerinin mahsubu sonrasında işçinin fark kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının doğduğu; davalı işçinin kıdem süresinin artması dolayısıyla oluşan izin alacağının işveren tarafından tam olarak ödendiği; davalı işçinin dört aylık boşta geçen süre ücreti alacağı belirlenirken aylık ücretinin yanı sıra sosyal hakları eklenmek suretiyle ödeme yapıldığından davalı işçinin artık bu dönem için ayrıca sosyal hak talebinde bulunamayacağı; işverenin işçiye yedi aylık işe başlatmama tazminatı ödemiş olmasına rağmen iade kararının Yargıtay'ca bozulup iade edilmeme tazminatının beş aya düşürülmesi nedeniyle işverenin aradaki fark alacağı talep edebileceği, işverence takibe konulan iade edilmeme tazminatı fark alacağının talep edilebilecek alacaktan daha yüksek olduğu, bu nedenle işçinin takibe yönelik itirazının kısmen haklı olduğu, alacakların belirlenmesi yargılama yapılmasını gerektiğinden inkar tazminatına hükmedilmesinin söz konusu olamayacağı gerekçesiyle dava ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararı yasal süresi içinde taraflar temyiz etmiştir. 

1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı-karşı davalı işverenin tüm, davalı-karşı davacı işçinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-İşe iade davası sonunda işçinin başvurusu, işverenin işe başlatmaması ve buna bağlı olarak boşta geçen süreye ait ücret konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır.

Boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer haklar için, feshi izleyen dönem ücretlerine göre hesaplama yapılmalıdır. Geçersiz sayılan fesih tarihinden sonra boşta geçen en çok dört aylık sürede işçinin çalışması devam ediyormuş gibi ücret ve diğer haklar belirlenmelidir. Boşta geçen en çok dört aya kadar süre içinde ücret zammı ya da yeni bir toplu iş sözleşmesi yürürlüğe girdiğinde, her iki dönem için ayrı ayrı hesaplamaya gidilmelidir.

Boşta geçen sürenin en çok dört aylık kısmı içinde gerçekleşen diğer haklar kavramına, ikramiye, gıda yardımı, yol yardımı, yakacak yardımı ve servis hizmeti gibi para ile ölçülebilen haklar dahil edilmelidir. Söz konusu hesaplamaların, işçinin belirtilen dönemde işyerinde çalışıyormuş gibi yapılması ve para ile ölçülebilen tüm değerlerin dikkate alınması gerekir. Bununla birlikte işçinin ancak fiili çalışması ile ortaya çıkabilecek olan fazla çalışma ücreti, hafta tatili ile bayram ve genel tatil günlerinde çalışma karşılığı ücret ile satışa bağlı prim gibi ödemelerinin, en çok dört ay kadar boşta geçen süre içinde ödenmesi gereken diğer haklar kavramında değerlendirilmesi mümkün olmaz. 

Boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklar ile işe başlatmama tazminatı brüt olarak hüküm altına alınmalı ve kesintiler infaz sırasında gözetilmelidir.

Somut olayda, mahkemece, davalı işçinin dört aylık boşta geçen süre ücreti ve diğer hakları belirlenirken, işverence aylık ücretinin yanı sıra sosyal hakları eklenmek suretiyle ödeme yapıldığından davalı işçinin artık bu dönem için ayrıca sosyal hak talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davalı-karşı davacı işçinin sosyal haklarını tahsil talebi reddedilmiş ise de, işçiye boşta geçen süre ücreti içinde sosyal haklar kapsamında sadece yemek ücreti ödendiği, lojman kira bedelinin ödenmediği anlaşılmış olup, işçinin lojmandan ayrılış tarihi tesbit edilerek, lojman hizmetinden mahrum kalınan süre belirlendikten sonra lojman ücreti alacağı olup olmadığına karar verilmesi gerekirken hatalı yorum ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.01.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.




kararara.com