YARGITAY 22. Hukuk Dairesi

ESAS: 2013/2384 
KARAR: 2014/601

Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: 

Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshinin ardından açılan işe iade davası sonucu feshin geçersizliğine karar verildiğini, müvekkilinin işe başlamak için süresinde başvurmasına rağmen işverence işe başlatılmadığını, bu suretle hakettiği fark kıdem tazminatı, işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti ve işlemiş faiz alacaklarının tahsili için icra takibi yapıldığını, davalı tarafın haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili, davacının işe başlama talebinin müvekkili işverence kabul edilmediği, davacının alacaklarını icra takibi yoluyla talep edemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-İcra takibine konu işlemiş faiz alacağına yapılan itirazın haklılığı ve takip konusu alacaklarda uygulanacak faiz oranı noktalarında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67. maddesi uyarınca, borçlunun süresi içerisinde borca itiraz etmesi üzerine duran icra takibinin devamı için açılan itirazın iptali davasında, borçlunun itirazının haklılığı veya haksızlığı yargılama konusudur.

Somut olayda, davaya konu icra takibinde talep edilen alacaklardan biri de temerrüd faizi alacağıdır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalının ödeme emrine itiraz dilekçesinde, alacaklara uygulanan faiz oranına ilişkin bir itirazının bulunmadığı belirtilerek, talep edilen oranlar (işe başlatmama tazminatı bakımından % 9; diğer asıl alacaklar bakımından % 15) üzerinden temerrüd faizi alacağı hesaplanmıştır. Davalının ödeme emrine itiraz dilekçesinde, açıkça faize de itiraz ettiğinin sabit olması karşısında bilirkişinin yazılı şekilde mütalaasıyla sonuç alacağın hesaplanması hatalı olmuştur. 

İcra takibine konu işe başlatmama tazminatı alacağı için yasal faiz; kıdem tazminatı ve boşta geçen süreye ilişkin ücret alacakları için ise mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanması gerektiği nazara alınarak, anılan faiz oranları araştırılmalı, taleple de bağlı kalınarak temerrüd faizi alacağı bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.
İcra takip tarihinden sonra asıl alacaklara işleyecek faiz bakımından da, takip talebi ve ödeme emrinde işe başlatmama tazminatı için en az % 9 oranı, ücret ve tazminat alacakları için ise en az % 15 oranının uygulanması talep edilmiştir. Mahkemece, rakam belirtilmeksizin takip tarihinden itibaren işe başlatmama tazminatı alacağı için kanuni faiz; kıdem tazminatı ve boşta geçen süreye ilişkin ücret alacakları için ise mevduata uygulanan en yüksek faiz oranıyla takibin devamına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde faiz bakımından talep gibi aynen devamına karar verilmesi de hatalı olmuştur.

Yukarıda yazılı sebeplerden, eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.




kararara.com