T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2012/2-302

K. 2012/287

T. 11.4.2012

• EVLAT EDİNME ( Sokağa Bırakılan ve Kurumca Koruyucu Aile Olarak Davacılara Verilen Küçüğün Davacılarla Duygusal Bağı Oluştuğu - Annenin Çocuğa Karşı Özen Yükümlülüğünü Yerine Getirmediği Babasının Kim Olduğunun Bilinmediği Annenin Evlat Edinmede Rızasının Alınmasına Gerek Olmadığı )

• KORUYUCU AİLE OLAN EVLİ ÇİFTİN EVLAT EDİNME İSTEMİ ( Sokağa Bırakılan ve Kurumca Aileye Verilen Küçük Hakkında - Davalı Annenin Çocuğa Karşı Özen Yükümlülüğünü Yerine Getirmediği Babasının Kim Olduğunun Bilinmediği Annenin Evlat Edinmede Rızasının Alınmasına Gerek Olmadığı )

• ÖZEN YÜKÜMLÜLÜĞÜ ( Sokağa Bırakılan ve Kurumca Koruyucu Aileye Verilen Küçük Hakkında Evlat Edinme İsteminde Davalı Annenin Rızasının Aranmayacağı - Davalı Annenin Çocuğa Karşı Özen Yükümlülüğünü Yerine Getirmediği )

• SOKAĞA BIRAKILAN VE KURUMCA KORUYUCU AİLEYE VERİLEN KÜÇÜK ( Korucuyu Ailenin Evlat Edinme İstemi - Davalı Annenin Gerek Yargılama Sırasında Gerek Davadan Sonraki Dönem İçin Küçük İle Şahsi İlişki Kurulması Yönündeki İsteminin Özel Dairece İnceleneceği )

• ANNE İLE KÜÇÜĞÜN KİŞİSEL İLİŞKİSİ ( Sokağa Bırakılan ve Kurumca Koruyucu Aileye Verilen Küçük Hakkında Evlat Edinme İsteminde Davalı Annenin Rızasının Aranmayacağı - İstemin Özel Dairece İnceleneceği )

4721/m.305306309311

ÖZET : Dava, koruyucu aile olan evli çiftin, küçüğü birlikte evlat edinmesi istemine ilişkindir. Sokağa bırakılan ve kurumca koruyucu aile olarak davacılara verilen küçüğün davacılar ile duygusal bağının oluştuğu; evlilik dışı ilişkisi sonucu küçüğü dünyaya getiren davalı annenin, küçüğün babasının kim olduğu yönünde açıklamada bulunmadığı, davalı annenin çocuğa karşı özen yükümlülüğünü yerine getiremediği anlaşıldığından, davalı annenin evlat edinmeye rızasının alınmasına gerek yoktur. Davalı anne gerek yargılama sırasında ve gerek davadan sonraki dönem için küçük ile şahsi ilişki kurulması yönünde karar verilmesi isteminde bulunmuş; bu istem bozma nedenine göre Özel Dairece incelenmemiştir.

DAVA : Dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ( TMK )’nun 306. maddesine dayalı, koruyucu aile olan evli çiftin, küçüğü birlikte evlat edinmesi istemine ilişkindir. Davacılar vekili; müvekkillerinin bebeği 13.01.2004 tarihinde Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ile aralarında imzalanan Evlat Edinme Öncesi Bakım Sözleşmesi ile evlat edinmek üzere himayelerine aldıklarını; küçüğün annesi tarafından sokağa bırakıldığını ve polisler tarafından koruma altına alındığını; henüz bir aylık bebekken müvekkilleri tarafından koruyucu aile olarak aldıkları çocuğa büyük bir itina ile bakıldığını; müvekkillerinin yasal süreyi doldurup nüfuslarına geçirmeyi beklerken, davalının anneliğin tespiti davası açtığını; o davada davalının, küçüğün annesi olduğunun tespitine karar verilip kararın kesinleştiğini; küçüğün kurum tarafından kendilerine teslim edildiği tarihten bu yana yanlarında olduğunu; müvekkillerine annebaba dediğini,aralarında güçlü ve duygusal bir bağ oluştuğunu, evlat edinmenin küçüğün yararına olduğunu, TMK'nın 311. maddesinin 2. fıkrasına göre gerçek anne babası tarafından küçüğe karşı özen yükümlülüğü yerine getirilmediğinden, annenin evlat edinmede rızasının aranmamasına ve müvekkilleri tarafından evlat edinilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Mahkemece; küçüğün davacılar tarafından bir yıldan fazla bakıldığı ve 13.01.2004 tarihli bakım sözleşmesine göre dava tarihi itibariyle TMK'nın 305.maddesinde öngörülen bir yıllık sürenin dolduğu, davalı annenin küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yerine getirmediği, bu nedenle karşı koymasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı, ayrıca küçüğün neredeyse doğduğu tarihe çok yakın bir tarih olan 13.01.2004 tarihinde bakım sözleşmesi ile davacılara teslim edildiği tarihten itibaren davacılar ile bir aile halinde yaşantısını sürdürüp, bu aileyi kendi ailesi olarak benimsediği; küçüğün davacılardan ayrılmasının, kişilik gelişimine olumsuz etkisinin olabileceği de göz önünde tutularak evlat edinmenin küçüğün yararına olduğu gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece; ( ... davalının küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmediğinin söylenemeyeceği, evlat edinmede asıl olanın anne-babanın rızasının aranması olduğu, küçüğün evlat edinilmesinde davalı annenin rızasının bulunmadığı, Türk Medeni Kanunu'nun 311. maddesindeki koşulların da oluşmadığı, gerçekleşen bu durum karşısında davanın reddine karar verilmesi gerektiği … ), gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Yerel Mahkemece; önceki kararda direnilmiştir.

Davalı vekilinin temyizi üzerine, Hukuk Genel Kurulunca:

KARAR : "... Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına,dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere somut olayın özelliğine ve dosya kapsamına göre, TMK’nın 311/2.maddesindeki koşulların oluşmadığı, davalı annenin çocuğuna karşı özen yükümlülüğünü yerine getirdiği, TMK’nın 309/1 maddesinde belirtildiği gibi,davalı annenin küçüğün evlat edinilmesine de rızasının bulunmadığı anlaşılmakla Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmadır."gerekçesiyle,direnme kararı bozulmuştur.

Davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Uyuşmazlık; davalı annenin,küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirip-getirmediği ve küçüğün evlat edinilmesine rızasının aranmasına gerek olup-olmadığı, noktasında toplanmaktadır.

Öncelikle konuya ilişkin yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır:

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ( TMK )’nun:

309. maddesinde;

"Evlat edinme,küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir. Rıza,küçüğün veya ana ve babasının oturdukları yer mahkemesinde sözlü veya yazılı olarak açıklanarak tutanağa geçirilir."

Denilmekte;

311.maddesinde ise:

"… Aşağıdaki hallerde ana ve babadan birinin rızası aranmaz:

1. Kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa,

2. Küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa." hükmü yer almaktadır.

Görülmektedir ki, kural olarak küçüğün evlat edinilmesinde anne ve babanın rızasının aranması asıldır.Ne var ki,kanunda sayılan hallerde rıza aranmaz. Bu hallerden birisi de anne ve babadan birisinin küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yerine getirmemesidir.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan tartışmalar sonrasında; somut olayda, sokağa bırakılan ve kurumca koruyucu aile olarak davacılara verilen küçüğün davacılar ile duygusal bağının oluştuğu; evlilik dışı ilişkisi sonucu küçüğü dünyaya getiren davalı annenin,küçüğün babasının kim olduğu yönünde herhangi bir açıklamada bulunmadığı; babanın kim olduğunun dosyaya yansımadığı ve davanın hiçbir safahatına da katılmadığı, davalı anne yönünden yapılan değerlendirmede de çocuğa karşı özen yükümlülüğünü yerine getiremediğinin anlaşıldığı ve buna bağlı olarak da davalı annenin evlat edinmeye rızasının alınmasına gerek olmadığı,gerekçesiyle,direnme bu yönüyle oyçokluğu ile olmak üzere uygun bulunmuştur.

Ne var ki; davalı anne gerek yargılama sırasında ve gerek davadan sonraki dönem için küçük ile şahsi ilişki kurulması yönünde karar verilmesi isteminde bulunmuş; bu istem bozma nedenine göre Özel Dairece incelenmemiştir. Bu nedenlerle, davacıların karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Hukuk Genel Kurulu’nun 21.09.2011 gün ve 2011/2-431 E. ,2011/533 K.sayılı bozma ilamının kaldırılması ve davalı annenin evlat edinmede rızasının aranmayacağına ilişkin direnme uygun olmakla, başta davalı anne ile küçük arasında şahsi ilişki kurulması istemine ilişkin hükme yönelik olmak üzere davalı vekilinin,daha önce incelenmeyen diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6217 Sayılı Kanun'un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen "Geçici madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi gereğince yapılan karar düzeltme incelemesi sonunda davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, Hukuk Genel Kurulu’nun 21.09.2011 tarih ve 2011/2-431 E.,553 K.sayılı kararın kaldırılmasına; yerel mahkemenin direnmeye ilişkin kararının UYGUN BULUNARAK, başta davalı anne ile küçük arasında şahsi ilişki kurulması istemine ilişkin hükme yönelik olmak üzere davalı vekilinin,daha önce incelenmeyen diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2. HUKUK İDARESİNE GÖNDERİLMESİNE, 11.04.2012 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğuyla karar verildi.