ÖZETİ: Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine yapılan takiplerin duracağı ayrıca hiçbir takip yapılamayacağı, zamanaşımı ve hak düşüren müddetlerin işlemeyeceği hükmüne yer verilmiştir. Az yukarıda sözü edilen erteleme kararları gözetildiğinde zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı, davanın 5 yıllık sürede açıldığı ortadadır. Bu durumda uyuşmazlığın esasının incelenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken erteleme kararı gözetilmeksizin zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur.

Mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili affından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış an-akla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın temliken tahsili istemiyle açılmış, davalı sürede verdiği cevabında zamanaşımı definde bulunmuş, mahkemece davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık mülga 818 sayılı BK'nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Davacı eser sözleşmesinin tarafı bulunan yükleniciden 12.12.2002 tarihli temlikname ile hakedişten kaynaklanan 100.000,00 TL alacağı temliken almış, bu temliknameye dayanarak 08.07.2008 tarihinde davalılar aleyhine icra takibi başlatmıştır. Takibe itiraz üzerine takip durmuştur. Eldeki davada 13.05.2009 tarihinde alacağın tahsili istenmiş, mahkemece zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş ise de davalılar hakkında Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 19.06.2007 tarih 2005/775 Esas, 2007/408 Karar sayılı kararıyla ve yine Kadıköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 29.04.2004 tarih 2004/90 Esas, 2004/354 Karar sayılı kararıyla davalı şirketler yönünden birer yıl süreyle iflasın ertelenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK.nın 179/b maddesinde erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine yapılan takiplerin duracağı ayrıca hiçbir takip yapılamayacağı, zamanaşımı ve hak düşüren müddetlerin işlemeyeceği hükmüne yer verilmiştir. Az yukarıda sözü edilen erteleme kararları gözetildiğinde zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı, davanın BK'nın 126/4. maddesi uyarınca 5 yıllık sürede açıldığı ortadadır. Bu durumda uyuşmazlığın esasının incelenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken erteleme kararı gözetilmeksizin zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21.01.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.