T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

 

E. 2014/10323

K. 2015/11346

T. 6.10.2015

 

DAVA : Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemenin görevsizliğine ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimin.... 'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR : Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.

Davacı, kayden maliki olduğu ... parseldeki 5 nolu bağımsız bölümün boşandığı eşi olan davalı tarafından haksız şekilde işgal edildiğini ileri sürerek, davalının bağımsız bölümden tahliyesini istemiştir.

Davalı, davanın görevsiz mahkemede açıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece; davacı ile davalı arasında sözlü veya yazılı bir kira sözleşmesinin olmadığı, bu haliyle davanın mülkiyet iddiasına dayandığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli Milas Nöbetçi Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu kat irtifakı kurulu .... parseldeki 5 nolu bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı olduğu, tarafların Milas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 11.07.2012 tarihinde kesinleşen kararı ile boşandıkları anlaşılmaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki, iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davacının 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 683. maddesine dayalı olarak elatmanın önlenmesi davası açtığı anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere; 18.01.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesinde, 08.07.2003 tarihinde faaliyete geçen aile mahkemelerinin görev kapsamı belirlenmiş ve TMK'nin ikinci kitabının üçüncü kısmı hariç ilk iki kısmında yer alan (118 ile 395. maddeler arası) hükümleriyle ilgili çıkan uyuşmazlıklar bu mahkemelerin görevleri arasında kabul edilmiş ve çekişmenin aile mahkemeleri tarafından çözüme kavuşturulacağı hükme bağlanmış, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 2. maddesinde de malvarlığına ilişkin davalarda asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.

Somut olaya yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca bakıldığında; uyuşmazlığın aile mahkemesi tarafından değil, genel mahkemelerce çözüme kavuşturulması gerekeceği tartışmasızdır.

O halde; görevin kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek, dosyanın aile mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş olması isabetsizdir.

Öte yandan, HMK'nin 321/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davanın devam edileceği mahkemede hüküm altına alınması gerektiğinden, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Davalı vekilinin adının karar başlığında yazılmamış olması da mahallinde her zaman düzeltilebilecek maddi hata niteliğindedir. Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazlarının reddine.

SONUÇ : Davalının yukarıda belirtilen nedenle temyiz itirazının kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.