T.C

YARGITAY

15.CEZA DAİRESİ

ESAS NO: 2013 / 3360

KARAR NO: 2014 / 19051

KARAR TARİHİ: 18.11.2014

 

 

Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hata­ya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara ina­nan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çı­kar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya de­ğiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.

 

Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistem­lerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kulla­nılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendin­de bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir.

 

Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını ko­laylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hal saymıştır.

 

Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeye­ceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girile­rek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.

 

Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yer­leştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tabi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bili­şim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaş­mış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kul­lanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.

 

Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kulla­nıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili ger­çekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması ha­linde bu fıkra uygulanamayacaktır.

 

Sanığın, tamamen sahte oluşturulmuş, keşidecisi katı­lan........’in yetkilisi olduğu....... İnşaat Gıda Teks. Turz. San. ve Tic. Ltd. Şti. gözüken,../../..... tarihli 5.500 TL bedel­li çeki, aldığı mal karşılığı....... isimli kişiye arkasına imza atıp ciro etmek suretiyle verdiği iddia edilen olayda; sanığın aşamalardaki savunmasında, suça konu çeki tanık ……..’dan aldığını beyan etmesi üzerine kovuşturma aşamasında tanık ……’ın beyanı alındığı, ancak gerçeğin kuşkuya yer vermeye­cek şekilde tespiti bakımından sanığa suça konu çeki verdiğini kabul etmeyen tanığın imza, yazı ve rakam örnekleri alınıp çekteki imza, yazı ve rakamların tanığa ait olup olmadığı hu­susunda uzman bilirkişiler aracılığı ile inceleme yapıldıktan sonra, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

 

Kabule göre de;

 

Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde; sanık müdafiinin 13/05/2010 tarihli oturumda sanık hak­kında “lehe hükümlerin uygulanması” yönündeki talebinin, 5237 sayılı TCK’nın 52/4. maddesinde tanımlanan adli para cezasının taksitlendirilmesini de kapsadığı gözetilmeden, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi,

 

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itiraz­ları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. mad­desi uyarınca bozulmasına, 18.11.2014 tarihinde oybir­liği ile karar verildi.