YARGITAY 13. Hukuk Dairesi

ESAS: 2013/24983 
KARAR: 2014/248

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı, davalı ile yapılan sözleşme ile taşınmaz satın aldığını, sözleşmeye göre 19.09.2009 tarihinde teslimi gerekirken 12.10.2009 tarihinde geç teslim edildiğini, satın aldığı taşınmazın karşısında bulunan ve yeşil alan olarak projelendirilen kısma bir blok yapıldığını, bu yapılan bloktan dolayı şerefiye bedellerinin yeniden değerlendirilmediğini, satın aldığı bağımsız bölümün net kullanım alanının taahhüt edilenden eksik olduğunu,pis su havalandırma borularının çıkışının çatıya kadar yapılmadığını, istinat duvarının projede olmasına rağmen yapılmadığını iddia ederek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle taşınmazın geç teslimi nedeniyle 250 TL, değer düşüklüğü nedeniyle 250 TL,eksik kullanım alanından doğan değer kaybı nedeniyle 250 TL,pis su borusu havalandırma çıkışının yapılamaması nedeniyle 250 TL, ihata duvarının yapılmaması nedeniyle 250 TL olmak üzere toplam 1.250 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş olup,20.03.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını 2.060 TL artırarak 3.310 TL çıkarmıştır.

Davalı, dava konusu hususlara ilişkin yasal süre içinde yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmadığını, vaziyet planında görülmeyen bloğun kamuya yapılan bedelsiz terkler sonucu ortaya çıkan emsal artışı nedeniyle diğer blokların görüş açısını değiştirmeyecek şekilde yapıldığını, davalı idare olarak kendilerine plan değişikliği yapılmasına ilişkin verilen yetki kapsamında sözleşmenin 1. maddesine uygun olarak işlem yaptıklarını, davacıya teslim edilen bağımsız bölümde eksik kullanım alanı bulunmadığını, sözleşmede belirli bir teslim tarihi taahhüt edilmediğinden geç teslimin söz konusu olmadığını ve davaya konu ayıplı imalat bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece taşınmazın teslim süresinin sözleşmeye göre 25.09.2009 tarihi olmasına rağmen 18 gün gecikme ile 12.10.2009 teslimi nedeniyle aylık 350 TL rayiç kira üzerinden 210 TL kira bedeli talep edebileceği, bina kullanma su tesisatındaki ayıplı imalat bedeli olarak 300 TL, sonradan ilave olunan bloklar nedeniyle uğranılan değer kaybı zararı olarak 2.800 TL talep edebileceği kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Davacı, davalıdan satın aldığı bağımsız bölümün bulunduğu binanın karşısında bulunan ve vaziyet planında yeşil alan olarak projelendirilen kısma yeni bir blok inşa edilmesi nedeniyle meydana gelen değer kaybı ile atıksu tesisatının ayıplı imalatı nedeniyle oluşan zararının tahsili isteminde bulunmuştur.

4077 sayılı Kanunun 4.maddesinin 2.fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Yasada öngörülen 30 günlük süre içinde davalı satıcıya ihbar edilmeyen açık ayıplara ilişkin dava açılamaz.

Davacı, davalı tarafından ...toplu konut projesi kapsamında inşa edilen taşınmazı davalı ile yapılan 25.09.2009 tarihli sözleşme ile satın alarak, taşınmazın davalıya 12.10.2009 tarihli teslim tutanağı ile teslim edildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazın bulunduğu alana ilişkin vaziyet planında yeşil alan olarak projelendirilen kısma davalı tarafından bina yapılmasına ilişkin husus davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp niteliğinde olup,aynı şekilde atık su tesisatının ayıplı imal edildiğine ilişkin hususunda davacının kullanımına bağlı olarak kısa sürede anlaşılabileceği gözetildiğinde, atık su tesisatına ilişkin ayıplı imalatında açık ayıp olarak kabul edilmesi gerekir. Davalı tarafından dava konusu bu ayıpları gizlemek için de herhangi bir hileye başvurulmadığı gibi davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur.

Davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı da anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, yeşil alan olarak projelendirilen kısma bina yapılması ve atıksu tesisatının ayıplı imal edilmesine ilişkin mahkemece ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı gözetilerek bu kalem istekler yönüden talebi reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 13.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.



kararara.com